Samsun Doğayı Koruma Derneği Başkanı Taner Yılmaz basın açıklaması yaparak samsunluları duyarlı olmaya çağırdı.
Yılmaz'ın basın açıklaması şöyle:
Samsun Tarım Şehri,Samsun Turizm Şehri,Samsun Ticaret Şehri Samsun Deniz şehri, ,Samsun Kurtuluş Savaşının Şehri.bu sloganlar hiç de yabancı değil ama bu sloganlarin artık değiştiği görülüyor. Samsun uzun süreden beri devam eden çevre katliamlarında öyle bir hal aldı ki artık bu sloganları söyleyen Kurumlar ve STK’lar artık inandırıcılığını kaybetmişlerdir. Sormak istiyoruz ; gerçekden bu sloganları söyleyenler kendileri bu sloganlara inanıyorlar mi ? Samsunda 5 tane doğalgaz çevrim santralı kurulmuş bir o kadarda sırada beklerken bu çevrim santralleri Çevreyi kirletmiyor mu ? Kirletmediğine dair bir tane bile bilimsel veri yokken bu termik santralleri kim denetliyor ? Atmosfere; baca gazları ve diğer gaz emisyonları, partikül maddeler ve tozlar, ısıl etki (Baca gazı sıcaklığı); SO2 ve NOx gazları gibi asit yağmurlarının oluşumundan birinci derecede sorumluyken. Bacalardan atılan zehirli gazlar,kükürt ve azot oksitler, hakim rüzgârlarla ortalama 2 - 7 gün içerisinde atmosfere taşınırken. Bu zaman süresi içinde bu kirleticiler,atmosferdeki su partikülleri ve diğer bileşenlerle tepkimeye girerek sülfürik asit ve nitrik asiti oluşturken. Bunlar da yeryüzüne yağmur ve kar ile ulaşırken. Baca gazları ikinci kez ve daha geniş bir bölgeye etki etmiş olurken. Samsunun arazi yapısı ve hava koşullarına bağlı olarak, etki yüzlerce kilometreye kadar yayılabilmekteyken. Asit yağmuru denilen bu olgu yalnızca canlılar için değil, taş yapıtlar ve eski sanat eserleri için de önemli bir tehlike oluşturmaktayken. SAMSUN acaba bu etkiden etkilenmeyecek mi ?
Samsunun bütün ilçeleri ve komşu illerdeki tarım arazilerinde, tarımda toprak asitlenmesi, tarım ürünlerinde verim kaybı, bitki gelişiminin yavaşlaması-zamanla yok olması gibi zehirli gazların bir kısmı havada kalarak asit yağmurlarına sebep olurken, toprak yüzeyine
yığılan zehirli partiküller yağışlarla yeraltına sızarak toprağın kalitesini belirleyici özelliklerinde
bozulmalar meydana getirecekken, SAMSUN acaba bu zararların hiçbirinden etkilenmeyecek mi ?
Samsunda Santrallerde soğutucu, buhar elde etme ve temizleme gibi amaçlarla kullanılan sular sıcaklık dereceleri yükselmiş olarak toprağa, yeraltı sularına, akarsulara ve denizlere
boşaltılmayacak mı ? Suyun sıcaklığı yüksek olduğu için sularda yaşayan canlılar etkilenmeyecek mi? Asit yağmurları,yaprakların stomalarına girerek yaprağın su dengesini sağlayan stoplazmanın asitleşmesine neden olurlar. Bunun sonucunda sıvı kaybeden yaprak, kısa sürede ölür. Bu şekilde ağacın hastalıklara dayanıklılığı azaldığından zararlı böceklerin istilasına uğrar ve ölümü hızlanır. Ayrıca giderek zayıflayan ve yaprak kaybeden ağacın tepe çatıları seyrekleşerek rüzgâr perdesi görevini yapamaz ve ağaç rüzgârdan devrilebilir.
Asit yağmurunun toprağa düşmesi sonucu toprağın asiditesi artar ve bu kuvvetli asidik
çözeltiler topraktaki Ca++, Mg+, K+ gibi minerallerin kaybına neden olur. Bu mineraller
ağaçların büyümesi ve kendilerini yenilemeleri için yaşamsal öneme sahiptirler.Toprakta ph
%5’ in altına düşerse toprak sıvısı içinde alüminyum ve ağır metallerin konsantrasyonu artar.
Kurak mevsimlerde topraktaki nemin azalması sonucu bu maddeler iyice yoğunlaşır ve bitki
kökleri için öldürücü etki gösterirler. Ayrıca kloroplastlarda biriken SO2 yaprağın fotosentez
yapmasını engeller ve bu yolla da ağaca zarar verir. Tüm bunların sonucunda ağaçların yeşil
sürgünleri gelişmeyip kurumakta, yaprakları dökülmekte, çiçek ve meyve vermemektedir.
