Endonezya’da ulama denen insanlar devlet başkanına oy verip vermemeleri konusunda fetva verebilir. Bu sözlerinden dolayı da hiçbir üst makam tarafından ikaz bile edilmez. İlk ve son mercidir mübarekler. Bizim Pensilvanyalı hain gibi. Mübarek “ben size çalışıyorum deyip yardım edin” bile der ezeli ve ebedi düşmanlarımızdan. Bu onun din zihniyetine uygundur da bir tane ilâhiyatçı kalkıp, “bu nasıl bir din zihniyetidir, bunda bir yanlışlık var” demez. Sadece şu örnek bile İslâmda reform zihniyetine ne kadar ihtiyacımız olduğunu gösterir, kanıtlar. Artık şöyle avutuyorum kendimi: Hocaefendileri dinledikten sonra “senin kelimei tevhidin sana benimki bana. Sana inandım 60 yıllık ömrümde hep telef oldum. Şimdi kendi Muhammed’ime inanıyorum” deyip geçiyorum. Bir adam kalkıp ben İslâm davası anlatıyorum diyorsa “sen ya hırsızlık yapıyorsun ya da toplu dilencilik” diyesim geliyor ama adabı muaşeret var ya .........
NAMAZ KILMAYAN HAYVANDIR DİYEN ULAMAYI HATIRLAYALIM
Türkiye’de namaz kılmayan hayvandır diyen ulamayı hatırlayınız. Bu adam bu laflarından sonra hiç bir ilâhiyatçı kendisine “zırvaladın” dedi mi? Şimdi yeniden hatırlayınız bizde namaz kılmayan hayvandır diyen lâik bir ülke İlâhiyat Fakültesi profesörünü. Allah bu adama güç vermesin diye dua ediyorum. Ve şahsına soruyorum ey ulama aldığın maaşın kaç ta kaçı fuhuş, kumar, lotarya, bahis, alkol sektöründen. Alevi vatandaşların helal rızkından. Boğazından geçen helâl mi? Bir de bu konuda döktür derin ilminden. Bu adamın arkasından namaz kılmam ben namaz. Eziyet olur o secde bana. Adamın türdeşleri Endonezya’da çoktur ve onların ne temyizi vardır ne de bir üst makamı. Vicdanları, insafları zaten yoktur. Şerif Mardin “Din ve İdeoloji” adlı eserinde “yıkıcı muhalefet sekuler kimlikle değil dini kimlikle” yapılır diyordu. Doğru söylemiş.Yukarıdaki vatandaş tabiriyle “porofosor” sıfatlı ulama insanları din adına bölüyor adeta. İçi kin dolu mübareğin. Kafası12. bedeni 21. asırda.
BÖYLESİ DİN ADAMLARININ ELİNDE DİN BİR FELÂKETE DÖNÜŞÜYOR
Endonezya din felâketi bize ders olmalıdır: Bir tek ayet bilenin din üstadı olduğu Endonezya’da kyai, üstad, mubalig sıfatı kazanmak da para gücü ile ilişkili bir uygulamadır. Sömürü dönemlerinde Japonların ve Felemenklerin sisteme adam yetiştirmek için açtıkları kurslar bugün de aynen sürdürülmekte ve kargaşayı beslemektedir. Önce yüzelli bin ulamaya ihtiyaç var diye kısaca MUI denen “Endonezya İslâm Bilginleri Meclisi” tarafından kamuoyuna duyurulmakta ve üniversitelerin kısa vadeli kurslarından mezun olanlara yaklaşık adaylara 500 dolara mal olan uygulamalar yapılmaktadır.Ülkede asgari ücret 95-225 dolar arası bölgeden bölgeye değişmektedir. Yıl 2013 tür. 1.Nisan. 2009-1.Nisan. 2013 arasında görev yapan Anayasa Mahkemesi Başkanı (Mahkamah Konstitusi) Prof. Dr. Mohammad Mahfud M.D beyin ifadesidir şu: “Bir ayet bilen ulama oluyor.”
