Separatçılar yine "seçim" geçirdiler. Bu seferki şovun adını "özyönetim gurumlarına seçim" koydular. Gülmelidir ... Kendileri uzak bu zavallılar, kimi ve neyi idare edecekler ?! Beş-on kağıtı karalayıp yamalı kutulara atmak hiç de seçim sayılmaz. Aslında Taşnakların bu "adımı" kabul edilemez olsa da, "anlaşılandır". Bu "seçim" işgal altındaki Azerbaycan topraklarında yıllardan beri geçirdikleri, hiçbir hukuki dayanağı olmayan sahte "seçimlerin" sonraki "senaryosu", yaptıkları hatanın terkip hissesidi. Bu hem de ermənilərin uluslararası alemi şaşırtmak tuzağı, patronları karşısında "tarihi" borçlar.
Bu sıradan olan "seçimleri" kendileri geçirir, kendileri bilir. Daha doğrusu, kendileri çalar, kendileri de oynuyor ... Onu da ifade edeyim ki, bu "seçim-şovda" yer edesi nüfus bile yok ki, gidip kutuya birisinin de "adını" atsın, bu kampanyada yer alsın. Odur ki, kutuya kağıt doldurmak için yabancı devletlerden dilenib-topladıkları paralarla bir sürü paralı "seçmenler" tutuyor, uluslararası alemin "gözüne kül ufurmek" istiyorlar. Ancak bu "siyasi" yürüyüşleri başarı kazanmıyor ki, kazanmıyor. Ne seçimlerini tanıyan, ne de seslerine ses veren olur. İster yabancı devletler, gerekse uluslararası kuruluşlar artık bu sinsi toplumun iç yüzüne belettirler. İşgal altındaki Azerbaycan topraklarında Ermenistan bugüne kadar geçirdiği tüm "seçimler" uluslararası kamu tarafından meşru olarak kabul edilmeyip ve onun sonuçları tanınmayıp.
Bir kez daha ifade edelim ki, BM Güvenlik Konseyi'nin 822, 853, 874 ve 884 sayılı kararlar, hem de Güvenlik Konseyi Başkanı'nın aldığı 7 beyanı da Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü, egemenliği ve sınırlarının bütünlüğünü onayladı.
Bugün birçok ülke Ermenilerin sahte "tarihçilerinin", siyasi işbazlarının elinden tenge geldi. Zamanında gösterdikleri herhangi bir yumuşak münasebetten kullanan bu toplum, bir acı "lokma" olup bu ülkelerin gırtlağına tıkanıp. Bugün uluslararası hukuk normlarına dışarı bakan, hiç bir yabancı kurumların kararlarına önem vermeyen Taşnaklar, muhtemelen bir gün kanun karşısında cevap verecek, yaptıkları nadanlıqların karşılığında tutarlı cevaplarını alacaklar. O zamanda da kuyrukları kapı arasında kalacak. Kuyruğu kopana da bizim millet "tula" diyor. Bu olacak ...