Başbakan Binali Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişiminden önce terör örgütü PKK ile bir araya gelen FETÖ'nün, 15 Temmuz’dan sonra bir kez daha PKK ile bir araya geldiğini belirtti. Yıldırım, Cumhurbaşkanı ile Başbakan’a suikast yapılmasını istediğini vurguladı.
Yıldırım, bölgede terörle iç içe olmuş 14 bin öğretmenin bulunduğunun tahmin edildiğine dikkat çekerek, üzerinde şüphe bulunan bütün öğretmenlerin ve kamu görevlilerinin açığa alınacağına, öğretmenlere yeni ders yılında görev verilmeyeceğini söyledi.
Yıldırım, “Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi Tanıtım Programı” ve toplu açılış törenine katılmak için geldiği Diyarbakır’da, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Bir otelde düzenlenen programda konuşan Başbakan Yıldırım, “Bu güzel toplantıda sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlıyorum. Bugün Diyarbakır’da 23 ilimizi ilgilendiren, Doğu ve Güneydoğu İlleri Yatırım ve Destek Hamlesi programını başlattık. Bununla ilgili tüm detayları sabah Cahit Sıtkı Tarancı Kültür ve Kongre Merkezi’nde bütün Türkiye takip etti. Diyarbakır programında sadece miting yapmadık. Mitingden sonra Doğu ve Güneydoğu bölgesinde görev yapan korucularımız, aşiret reisleri ve diğer sivil toplum kuruluşlarıyla terörle mücadele ve bölgede yapılacak işlerle ilgili değerlendirmeleri gözden geçirdik. Bugün Diyarbakır merkez olmak üzere özellikle bölücü terör örgütü PKK’nın hendek ve çukur eylemiyle ortaya çıkan yıkımların ortadan kaldırılması amacına yönelik olarak bir yeniden imar programını da başlattık. Birkaç merkezde temel atma törenlerini de gerçekleştirdik. Öncelikle yıkılan binaların yapılması, esnafın yaralarının sarılması, bozulan altyapının yeniden inşası gibi konularda fiilen çalışma başlamış oldu. Bunlar zaten olması gereken işlerdi” dedi.
Diyarbakır’a bir teşekkür borcunun olduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım, “15 Temmuz gecesi Diyarbakır meydanlarında al-yıldızlı bayrağıyla meydanları dolduran, milletinin geleceğini düşünen bu çok değerli vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bir kez daha düşmanları şaşırttınız, dostları sevindirdiniz. Ülkenize, demokrasimize ve geleceğinize sahip çıktınız. Kim demiş Diyarbakır bayrağa yan bakar, Diyarbakır al-yıldızlı bayrağı başının üstünde taşır. Diyarbakır’ı, bölgeyi terörle birlikte anmak, olaylara Fransız kalmaktır. Buradaki insanın tabiatını, geçmişini bilmeyen, uzaktan bölge hakkında ahkam kesenler bir kez daha yanılmışlardır. Darbecilere en büyük darbeyi siz vurdunuz. Allah sizden yardımcı olsun. 15 Temmuz’da bu ülkenin bayrağını yere düşürmediniz, vatanın birliğinden yana güçlü bir duruş sergilediniz. Diyarbakır’ın, Ankara’nın İstanbul’un yanında olduğunu gösterdiniz. Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan saldırıya izin vermediniz. Önümüzde inşallah güzel günler var” dedi.