Santrallerin doğal çevre üzerindeki olumsuz etkilerinden bir diğeri de yakma sonucun da veya baca gazlarında çıkan gaz ve partiküllerin su kaynakları üzerinde yarattığı kirlenmedir. Bunlardan birisi bitkiler üzerindeki etkisidir. ormanlarda kirleticilerin birikimli etkisi söz konusu olmaktadır.Bu etki çam gibi iğne yapraklı ağaçların iğne yapraklarında kükürt birikimi ve ağaçların yıllık büyüme halkalarındada daralma olarak ortaya çıkmaktadır. Sonuçta zararlı gaz etkisi hem bitki örtüsünün gelişimini yavaşlatarak kesintiye uğratmaktadır. Acaba SAMSUN bitki örtüsü ve tarımsal alanlar bundan etkilenmeyecek mi ?
‘’SAMSUN NEDEN DOĞALGAZ ÇEVRİM SANTRALI OVASINA DÖNMÜŞTÜR’'
Samsun halkı biliyor mu?
SAMSUN maden zengini bir şehir. Toplam 80 adet madenimiz varken bu madenlerin çevreye verdiği etkileri biliyormuyuz ? Maden ruhsatı adı altında faaliyet gösteren taş ocakları Samsunun turizmine ve bitki örtüsüne büyük bir zarar vermektedir. En önemli örnek Koçadağ taş oçaklarıdır. Atakum ilçesi Çamlıyazı Köyü Kocadağ mevkiinde bulunan 4 adet taş ocakları ormanlık alanları maalesef katletmiş bulunmaktadır. Göz göre göre bu katliama göz yuman kamu görevlileri yıllar önce neye izin verdiklerini biliyorlar mı ? İzin verdikleri taş ocaklarının yanına gitmeye gerek kalmadan 10 km öteden baktıklarında içlerinin sızladığını göreceklerdir.
Samsun milletvekillerimizi,Valimizi,Büyükşehir Belediye Başkanımızı ve yetkili bütün görevlileri Makamlarına gitmeden evlerinin yanında,fazla değil 60 dakikalarını ayırarak KOCADAĞ’a gitmeye davet ediyoruz. Eskiden doğa yürüyüşleri yaptığımız,uçurtmaları uçurduğumuz,piknik yaptığımız bir günde olsa huzur bulduğumuz yerin katledilmesini bizzat görmelerini istiyoruz. Mesele 2-3 ağaç meselesi değil, gerçek anlamda binlerce ağaç ve samsunun oksijen depolarının yok edilmesi meselesi olduğunu, gözlerinizle görmenizi istiyoruz.
Samsun’nu seven herkesin bu katliamı yerinde görmeye, hep beraber nasıl engelleriz, çözüm yolları buluruz diye KOCADAĞ’a davet ediyoruz.
Bir adımda sen at diyoruz.
SLOGANLAR HAVADA KALMASIN.
Acil olarak Samsun Valiliği başkanlığında STK’ların ve Kurumların eşit sayıda temsil edildiği bir komisyon kurulmalıdır. Samsunda çevreye verilen zararları değerlendirecek ve tedbirlerin alınacağı bir mekanizmayı acilen oluşturmak mecburiyetindeyiz. Zaten geç kalınmış 2-3 yıl sonra daha geç kalacağız. Taşın altına herkes elini koymalıdır, son pişmanlık çare etmeyecektir.
Gelin,bu mücadeleye, bir omuzda siz verin YOKSA SAMSUN KAYBEDEKCEK
Göz göre göre,SAMSUN’nun kaybetmesine ortak olmayalım ve sessiz kalmayalım.
‘’ SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEYECEKTİR ’’
Bu mücadeleyi yapmazsak ve kazanamazsak tarımsal hiçbir proje,turizm alanında yapılan hiçbir çalışmanın başarılı olma şansı yoktur.
‘’ KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM ‘’
2015 ve 2016 yılı SAMSUN’da çevreye zarar verenlerle mücadele yıllarıdır.
Eğer bu mücadeleyi kaybedersek SAMSUN sağlıkda,tarımda ve turizmde kaybetmiştir demektir.
Bu mücadelenin sahibi 7’den 70’e herkesindir.
Samsun Doğayı Koruma Derneği olarak bu mücadelemize rengi,sesi,düşüncesi,dünya görüşü ne olursa olsun tek ortak düşüncesi daha yaşanılabilir bir SAMSUN olan bütün herkesi davet ediyoruz.
