Kanunlarımızca halen daha suç olmasına rağmen, meydanlarda yüce dinimizin pervasızca siyasetin ucuz bir istismar malzemesi haline düşürüldüğünü hayretle ve şaşkınlıkla izliyoruz.
Sıfır sermayeli, sınırsız kazanç sağlayan dünya üzerinde hiçbir ticaret olmaz diye düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Öyle kirli bir ticaret var ki inanılmaz kârlılığının yanında tarih boyunca bütün insanlığın başına dert olmuştur. Bu ticaret dini dünya menfaatleri için kullanmak, DİN SATMAK yani DİN TÜCCARLIĞIDIR.
İslam’ın ruhban sınıfı oluşmasını engelleyen bütün kesin hüküm ve yasaklamalarına rağmen, dini dünyalık çıkarları için pazarlayan,DİN TEZGÂHINDA SİYASET, SİYASET TEZGÂHINDA DİN SATAN HER BİRİ MİLYON DOLARLIK TACİRLERİMİZ var.
İslamiyet öncesi hak dinleri dönemlerindeki kişiler, çıkarlarına ve ticaretlerine alet etmek için değiştirip dönüştürmüştür. Cenab-ı Allah son din olarak İslam dinini ve Kitabı Kuran-ı Kerimi indirdi. Kuranda Şirk (Allah'a eş ve ortak koşmak) affı olmayan en büyük günah sayılarak, Allah ile kulunun arasına kimsenin giremeyeceğini açık ve net olarak belirtilmiştir.