“Bütün planları çöktü ve şimdi birer birer her yerden bunları ayıklıyoruz. Her tarafı sarmışlar, kuşatmışlar. Ama 15 Temmuz sonrası bir şeyi daha gördük. Biliyorduk da, bilmeyenler şunu gördü, FETÖ ile bölücü terör örgütü aynı kanaldan besleniyor. Birbirleriyle beraber çalışıyorlar. Biri görev alıyor, diğerine veriyor. Biri bırakıyor, diğeri alıyor. Hainlik sadece tankları, uçakları, helikopterleri meydanlara indirmek, halkın üzerine bomba atmakla olmadı. Terörle mücadele yapıyoruz diye hainlik de yaptılar bunlar. Ama bütün bunlar geride kaldı. Ne yapacağımızı daha iyi biliyoruz. Yol haritamız belli. Terör örgütünün saldırmasını falan beklemeyeceğiz. Gittikleri yere kadar enselerinde olacağız. Takip edeceğiz, inlerinde etkisiz hale getireceğiz. İşte 30 yıldır girilemeyen Çukurca’daki inlerine indik ve dağıttık. Şehitlerimiz var, canımız yanıyor ancak vatanı korumanın, milleti bir ve beraber tutmanın bedeli var. Acımızı bağrımıza gömeceğiz ama asla ve asla teröre boyun eğmeyeceğiz. Teröre boyun eğersek o zaman millet olamayız. Türkiye’nin her tarafında, Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Hakkari’de, Mardin’de, Muş’ta, Sinop’da ve Hatay’da aynı düşünüyor. Millet bizimle beraberse gerisi teferruat. Bölgemizde çok büyük oyunlar oynanıyor. Oyun büyük, oyun bölgeyi istikrarsızlaştırmak, Türkiye’nin dizinin dermanını yok etmek, dizlerinin bağını çözmek ve buradaki planları gerçekleştirmek. Suriye’de yapılan bu, Irak’ta yapılan bu.”
“Suriye’de Türk askerinin ne işi var” denildiğine dikkat çeken Başbakan Yıldırım, şu ifadelerde bulundu:
"911 kilometre hududum var benim ne işim var? Oradan sürekli roketler, bombalar atılacak, vatandaşım hayatımı kaybedecek, Antep’te düğünde bomba patlatacak, 54 vatandaşımızı şehit edecek, bizim orada ne işimiz var? Bizim oradaki işimiz DAEŞ, PKK, YPG terör örgütlerini temizlemek. Sınırlarımızın güvenliğini, vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini teminat altına almak. Bu bizim en meşru hakkımızdır. Şimdi Azez’den Cerablus’a kadar bütün sınır emniyete alındı, bütün terör örgütleri püskürtüldü. İstiyorlar ki, Türkiye’nin sesi çıkmasın. Herkes at oynatsın, Türkiye bedel ödetsin. Sizin yaptıklarınızın bedelini biz ödemeye mecbur muyuz? İç savaşa göz yumuyorsunuz, oradan kaçan milyonlar buraya geliyor. Türkiye’nin sırtını sıvazlıyorsunuz, ‘Aferin ne güzel yapıyorsun’ diye. Bizim sizin ‘aferininize’ ihtiyacımız yok. Bizim inancımız, geleneğimiz bunu diyor. Onun için yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.”
Türkiye için bir şer’in binlerce hayra vesile olduğuna vurgu yapan Başbakan Yıldırım, “15 Temmuz’da şehitlerimiz, gazilerimiz oldu. Ancak bu süreç 79 milyonun kardeşlik duygusunu tahkim etti, Yenikapı ruhunu ortaya koydu. Bütün maskeleri düşürdü, bütün hainlerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Terör örgütü mensuplarının, destekçilerinin maskesi düştü, kanlı yüzleri ortaya çıktı. Bundan böyle FETÖ dinimizi kullanarak, vatandaşlarımızın duygularını sömürerek, faaliyetlerini yapamayacak. Başka örgütleri de böylece bildik” dedi.
