Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Şah Fırat Operasyonuyla ilgili açıklama yaptı.
Arınç, Şah Fırat Operasyonu'nun her anının Türkiye devletinin izzetini, azametini, varlığını ve egemenliğini ortaya koyacak biçimde yapıldığını savundu.
Bülent Arınç Gazetecilerin Sorularını cevaplandırdı:
Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile birlikte sabah bu gelişmenin detaylarını halka takdim ettiğini belirtti.
Arınç, "Konudan haberdarsınız, ben de Bursa’dayım. Ancak böyle bir gelişmenin yaşanacağını biliyordum. Çünkü takriben her hafta yaptığımız güvenlik toplantısında Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun geçici olarak nakledilmesi konusu gündemimizdeydi. Hükümetimizin kararlılığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerine verilen görev, başarıyla sonuçlanmıştır. Bundan dolayı sevinçliyim. Bu kez de IŞİD kuşatması altında bulunan Süleyman Şah Saygı karakoluna yönelik tehditlerin arttığını biliyorduk. Bu tehdit ciddiyet kazanınca elbette Türkiye bir şeyler yapmak zorundaydı. Bulunabilen yöntem şu oldu: Yine Suriye topraklarında kalmak üzere geçici olarak yine Süleyman Şah Türbesi'ndeki feth-i kabir yapılacak ve bu bir hukuki tabirdir, nakl-i kubur yoluyla, yani nakledilmesi yönüyle yine Suriye toprakları içinde ama Türkiye sınırına çok yakın bir yere nakledilecekti." dedi.
Süleyman Şah Saygı Karakolu’nun Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın vefatı üzerine yapıldığını hatırlatan Arınç, Türkiye ile Fransa arasında imzalanan anlaşma gereğince de birkaç defa yeri değiştirilmesine rağmen Suriye sınırları içinde Türkiye toprağı kabul edildiğini söyledi.
Bugün Suriye içinde de feci olayların yaşandığını vurgulayan Bülent Arınç, bir taraftan Suriye rejimi diğer yandan da aşırı unsurların Suriye’de hayatiyet kazandıklarını söyledi. Irak ve Suriye topraklarında faaliyet gösteren, acımasız eylemleriyle ün yapan radikal unsurların başında DAİŞ gibi grupların geldiğini anlatan Arınç, bütün bunların çok ciddi inceliklerinin de dikkate alındığını belirtti.
Bir askerin kaza sonucu şehit olduğunu anlatan Arınç, şunları söyledi
Bülent Arınç: "Birincisi; DAİŞ dediğimiz terör örgütü, özellikle camilere ve türbelere amansız düşmanlık gösteriyor. Irak topraklarında da Suriye topraklarında da kutsal mekanların hepsini havaya uçurdu. Allah saklasın, bize karşı böyle bir şey yapması Türkiye adına affedilemez, kabul edilemez bir davranış olurdu çünkü onların menzili içerisindeydik. Bir delilik yapabilirlerdi. Bunu karşılamakta bütün bu tedbirlerimize rağmen sonuç alamayabilirdik. O yüzden birinci şartımız bu oldu. İkincisi; şüphesiz DAİŞ'in çemberinin daraldığını, başka unsurların da devreye girdiğini ve Türikye’nin egemenlik hakkı bulunan bu yer üzerindeki müdahalesinin zaman içerisinde mümkün olamayabileceği düşünüldü.'dedi.
ARINÇ MUHALEFETE SESLENDİ
Ben buradan muhalefete sesleniyorum. Sizler önemli bir görev yapıyorsunuz. Bu operasyonun amacını sayın Başbakanımız kısaca belki arz etti. Zaman içinde belki herkes duyacak ve bilecek. Bunun bir gereklilik olduğunu, askeri bir gereklilik olduğunu herkesin bilmesi lazım. Hükümetin talimatı sıfır noksanla, sıfır hatayla gerçekleştirilmiştir. Ne var ki 500'den fazla askerin katıldığı bir operasyonda bir kaza sonucu çok önemli bir kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Bu operasyonlarda bu tür zayiatların yaşanması da tabiidir. İnanıyorum ki çok kısa bir zamanda yeni yerinde nakl-i kubur suretiyle yine aziz hatırasını yaşatacağız, Türk bayrağı dalgalanacak ve bundan sonraki ziyaretlerimiz burada yapılacaktır. Mesele anlattığım gibidir. Muhalefet, 'toprak kaybedildi, çekildik', bunların arkasına saklanmasın, bunlarla siyaset yapmasın. Türk halkı bugün olanla, yapılanla gurur duyacak noktadadır. Toprak kaybetmedik, bayrağımız dalgalanıyor ve Süleyman Şah’ın bizce mukaddes emaneti de şu anda elimizde geçici olarak bulunuyor. Suriye Eşmesi'ndeki inşallah ikametgahına da en kısa zamanda götürülecektir.