Taner Yılmaz
Samsun Doğayı Koruma
Derneği Başkanı
Yılmaz'ın basın açıklaması şöyle:
Samsun Tarım Şehri,Samsun Turizm Şehri,Samsun Ticaret Şehri Samsun Deniz şehri, ,Samsun Kurtuluş Savaşının Şehri.bu sloganlar hiç de yabancı değil ama bu sloganlarin artık değiştiği görülüyor. Samsun uzun süreden beri devam eden çevre katliamlarında öyle bir hal aldı ki artık bu sloganları söyleyen Kurumlar ve STK’lar artık inandırıcılığını kaybetmişlerdir. Sormak istiyoruz ; gerçekden bu sloganları söyleyenler kendileri bu sloganlara inanıyorlar mi ? Samsunda 5 tane doğalgaz çevrim santralı kurulmuş bir o kadarda sırada beklerken bu çevrim santralleri Çevreyi kirletmiyor mu ? Kirletmediğine dair bir tane bile bilimsel veri yokken bu termik santralleri kim denetliyor ? Atmosfere; baca gazları ve diğer gaz emisyonları, partikül maddeler ve tozlar, ısıl etki (Baca gazı sıcaklığı); SO2 ve NOx gazları gibi asit yağmurlarının oluşumundan birinci derecede sorumluyken. Bacalardan atılan zehirli gazlar,kükürt ve azot oksitler, hakim rüzgârlarla ortalama 2 - 7 gün içerisinde atmosfere taşınırken. Bu zaman süresi içinde bu kirleticiler,atmosferdeki su partikülleri ve diğer bileşenlerle tepkimeye girerek sülfürik asit ve nitrik asiti oluşturken. Bunlar da yeryüzüne yağmur ve kar ile ulaşırken. Baca gazları ikinci kez ve daha geniş bir bölgeye etki etmiş olurken. Samsunun arazi yapısı ve hava koşullarına bağlı olarak, etki yüzlerce kilometreye kadar yayılabilmekteyken. Asit yağmuru denilen bu olgu yalnızca canlılar için değil, taş yapıtlar ve eski sanat eserleri için de önemli bir tehlike oluşturmaktayken. SAMSUN acaba bu etkiden etkilenmeyecek mi ?
Samsunun bütün ilçeleri ve komşu illerdeki tarım arazilerinde, tarımda toprak asitlenmesi, tarım ürünlerinde verim kaybı, bitki gelişiminin yavaşlaması-zamanla yok olması gibi zehirli gazların bir kısmı havada kalarak asit yağmurlarına sebep olurken, toprak yüzeyine
yığılan zehirli partiküller yağışlarla yeraltına sızarak toprağın kalitesini belirleyici özelliklerinde
bozulmalar meydana getirecekken, SAMSUN acaba bu zararların hiçbirinden etkilenmeyecek mi ?
Samsunda Santrallerde soğutucu, buhar elde etme ve temizleme gibi amaçlarla kullanılan sular sıcaklık dereceleri yükselmiş olarak toprağa, yeraltı sularına, akarsulara ve denizlere
boşaltılmayacak mı ? Suyun sıcaklığı yüksek olduğu için sularda yaşayan canlılar etkilenmeyecek mi? Asit yağmurları,yaprakların stomalarına girerek yaprağın su dengesini sağlayan stoplazmanın asitleşmesine neden olurlar. Bunun sonucunda sıvı kaybeden yaprak, kısa sürede ölür. Bu şekilde ağacın hastalıklara dayanıklılığı azaldığından zararlı böceklerin istilasına uğrar ve ölümü hızlanır. Ayrıca giderek zayıflayan ve yaprak kaybeden ağacın tepe çatıları seyrekleşerek rüzgâr perdesi görevini yapamaz ve ağaç rüzgârdan devrilebilir.
Asit yağmurunun toprağa düşmesi sonucu toprağın asiditesi artar ve bu kuvvetli asidik
çözeltiler topraktaki Ca++, Mg+, K+ gibi minerallerin kaybına neden olur. Bu mineraller
ağaçların büyümesi ve kendilerini yenilemeleri için yaşamsal öneme sahiptirler.Toprakta ph
%5’ in altına düşerse toprak sıvısı içinde alüminyum ve ağır metallerin konsantrasyonu artar.
Kurak mevsimlerde topraktaki nemin azalması sonucu bu maddeler iyice yoğunlaşır ve bitki
kökleri için öldürücü etki gösterirler. Ayrıca kloroplastlarda biriken SO2 yaprağın fotosentez
yapmasını engeller ve bu yolla da ağaca zarar verir. Tüm bunların sonucunda ağaçların yeşil
sürgünleri gelişmeyip kurumakta, yaprakları dökülmekte, çiçek ve meyve vermemektedir.