Darbe girişiminden önce PKK ve FETÖ’nün bir araya gelip, plan yaptığına işaret eden Yıldırım, şöyle dedi:
“15 Temmuz’dan sonra işler kötü gidince FETÖ tekrar randevu istiyor. Yeniden bir araya geliyorlar ve bölücü terör örgütünden başka taleplerde bulunuyorlar. Bu da, ‘Efendim bu işi halledemedik, bari Cumhurbaşkanına, Başbakanına suikast yapın da maliyeti neyse verelim.’ Alçaklığın bu kadarını görmedi bu millet. Bunların hepsinin hesabı görülecek. Yolları mayınlayan, insanların üzerine bombaları atan, bu milletin fidan gibi yavrularını toprağa düşüren alçaklara bu millet dersini verecek. Hedefimiz, amacımız terörü Türkiye’nin gündeminden düşürmek, Türkiye’nin gündeminden terörü düşüremezsek, burada yatırım alanları da, fabrikalar da hayal olur, gecikir. En büyük varlık yaşamdır. İnsan hayatının tehlikede olduğu yerde ne ticaret konuşulur, ne iş konuşulur, ne de gelecek konuşulur. Onun için devlet olarak, hükümet olarak birinci görevimiz Türkiye’nin her karışında vatandaşımızın rahatça seyahat etmesini sağlamak. Can korkusu yaşamadan bunu temin etmek. Terör örgütlerinin sivillere, askere, polise ve korucuya zarar verecek durumdan tamamen çıkarmak. Bütün bunlar sağlanınca operasyonlar duracak. Aksi halde operasyonlar artarak, devam edecek. Terör örgütü PKK’nın ‘Kürtler’ diye bir sorunu yok. Ancak Kürt ve Türklerin PKK sorunu var. Bunu çözmenin yolu da millet ve devlet arasından kana doymayan eşkıyaları çıkarmak. Başka çaremiz yok.”
“İki gün önce bir konuşmamda bölgedeki öğretmenlerle ilgili bir şey söylemiştim. Orada belli ki bir yanlış anlaşılma var. Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin civarında öğretmen olduğu tahmin ediliyor. Bunların ne kadarının doğrudan ilişkili olduğu, olmadığı yapılacak incelemelerle teftişlerle, soruşturmalarla ortaya çıkacak. Okul zamanı geliyor, bayramdan sonra okullar açılıyor. MEB bakanımızla görüştük, üzerinde şüphe bulunan bütün öğretmenler açığa alınacak, yeni ders görevinde bunlara görev verilmeyecek. Bunun yerine yeni baştan öğretmenlerimizi buraya göndereceğiz.
Yıldırım, bölgede terörle iç içe olmuş 14 bin öğretmenin bulunduğunun tahmin edildiğine dikkat çekerek, üzerinde şüphe bulunan bütün öğretmenlerin ve kamu görevlilerinin açığa alınacağına, öğretmenlere yeni ders yılında görev verilmeyeceğini söyledi.
Yıldırım, “Doğu ve Güneydoğu Yatırım Destek Hamlesi Tanıtım Programı” ve toplu açılış törenine katılmak için geldiği Diyarbakır’da, sivil toplum kuruluşları temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Bir otelde düzenlenen programda konuşan Başbakan Yıldırım, “Bu güzel toplantıda sizlerle birlikte olmaktan duyduğum memnuniyeti ifade ederek sözlerime başlıyorum. Bugün Diyarbakır’da 23 ilimizi ilgilendiren, Doğu ve Güneydoğu İlleri Yatırım ve Destek Hamlesi programını başlattık. Bununla ilgili tüm detayları sabah Cahit Sıtkı Tarancı Kültür ve Kongre Merkezi’nde bütün Türkiye takip etti. Diyarbakır programında sadece miting yapmadık. Mitingden sonra Doğu ve Güneydoğu bölgesinde görev yapan korucularımız, aşiret reisleri ve diğer sivil toplum kuruluşlarıyla terörle mücadele ve bölgede yapılacak işlerle ilgili değerlendirmeleri gözden geçirdik. Bugün Diyarbakır merkez olmak üzere özellikle bölücü terör örgütü PKK’nın hendek ve çukur eylemiyle ortaya çıkan yıkımların ortadan kaldırılması amacına yönelik olarak bir yeniden imar programını da başlattık. Birkaç merkezde temel atma törenlerini de gerçekleştirdik. Öncelikle yıkılan binaların yapılması, esnafın yaralarının sarılması, bozulan altyapının yeniden inşası gibi konularda fiilen çalışma başlamış oldu. Bunlar zaten olması gereken işlerdi” dedi.
