41 yıl boyunca Millî Bayramlarımız emeğimiz ve gönül coşkunluğumuzun yansıtılmasıyla kutlanmıştır.
Öğrenciler seçilirken her zaman görev alanlar değil, sosyal, psikolojik bakımdan takviyeye ihtiyacı olanlar seçilmiştir.
Hiç bir öğrenci kendine güvenecek kadar çalıştırılmadan sahneye çıkarılmamıştır.
(Eğitimcilik kalitesi yüksek arkadaşlarımın bazı öğrencileri seyrettikten sonra gönülden tebrikleri en güzel bayram hatıralarım arasındadır.)
Köylerde 23 Nisan’da mutlaka küçük tiyatro oyunları oynardık ve her Millî Bayramı ayrı bir mahallede kutlamaya gayret gösterirdim. O gün çocukların azıkları o mahalle tarafından karşılanırdı.
23 Nisan'da okul öncesi çocukları da ellerinde bayraklarla bayrama katardım.
Fatsa Bahçeler, Sinan Mahallesi İlkokulu'nda arkadaşım Cihan Özdemir'le beraber her Milli Bayram gecesi fener alayı düzenler marşlar eşliğinde bütün köyü dolaşırdık.
Özellikle yurt dışı görevim esnasında 23 Nisan’a rast getiremesek de en az 3-4 saatlik bayram kutlaması yapılırdı.
Bir keresinde Belçika’dan Eğitim Müşaviri bir ağabeyimiz misafirliğe geldiği aileyle birlikte bayramımıza katılmış…
Programın sonuna doğru:
-Hocam, bir misafirimiz ayrılacakmış, sizinle mutlaka görüşmek istiyor, dediler.
Yanına vardım, kendini tanıttı ve beni kucakladı gözleri dolu dolu:
-Hocam, Türkiye’de ve yurt dışında tamamen öğretmen ve öğrencilerin katkısıyla hazırlanmış böyle bir program seyretmedim. Teşekkür ve tebrik ediyorum.
Ayrıca, çocuklarımızın Türkçesine hayran kaldım. İyi ki burada olmuşum. Ağzımızın tadıyla gidiyoruz… dedi.
Orada bulunanlar boynuma sarıldılar gözleri nemli nemli…
Fransa’da, Montereau’daki öğrencilerime ve velilerine böyle güzel anılar hediye ettikleri için minnettarım.
Siz ne güzel vatan evlatlarıydınız öyle.
Allah varlığınızı, dirliğinizi daim etsin.