(Kaynak: http://www.salam-online.com/2012/09/sertifikasi-ulama-itu-lebih-orde-baru-dari-orde-baru.html)
Kurslardan iyi bir gelir elde eden özel ve devlet üniversiteleri için kişilerin ne kadar uzmanlaştığı mı yoksa kısaca MUI denen Endonezya İslam Bilginleri Meclisi ile yapılan işbirliğinden elde edilen gelirler mi daha önemli sorusunu beraberinde getiren uygulamalardır. Kaldıki ulama sıfatlı bazı kişilerin adeta terör örgütü gibi hareket etmeleri ve toplumda huzursuzluğa neden olan, gönüllü polisler gibi davranmaları da Endonezya halkının mülayim karakteri ile pek uyuşmamaktadır. Anti terör uygulamasının bir parçası olarak karşı psikolojik harekat etkinliklerinden birisi olarak din adamları belgelendirilmesi yapılması da Suharto (1965-1998) rejimine uygun idi. Ancak 2014 yılında Devlet Başkanı seçilen Jakarta Valisi Joko Widodo için (Kısa adı Jokowi) Jokowi’yi seçmek haram diye fetva veren din adamlarının bulunduğu bir ülkede üretilen karşı harekat düzeneğinin nerelere kadar uzandığını göstermektedir.
ENDONEZYA’DA DEVLET BAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE KİME OY VERMEK HELALDİR VE HARAMDIR DİYE FETVA VEREN ULAMA VAR
Bugün halkın seçtiği Endonezya Devlet Başkanı Joko Widodo beye oy vermek haramdır fetvasını veren ulama Endonezya’da yaşamaktadır. Yıl 2014 idi. İslam davası güttüğü adından belli olan kısaca FUUI, Forum Ulama Umat Indonesia denen Endonezya İslam Ümmeti Forumu adlı örgütün başındaki Athian Ali yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Jokowi’yi seçmenin haram olduğuna dair fetva yayınladı. Nedeni Jokowi’nin tutumunun yanlış olduğunu İslam hukukunu tanımadığını Bandung’da gazetecilere verdiği demeçte açıkladı.
(Kaynak: http://www.membongkar.info/2014/06/alasan-forum-ulama-ummat-indonesia.html)
ŞÜKÜRLER OLSUN TÜRKİYE’DE LÂİKLİK VAR
Endonezlerin birçok uygulaması ve devlet düzenekleri aynen sömürü dönemindeki şekliyle sürmekte olduğunu burada bir kez daha teyit edebiliriz. Japonların işgal döneminde açtıkları kyai kursları ile üniversitelerle işbirliği yaparak MUI tarafından açılan ulama sertifikası veren kursların benzerliği, idari sistemdeki, RT, RW, KUA, DI uygulamalarını hatırlatmakta olup neden sömürü dönemindeki düzeneklerin bugünlerde de sürdürüldüğünü anlamak zor olmaktadır. Sokak ve semt amirleri (RT, RW) Sadece Müslümanları Evlendirme Kurumu (KUA) Özel ve Özerk İl İdareleri (DI) gibi idari kurumlar işgal döneminden kalmadır.
Aslında azıcık düşününce ulama sıfatlıların dini veya mezhebi ve de sülalesi olduğunu anlayabiliyoruz. Ulama zihniyetinden vatanı olamadığını anlayabildiğimiz bir ülkedir Endonezya.
Endonezya ulama belgeleri ya terörist bir eylem olduğunda veya yukarıda görüldüğü gibi bir devlet adamı gündeme getirince ortalığı karıştırmakta ya da herkesin bildiği ama pek de çözüleceğine dair inancı olmadığı veya çözüm üretenlerin de sorunu yaşatacak yasal ortam
hazırlamayı önerecek derecede cahilane ve bencil tutumlarıyla da toplumun huzurunu kaçıran ve güvenini sarsan vesikalardır. Sorun İslâm zihniyetinin bu dünyada cehennemde yaşamayı erdem bilen bir tarzda işlenerek sorumsuz bir şekilde topluma empoze edilmesinden başka bir şey değildir. Endonezya devlet tecrübesini biriktiriyor derken bu tür uygulamaların sonuç vermeyeceğini ve ülkede ihtiyaç duyulan adil bir idari birikim sürecinin yaşanmakta olduğunu 70 yıllık bağımsızlık tecrübesinden öğrendik.
Şükürler olsun Allah’ıma ülkemde hiçbir İslâm ülkesinde olmayan bir şey var: Lâiklik.