Bir süredir AK Parti içinde muhalif ses olan Özdalga, partisine yönelik eleştirilerini sürdürüyor. “Popülizm, komplo teorileri ve öfkeye dayalı söylemler yerine akılcı ve ılımlı davranmaya ihtiyacımız var” diyen Özdalga, AB ile ilişkilere önem verilmesini istedi.
Özdalga şunları söyledi:
BÜYÜME YAVAŞLAYABİLİR
“Amerika'nın Merkez Bankası Federal Reserve tarafından açıklanan yeni politikalar, dünyanın pek çok gelişen ekonomisi gibi Türkiye ekonomisini de olumsuz etkileyecek. Mesela şiddetle ihtiyaç duyduğumuz yabancı sermaye girişi azalabilir, büyüme yavaşlayabilir ve milli gelir düşebilir.
POPÜLİST SÖYLEMLERE DİKKAT
Şimdi ülkenin ekonomik risklerini artıracak davranışlardan herkesin kaçınması gerekiyor. Bu çerçevede, yoğun bir şekilde komplo teorilerini kullanan popülist söylemden ve AB'yle ilişkileri zedeleyen aşırı sert üsluptan mutlaka uzak durmalıyız. Çünkü şimdi dış nedenlerle girmekte olduğumuz bu zor dönemde, her iki davranış şekli de ekonomik sorunları daha ağırlaştırıcı etki yapabilir, büyümeyi eksiye doğru çekebilir, bunun halka dönüşü işsizlik ve refah kaybı şeklinde olabilir.
Gezi parkı protesto eylemlerinin komplo teorileriyle açıklanması ilk bakışta bir rahatlık duygusu sağlayabilir. Ama her popülist siyaset gibi, bu yöntem de sonunda onu kullananlara zarar verir. Hayali düşmanlar yaratarak öfkeyi tahrik eder, yanlış yapmaya sevk eder, olayların gerçek nedenini anlamamızı engeller. Bir örnek, Gezi parkı olayları arkasında faiz lobisi olduğu iddiası. Eğer elde bilgi varsa, somut isimlerle ve belgelerle açıklanmalı. Aksi takdirde, genel ifadelerle ileri sürülen iddialar komplo teorisi düzeyinden ileriye gidemeyecek, en çok ihtiyaç duyduğumuz bir dönemde ve ekonomiyi olumsuz etkileyecek bir şekilde, güven sarsıcı sonuçlar ortaya çıkabilecektir. Ayrıca, bugüne kadar dikkat çekici bir başarıyla işini yapan Merkez Bankası, şimdi girmekte olduğumuz bu zor dönemde mesela faiz politikasını belirlerken, acaba ekonomi dışı ve akıl dışı faktörlerin etkisinde kalır mı?
AŞIRI ÜSLUPTAN VAZGEÇMELİYİZ
Türkiye'nin çıkarları AB üyeliğini gerektiriyor. Sadece ekonomi için değil, ülkenin milli bütünlüğü için de AB üyeliği büyük kazanç teşkil edecek. Eğer Türkiye AB'ye üye olacaksa, Avrupa'nın yerleşik siyasi kültüründe yeri olmayan aşırı üslup ve söylemlerden vazgeçmeliyiz. Avrupa kurumlarının ve siyasi liderlerinin eleştirilerine diklenerek değil, içeriği güçlü ama kabalığa ve diklenmeye kaçmayan bir üslupta cevaplar vermeliyiz. AB ile ilişkilerin çıkmaza girmesi en çok Türkiye karşıtlarını memnun edecek, Türkiye'nin dostlarının durumunu zayıflatacak, ayrıca içinde bulunduğumuz dönemde ekonomiye ilave bir darbe anlamına gelecektir. Türkiye'nin popülizme, komplo teorilerine ve öfkeye değil, akılcı ve ılımlı davranmaya ihtiyacı var.”