1950-1960’lı ve 70’li yıllarda bölgenin ticaret merkezi olarak tanımlanan Samsun;devlet yatırımlarıyla öne çıkan,istihdam konusunda,katmadeğer yaratabilen,bölgenin cazibe merkezi olan bu sebebiylede göç alan il olmuştur. O zaman ki istatistiklerde Türkiye’nin ilk 10 ili arasında 7.sıradadır. Bu durum ticarette,tarımda,kültürde,eğitimde,sanayide ve sanatta etkili olmuş gerek girişimciler gerekse büyük firmalar Samsun’u üs olarak kabul etmiştir.Gerek ticaret gerekse sanayideki gelişmeler aynı zamanda istihdam açığını kapatmış ve gelir seviyesini yükseltmiştir. Tabiki bu dönemde ekonomiyi tetikleyenlerde ki büyük pay, devlet yatırımlarıydı.
80’li yılların ikinci yarısında liberal ekonomik politikaları haliyle KİT’lerin ve devletin direkt yatırımlarını ikinci plana atılıp özel sektörü öne çıkardı. Şirketleşme,markalaşma ve kişisel atılımlar destek ve teşvik gördü. Bu dönemde Samsun ekonomisi buna uyum sağlayamadı.Bu dönemde Türkiye’de ki bazı illerin öne çıktığını görüyoruz. Bunların gelişmesinde ilk işlevi sağlayan Belediyeler,TSO’ları,Esnaf Odaları ve STK’lar oldu.Samsun bu manada sınıfta kaldı.Gelişim hızı azalan Türkiye’de ki iller arasında ki istatistiki değerlerde geri düşen Samsun kişi başına düşen gelirde de çok gerilere düştü.
90’lı yıllarda ekonomide ki ve toplumun sosyal yapılardaki ahlaki çöküşü Samsun’u da etkiledi. Samsunda hırsızlık,gasp,cinayet,uyuşturucu kullanma oranları arttı. Global ekonominin öne çıkışı ve SSCB’nin çöküşünü de iyi değerlendiremedi.Türkiye’de ki büyük firmaların iletişim ve nakliye hızıyla bölgedeki ağırlığını hissettirmesi ithalatın fazlalaşması Samsun’da zorlanan ticareti iyice geriye itti. Liman ve demiryollarının hantal yapısıda buna eklenince Samsun Türkiye’de ki çizginin altında ki bir ile dönüştü. Tütünün ve fındığın kotalandırılmasıyla geliri düşen Samsun ekonomisi istihdamın ve sosyal yapıdaki bozuklukların artmasına neden oldu. 90’lı yıllarda ki terör ve ekonomideki kötü gidişin baskısı yerel yöneticiler ve devleti yeni çıkış yolları aramaya ittiğinde ve bir çok belediyeninde bua paralel olarak hareket etmeye başladığında Samsun Belediyesi hala strateji bile geliştirememişti. STK’lar,Sanayi Ticaret Odaları ve Sanayi ile uğraşanlar da şehrin dinamiklerini harekete geçirmekte yeterli olamadı.
Sonunda 1999-2013’lü yıllarda belediye aynı ekip tarafından yönetildi. Belediye 1.dönemdeki köprü çalışmaları,sahil yolları hazırlığı… 2.dönemdeki sahil yolu çalışmaları. 3.dönemde raylı sistem çalışmaları,otel ve avm çalışmaları damgasını vurdu. Samsun Belediyesi bu dönemi genel yönetimle aynı partiden alarak çalıştı. Bu çalışmaların vatandaş gelirini ve illerin genel klasmanında yükselişine maalesef yeterli olmadı. Tarımda,sanayide,ticarette geriledi. Bu dönem içerisinde açılan ciddi bir sanayi yapısı olmadı. Yeni bir ikinci organize sanayi açılmadı. Sanayi ve ticarette kobilere yeni yerler temin edilemedi.İşsizlik hukuksuzluğu ve sokaktaki gençlerin artmasını,hırsızlık,cinayet ve boşanmaları doğurdu. Samsun’nun Türkiye’de bu şekilde öne çıkmasına neden oldu. Bu durumun oluşmasında yerel ve genel hükümetlerin sorumlu olduğu açıktır.
Samsunun yeni vizyonu ne olmalı sorusu burada öne çıkıyor.Samsun sorunlarında önceliği işsizliği azaltmaya ve sosyal dokuyu iyileştirmeye ayırmalı. Öncelikle şehirdeki mevcut dinamiklerimizide kullanarak ticaret,sanayi,turizm ve tarımda üretim ekonomisine dönük çalışmaları artırmalıyız. Sanayiciye ucuz yer teminine çalışılmalı. Esnafı ve sanatkarları korumaya almalı. Büyük AVM’ler kesinlikle şehir dışında olmalıdır.Kentsel dönüşümünde özel sektöründe önü açılarak ciddi çalışan müteahhit gruba ve dolayısıyla şehre katma değer yaratılmalıdır. Samsun da şehrin imarlaşması sanayi alanları güneye kaydırılmalı fakat sanayiciye ise işe yaramayan veya uygun olmayan arazi ayrılmamalıdır. Samsun kavşakta olması ve Rusya ticareti göz önünde tutularak ticaret erbabını hareket alanı genişletilip öncelik veya teşvik sağlanmalıdır. Bütün bunlar sosyal problemleri az refah seviyesi yüksek insanların huzur içinde yaşadığı yeni bir Samsun vizyonu oluşturacaktır. Gerek yerel yönetimler gerekse STK’ların sayesinde bunlar gerçekleşebilir. Sağlık kenti imajı gerçekçi projelerinde desteğiyle öne çıkarılmalıdır. Şehrinin menfaatlerini milli bir duruşla düşünen bir belediye başkanına ihtiyaç vardır.
Samsun barajları ve deniziyle turizm sektörünü,Kızılırmak ve Yeşilırmak deltalarıyla tarımı, karayolu,havayolu,denizyolu ve demir yolu kesişmeleri ile sanayiyi,ticareti ve lojistik koy oluşumunu, sağlıktaki son yıllardaki gelişimiyle sağlık kenti olmayı;üniversitesi ve STK’larıyla birlikte yoğurup hizmet sağlayacak bir belediyecilik anlayışına ihtiyacı vardır. .
İnanıyorum ki hesabını kitabını denkleştirebilen,dürüst,bilimsel çalışabilen bir belediyecilik anlayışı Samsun’da ki huzurlu ve işsizi olmayan kent vizyonu oluşturacaktır. MHP ilkadım örneğinde olduğu gibi ciddi projeler oluşturabilecek, bir Büyükşehir belediye başkan adayı gösterilmiştir. Allah (c.c)’nın izniyle Sn.Dr.Ferhat GÜNAYDIN yöneticilik tecrübesi ve bilgisiyle bu misyonu yüklenebilecek bir şahsiyettir. 30 Mart seçimlerinin insanlarımıza huzur ve mutluluk getirebilen,eldeki imkanları verimli kullanıp daha faydalı projeler üretebilen hayırlara vesile olacak bir sonuçla neticelenmesini temenni ediyorum .
Büyükşehir Belediye Başkanımızın mütevazi,hemşerilerinin rahatça görüşüp dertleştiği olumsuzluklarla anılmayan Samsunsporumuza sahip çıkan,gerçekten kuzeyin yıldızı olan Samsun vizyonunu oluşturmasını diliyorum.