Ortadoğu Gazetesi yazarı İsmail Özdemir'in Meclis başkanlığı seçimi ve ardından yapılan yorumları değerlendirdi.
Meclis Başkanlığı seçiminin ardından akıl ve ruh sağlığının Türkiye'de neden dikkate alınarak, tedbirlerin arttırılması gerektiğini bir kez daha gördük.Yapılan değerlendirmeler, açıklamalar, yorumlar inanın normal insanın dahi ruh sağlığını bozabilecek türden anlamlar içeriyor.
Meselenin iç yüzü bilinmese, konuların muhatapları olan şahıslar tanınmasa ve ne yaptıklarının farkında olunmasa fareli köyün kavalcısı misali eline bir düdük alanın peşinden sürükleyeceği çok insan olur herhalde.
Türk siyasetinde kimin ne olduğu bilinirken şimdi Meclis Başkanlığı seçimlerinde kendi yanlışlarını örtebilmek adına MHP'ye laf söylemeye kalkanların tutarlı oldukları hiçbir alan yoktur.
Meclis Başkanlığı seçimi için;
1-Tıpkı daha önceki yıllarda olduğu gibi kendi adayını çıkararak sonuna kadar onu desteklemeyi sürdürmüşken,
2-Belirlediği aday çok değil daha bir yıl önce Türk Milleti'nin Cumhurbaşkanı adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu iken,
3-Ekmeleddin İhsanoğlu isminin duyurulması için çabalayanlardan birisinin CHP olduğu biliniyorken,
4- MHP, kendi adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu'ndan başka hiçbir siyasi partinin adayına oy vermemişken,
5-MHP haricindeki diğer tüm siyasi partilerden Meclis Başkanlığı seçiminde diğer partilerin adayına ama özellikle de AKP adayı İsmet Yılmaz'a oy kaymışken,
6- Dört turlu seçimin kimi yerlerinde CHP'nin kendi milletvekilleri dahi partilerinin adayı olan Deniz Baykal'ı desteklememişken,
7-MHP, 7 Haziran akşamından bu yana ortaya koyduğu hangi ilke ve ölçü varsa, bunlardan asla sapma göstermemişken,
8-Kendisini oy aldıklarından önce dağdaki teröristlere karşı sorumlu hisseden ve buna göre davrananları nerede ve nasıl olursa olsun, muhatap almamak kadar tabii bir demokratik duruş olamazken,
Bazı ruh hastaları çıkıp hala MHP'nin AKP'nin adayı olan İsmet Yılmaz'ı Meclis Başkanı olarak seçtirdiğini söylüyorlar.
Bir Allah'ın kulu da çıkıp nedense "Yahu MHP'nin belirlediği aday bir yıl önce Cumhurbaşkanı adayıydı, herkes ama özellikle de CHP'liler övüyor, seçilmesi için gayret sarf ediyordu, şimdi neden Meclis Başkanlığı seçiminde Ekmeleddin İhsanoğlu'nu CHP desteklemedi?" demiyor!
Sayın İhsanoğlu için övgü dolu cümlelerle "sadece Türkiye değil, dünya onu tanıyor" diyerek ne büyük bir diplomat ve devlet adamı olduğu anlatılmakla bitirilemediği, "57 İslam ülkesini yönetmiş birisi olarak Türkiye'yi yönetmeye elbette layık olduğu" ifadeleri açın bakın CHP'den ve daha fazlası Kemal Kılıçdaroğlu'nun bizzat kendi ağzından dökülmüştür.
Şimdi 57 İslam ülkesini yönettiğini söyledikleri Ekmeleddin İhsanoğlu, Cumhurbaşkanlığı makamına layıktı da Meclis Başkanlığı'na mı layık değildi?
Evvela CHP kanadının vermesi gereken cevap budur!
Hangi gerekçeyle Ekmeleddin İhsanoğlu'nu desteklemediklerini söylemledirler.
Ekmeleddin İhsanoğlu seçilemediğinde "Türkiye tarihi bir fırsatı kaçırdı" diyerek büyük üzüntü duyan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu acaba şimdi hangi mutlulukla İhsanoğlu'nu Meclis Başkanı seçiminde desteklememe kararı almıştır?
İşi ilginç yapan bir başka konu daha var.
Seçimlerin hemen ardından Deniz Baykal'ın, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan habersiz olarak Erdoğan'ın davetine yanıt verdiği bilgisinin basına çıkışındaki adresin yine CHP'li kaynaklar olduğu, hatta CHP'nin kimi ilgili kurullarında bunun büyük tartışmalara sebep olduğu da bilinen bir gerçek.
Diğer yandan Recep Tayyip Erdoğan ve Deniz Baykal haricinde, 7 Haziran'ın hemen akabinde yapılan "baş başa özel görüşmede" nelerin konuşulduğunu tam manasıyla bu iki kişiden başka bilen olabilir mi?
Tabii ki olamaz.
Bakın şu işe ki Erdoğan ile görüşmesinin hemen ardından adeta dayatılmışçasına Deniz Baykal nasıl oldu da bir anda CHP'nin Meclis Başkanı adayı oluverdi?
Birileri AKP ve Erdoğan konusunda hassas ise önce bunu sorgulamalı, kapalı kapılar ardında CHP üzerinde ne gibi hesaplar kurulduğunun üzerine gitmelidir.
Tüm bu gerçekler ortadayken şimdi Erdoğan'la yaptığı "özel görüşmeler" ile siyasi tarihe geçmiş olan Deniz Baykal'ı desteklemek mi AKP'ye "tekerlek olmaktır" yoksa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde olduğu gibi Meclis Başkanlığı seçimlerinde de Ekmeleddin İhsanoğlu'nu aday gösterip desteklemek mi?
Bitirmeden bir meseleye daha dikkat çekmek yerinde olur kanaatindeyim.
MHP Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde canla başla çalışıp, Sayın İhsanoğlu'nun seçilebilmesi için gayret gösterirken, CHP'nin şimdiki haline bakarak ortaya çıkan konu ise Ekmeleddin İhsanoğlu için samimiyetle çalışıp çalışmadığı meselesidir.
Öyle ya Tayyip Erdoğan'ın seçilmesine yol açan özellikle de CHP seçmeninin sandığa gitmemiş olması değil miydi?
Şimdi Erdoğan kalkıp size ne kadar teşekkür etse az değil mi?
Mevzunun vahim halini de elbet ki yakında Türkiye görecektir.
Nasıl mı?
Yarın öbür gün AKP ile CHP koalisyonu kurulduğunda bakalım ne diyebilecek, insan içine nasıl çıkacaksınız?