Birileri reyting yapmak adına, kimileri fırsat fırsattır deyip MHP’yi parçalama adına, kimileri de Parti içinde yer bulmak adına bir sürü alavere-dalavere işlerle uğraşarak Ülkücülerin kafasını karıştırıyor.
Zaman-zaman ısıtılarak öne sürülen, hiçbir delil ve kaynağı bulunmayan, Dilden dile gevelenen çok komik yakıştırmalar veya suçlamalar tabanda ülkücülere de yedirilmeye sindirtilmeye çalışılıyor.
İktidar olmak gibi bir şansımız olduğunda, ihtiraslar aklın üzerinde seyretmeye başladığında, karalama kampanyası başlatılıyor. Hareket her defasında zarar görüyor ve sekteye uğratılıyor.
Çok geniş tecrübelere sahip, siyasi tarihinde çok büyük tezgâh ve oyunlardan geçmiş gerçek Ülkücülerin bir aldanış içine düşmeyecekleri muhakkaktır.
Mlliyetçi Hareket Partisinin Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile ilgili son zamanlarda yazılıp çizilmekte olan suçlamaların kongreye az bir zaman kala çıkartılmış olmasını nasıl değerlendirmemiz gerekir? Herhangi bir değerlendirme yapmamızı gerektirecek bir kıymete sahip mi?
İtham çok büyük! “Devlet Bahçeli MİT Ajanı” Vay beee…
Ne Yani MHP’yi bir MİT Ajanı mı yönetiyor? Güldürmeyin Allah aşkına…
Bu iddiayı ortaya koyanlar ihtiras sahipleri veya Genel Başkanlık yarışında aleyhte propoganda yaparak yıpratma politikası olduğunu sanmıyorum. Çünkü hiç bir Ülkücünün böyle bir düşünce içinde olabileceğini ve inanacağını tahmin bile edemem. Bu iddiayı ortaya çıkaranlar sadece Devlet Bahçeli Düşmanlığı da yapmıyor. Ayni zamanda MHP’nin düşmanlığını dolayısıyla Ülkücü düşmanlığı yapıyorlar.
Ortaya koyulan bu iddialar, Hareketin Genel başkanını hem halkın gözünde hem de ülkücüler gözünde küçük düşürmektir. Dolyısıyla ülkücünün küçük düşmesidir. Buna göz yummak, dedikodu ortamlarına taşımak birlik ve beraberliğin zedelenmesinden başka bir şey değildir.
Bu iddiaları kendi içinde siyasi malzeme yaprak belden aşağı vurmaya çalışmakta doğru bir tercih olamaz.
Aslı astarı olmayan meselelerle uğraşarak neler kaybettiğimizin farkında olmamız gerekiyor.