Arınç, Şah Fırat Operasyonu'nun her anının Türkiye devletinin izzetini, azametini, varlığını ve egemenliğini ortaya koyacak biçimde yapıldığını savundu.
Bülent Arınç Gazetecilerin Sorularını cevaplandırdı:
Arınç, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile birlikte sabah bu gelişmenin detaylarını halka takdim ettiğini belirtti.
Arınç, "Konudan haberdarsınız, ben de Bursa’dayım. Ancak böyle bir gelişmenin yaşanacağını biliyordum. Çünkü takriben her hafta yaptığımız güvenlik toplantısında Süleyman Şah Saygı Karakolu'nun geçici olarak nakledilmesi konusu gündemimizdeydi. Hükümetimizin kararlılığı ve Türk Silahlı Kuvvetlerine verilen görev, başarıyla sonuçlanmıştır. Bundan dolayı sevinçliyim. Bu kez de IŞİD kuşatması altında bulunan Süleyman Şah Saygı karakoluna yönelik tehditlerin arttığını biliyorduk. Bu tehdit ciddiyet kazanınca elbette Türkiye bir şeyler yapmak zorundaydı. Bulunabilen yöntem şu oldu: Yine Suriye topraklarında kalmak üzere geçici olarak yine Süleyman Şah Türbesi'ndeki feth-i kabir yapılacak ve bu bir hukuki tabirdir, nakl-i kubur yoluyla, yani nakledilmesi yönüyle yine Suriye toprakları içinde ama Türkiye sınırına çok yakın bir yere nakledilecekti." dedi.
Süleyman Şah Saygı Karakolu’nun Osmanlı Devleti'nin kurucusu Osman Gazi’nin dedesi Süleyman Şah’ın vefatı üzerine yapıldığını hatırlatan Arınç, Türkiye ile Fransa arasında imzalanan anlaşma gereğince de birkaç defa yeri değiştirilmesine rağmen Suriye sınırları içinde Türkiye toprağı kabul edildiğini söyledi.
Bugün Suriye içinde de feci olayların yaşandığını vurgulayan Bülent Arınç, bir taraftan Suriye rejimi diğer yandan da aşırı unsurların Suriye’de hayatiyet kazandıklarını söyledi. Irak ve Suriye topraklarında faaliyet gösteren, acımasız eylemleriyle ün yapan radikal unsurların başında DAİŞ gibi grupların geldiğini anlatan Arınç, bütün bunların çok ciddi inceliklerinin de dikkate alındığını belirtti.
Bir askerin kaza sonucu şehit olduğunu anlatan Arınç, şunları söyledi
Bülent Arınç: "Birincisi; DAİŞ dediğimiz terör örgütü, özellikle camilere ve türbelere amansız düşmanlık gösteriyor. Irak topraklarında da Suriye topraklarında da kutsal mekanların hepsini havaya uçurdu. Allah saklasın, bize karşı böyle bir şey yapması Türkiye adına affedilemez, kabul edilemez bir davranış olurdu çünkü onların menzili içerisindeydik. Bir delilik yapabilirlerdi. Bunu karşılamakta bütün bu tedbirlerimize rağmen sonuç alamayabilirdik. O yüzden birinci şartımız bu oldu. İkincisi; şüphesiz DAİŞ'in çemberinin daraldığını, başka unsurların da devreye girdiğini ve Türikye’nin egemenlik hakkı bulunan bu yer üzerindeki müdahalesinin zaman içerisinde mümkün olamayabileceği düşünüldü.'dedi.
ARINÇ MUHALEFETE SESLENDİ
Ben buradan muhalefete sesleniyorum. Sizler önemli bir görev yapıyorsunuz. Bu operasyonun amacını sayın Başbakanımız kısaca belki arz etti. Zaman içinde belki herkes duyacak ve bilecek. Bunun bir gereklilik olduğunu, askeri bir gereklilik olduğunu herkesin bilmesi lazım. Hükümetin talimatı sıfır noksanla, sıfır hatayla gerçekleştirilmiştir. Ne var ki 500'den fazla askerin katıldığı bir operasyonda bir kaza sonucu çok önemli bir kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Bu operasyonlarda bu tür zayiatların yaşanması da tabiidir. İnanıyorum ki çok kısa bir zamanda yeni yerinde nakl-i kubur suretiyle yine aziz hatırasını yaşatacağız, Türk bayrağı dalgalanacak ve bundan sonraki ziyaretlerimiz burada yapılacaktır. Mesele anlattığım gibidir. Muhalefet, 'toprak kaybedildi, çekildik', bunların arkasına saklanmasın, bunlarla siyaset yapmasın. Türk halkı bugün olanla, yapılanla gurur duyacak noktadadır. Toprak kaybetmedik, bayrağımız dalgalanıyor ve Süleyman Şah’ın bizce mukaddes emaneti de şu anda elimizde geçici olarak bulunuyor. Suriye Eşmesi'ndeki inşallah ikametgahına da en kısa zamanda götürülecektir.