SIRA PKK'YA GELDİ
Terör örgütünün bölgeyle hiçbir gönül bağının olmadığını anlatan Başbakan Yıldırım, Buradan açıkça söylüyorum. Terörden korkmayacağız, terör bizden korkacak. Bundan sonra terör bizden korksun. Nerede karşımıza çıkarsa çıksınlar evvel Allah Türkiye, Diyarbakır, 79 milyon arkamızda. Bundan sonrasını onlar düşünsün.Sivil toplum kuruluşları ve kanaat önderleri olarak size çok büyük bir görev düşüyor. Bu süreçte terörün verdiği tahribatı ortadan kaldırmak için el birliğiyle, beraberce çalışacağız. Bunların bütün kaynaklarını teker teker kurutacağız. Nasıl 15 Temmuz sonrası FETÖ’yü bütün kurumlardan ayıklıyorsak, bütün şirketlerini, eğitim kurumlarını, derneklerini kapattıysak, şimdi sıra bölücü terör örgütüne geldi. Öyle belediye başkanı, eş başkan kandilden emir alacak, gelip burada racon kesecek ve milletin kanını emecek. Bu milletin kuruşuna göz diken herkesten hesabını soracağız. Kanunu çıkardık. Her kim kamu kaynağını teröre, dağa aktarıyorsa mutlaka gereği yapılacak. Her yönüyle terör örgütü ile kırsalda ve şehirde mücadele artarak devam edecek. Finans kaynaklarının kurutacağız, yol kesmeler, kalleşçe ve kahpece saldırılar üzerine kararlılıkla gitmeye devam edeceğiz” diye konuştu.Diyarbakır’a bir teşekkür borcunun olduğunu ifade eden Başbakan Yıldırım, “15 Temmuz gecesi Diyarbakır meydanlarında al-yıldızlı bayrağıyla meydanları dolduran, milletinin geleceğini düşünen bu çok değerli vatandaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bir kez daha düşmanları şaşırttınız, dostları sevindirdiniz. Ülkenize, demokrasimize ve geleceğinize sahip çıktınız. Kim demiş Diyarbakır bayrağa yan bakar, Diyarbakır al-yıldızlı bayrağı başının üstünde taşır. Diyarbakır’ı, bölgeyi terörle birlikte anmak, olaylara Fransız kalmaktır. Buradaki insanın tabiatını, geçmişini bilmeyen, uzaktan bölge hakkında ahkam kesenler bir kez daha yanılmışlardır. Darbecilere en büyük darbeyi siz vurdunuz. Allah sizden yardımcı olsun. 15 Temmuz’da bu ülkenin bayrağını yere düşürmediniz, vatanın birliğinden yana güçlü bir duruş sergilediniz. Diyarbakır’ın, Ankara’nın İstanbul’un yanında olduğunu gösterdiniz. Türkiye’nin seçilmiş Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yapılan saldırıya izin vermediniz. Önümüzde inşallah güzel günler var” dedi.
“FETÖ VE PKK AYNI KANALDAN SELENİYOR"
15 Temmuz’da FETÖ’nün bütün foyasının ortaya çıktığına dikkat çeken Yıldırım, şunları söyledi:“Bütün planları çöktü ve şimdi birer birer her yerden bunları ayıklıyoruz. Her tarafı sarmışlar, kuşatmışlar. Ama 15 Temmuz sonrası bir şeyi daha gördük. Biliyorduk da, bilmeyenler şunu gördü, FETÖ ile bölücü terör örgütü aynı kanaldan besleniyor. Birbirleriyle beraber çalışıyorlar. Biri görev alıyor, diğerine veriyor. Biri bırakıyor, diğeri alıyor. Hainlik sadece tankları, uçakları, helikopterleri meydanlara indirmek, halkın üzerine bomba atmakla olmadı. Terörle mücadele yapıyoruz diye hainlik de yaptılar bunlar. Ama bütün bunlar geride kaldı. Ne yapacağımızı daha iyi biliyoruz. Yol haritamız belli. Terör örgütünün saldırmasını falan beklemeyeceğiz. Gittikleri yere kadar enselerinde olacağız. Takip edeceğiz, inlerinde etkisiz hale getireceğiz. İşte 30 yıldır girilemeyen Çukurca’daki inlerine indik ve dağıttık. Şehitlerimiz var, canımız yanıyor ancak vatanı korumanın, milleti bir ve beraber tutmanın bedeli var. Acımızı bağrımıza gömeceğiz ama asla ve asla teröre boyun eğmeyeceğiz. Teröre boyun eğersek o zaman millet olamayız. Türkiye’nin her tarafında, Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Hakkari’de, Mardin’de, Muş’ta, Sinop’da ve Hatay’da aynı düşünüyor. Millet bizimle beraberse gerisi teferruat. Bölgemizde çok büyük oyunlar oynanıyor. Oyun büyük, oyun bölgeyi istikrarsızlaştırmak, Türkiye’nin dizinin dermanını yok etmek, dizlerinin bağını çözmek ve buradaki planları gerçekleştirmek. Suriye’de yapılan bu, Irak’ta yapılan bu.”