Santrallerin doğal çevre üzerindeki olumsuz etkilerinden bir diğeri de yakma sonucun da veya baca gazlarında çıkan gaz ve partiküllerin su kaynakları üzerinde yarattığı kirlenmedir. Bunlardan birisi bitkiler üzerindeki etkisidir. ormanlarda kirleticilerin birikimli etkisi söz konusu olmaktadır.Bu etki çam gibi iğne yapraklı ağaçların iğne yapraklarında kükürt birikimi ve ağaçların yıllık büyüme halkalarındada daralma olarak ortaya çıkmaktadır. Sonuçta zararlı gaz etkisi hem bitki örtüsünün gelişimini yavaşlatarak kesintiye uğratmaktadır. Acaba SAMSUN bitki örtüsü ve tarımsal alanlar bundan etkilenmeyecek mi ?
‘’SAMSUN NEDEN DOĞALGAZ ÇEVRİM SANTRALI OVASINA DÖNMÜŞTÜR’'
Samsun halkı biliyor mu?
SAMSUN maden zengini bir şehir. Toplam 80 adet madenimiz varken bu madenlerin çevreye verdiği etkileri biliyormuyuz ? Maden ruhsatı adı altında faaliyet gösteren taş ocakları Samsunun turizmine ve bitki örtüsüne büyük bir zarar vermektedir. En önemli örnek Koçadağ taş oçaklarıdır. Atakum ilçesi Çamlıyazı Köyü Kocadağ mevkiinde bulunan 4 adet taş ocakları ormanlık alanları maalesef katletmiş bulunmaktadır. Göz göre göre bu katliama göz yuman kamu görevlileri yıllar önce neye izin verdiklerini biliyorlar mı ? İzin verdikleri taş ocaklarının yanına gitmeye gerek kalmadan 10 km öteden baktıklarında içlerinin sızladığını göreceklerdir.
Samsun milletvekillerimizi,Valimizi,Büyükşehir Belediye Başkanımızı ve yetkili bütün görevlileri Makamlarına gitmeden evlerinin yanında,fazla değil 60 dakikalarını ayırarak KOCADAĞ’a gitmeye davet ediyoruz. Eskiden doğa yürüyüşleri yaptığımız,uçurtmaları uçurduğumuz,piknik yaptığımız bir günde olsa huzur bulduğumuz yerin katledilmesini bizzat görmelerini istiyoruz. Mesele 2-3 ağaç meselesi değil, gerçek anlamda binlerce ağaç ve samsunun oksijen depolarının yok edilmesi meselesi olduğunu, gözlerinizle görmenizi istiyoruz.
Samsun’nu seven herkesin bu katliamı yerinde görmeye, hep beraber nasıl engelleriz, çözüm yolları buluruz diye KOCADAĞ’a davet ediyoruz.
Bir adımda sen at diyoruz.
SLOGANLAR HAVADA KALMASIN.
Acil olarak Samsun Valiliği başkanlığında STK’ların ve Kurumların eşit sayıda temsil edildiği bir komisyon kurulmalıdır. Samsunda çevreye verilen zararları değerlendirecek ve tedbirlerin alınacağı bir mekanizmayı acilen oluşturmak mecburiyetindeyiz. Zaten geç kalınmış 2-3 yıl sonra daha geç kalacağız. Taşın altına herkes elini koymalıdır, son pişmanlık çare etmeyecektir.
Gelin,bu mücadeleye, bir omuzda siz verin YOKSA SAMSUN KAYBEDEKCEK
Göz göre göre,SAMSUN’nun kaybetmesine ortak olmayalım ve sessiz kalmayalım.
‘’ SON PİŞMANLIK FAYDA ETMEYECEKTİR ’’
Bu mücadeleyi yapmazsak ve kazanamazsak tarımsal hiçbir proje,turizm alanında yapılan hiçbir çalışmanın başarılı olma şansı yoktur.
‘’ KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM ‘’
2015 ve 2016 yılı SAMSUN’da çevreye zarar verenlerle mücadele yıllarıdır.
Eğer bu mücadeleyi kaybedersek SAMSUN sağlıkda,tarımda ve turizmde kaybetmiştir demektir.
Bu mücadelenin sahibi 7’den 70’e herkesindir.
Samsun Doğayı Koruma Derneği olarak bu mücadelemize rengi,sesi,düşüncesi,dünya görüşü ne olursa olsun tek ortak düşüncesi daha yaşanılabilir bir SAMSUN olan bütün herkesi davet ediyoruz.
Taner Yılmaz
Samsun Doğayı Koruma
Derneği Başkanı
Samsun Halkı Bunları Biliyor mu Başlıklı Haber Samsun Haberleri Kategorisinde Yayınlanmaktadır. Samsun'daki Gelişmeleri Yakından Takip Etmek ve Benzer Nitelikteki Güncel Samsun Haberleri İçin Samsun Haberleri Kategorisini Ziyaret Edebilirsiniz.