“Suriye’de Türk askerinin ne işi var” denildiğine dikkat çeken Başbakan Yıldırım, şu ifadelerde bulundu:
"911 kilometre hududum var benim ne işim var? Oradan sürekli roketler, bombalar atılacak, vatandaşım hayatımı kaybedecek, Antep’te düğünde bomba patlatacak, 54 vatandaşımızı şehit edecek, bizim orada ne işimiz var? Bizim oradaki işimiz DAEŞ, PKK, YPG terör örgütlerini temizlemek. Sınırlarımızın güvenliğini, vatandaşlarımızın can ve mal emniyetini teminat altına almak. Bu bizim en meşru hakkımızdır. Şimdi Azez’den Cerablus’a kadar bütün sınır emniyete alındı, bütün terör örgütleri püskürtüldü. İstiyorlar ki, Türkiye’nin sesi çıkmasın. Herkes at oynatsın, Türkiye bedel ödetsin. Sizin yaptıklarınızın bedelini biz ödemeye mecbur muyuz? İç savaşa göz yumuyorsunuz, oradan kaçan milyonlar buraya geliyor. Türkiye’nin sırtını sıvazlıyorsunuz, ‘Aferin ne güzel yapıyorsun’ diye. Bizim sizin ‘aferininize’ ihtiyacımız yok. Bizim inancımız, geleneğimiz bunu diyor. Onun için yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.”
Türkiye için bir şer’in binlerce hayra vesile olduğuna vurgu yapan Başbakan Yıldırım, “15 Temmuz’da şehitlerimiz, gazilerimiz oldu. Ancak bu süreç 79 milyonun kardeşlik duygusunu tahkim etti, Yenikapı ruhunu ortaya koydu. Bütün maskeleri düşürdü, bütün hainlerin ortaya çıkmasına vesile oldu. Terör örgütü mensuplarının, destekçilerinin maskesi düştü, kanlı yüzleri ortaya çıktı. Bundan böyle FETÖ dinimizi kullanarak, vatandaşlarımızın duygularını sömürerek, faaliyetlerini yapamayacak. Başka örgütleri de böylece bildik” dedi.
Darbe girişiminden önce PKK ve FETÖ’nün bir araya gelip, plan yaptığına işaret eden Yıldırım, şöyle dedi:
“15 Temmuz’dan sonra işler kötü gidince FETÖ tekrar randevu istiyor. Yeniden bir araya geliyorlar ve bölücü terör örgütünden başka taleplerde bulunuyorlar. Bu da, ‘Efendim bu işi halledemedik, bari Cumhurbaşkanına, Başbakanına suikast yapın da maliyeti neyse verelim.’ Alçaklığın bu kadarını görmedi bu millet. Bunların hepsinin hesabı görülecek. Yolları mayınlayan, insanların üzerine bombaları atan, bu milletin fidan gibi yavrularını toprağa düşüren alçaklara bu millet dersini verecek. Hedefimiz, amacımız terörü Türkiye’nin gündeminden düşürmek, Türkiye’nin gündeminden terörü düşüremezsek, burada yatırım alanları da, fabrikalar da hayal olur, gecikir. En büyük varlık yaşamdır. İnsan hayatının tehlikede olduğu yerde ne ticaret konuşulur, ne iş konuşulur, ne de gelecek konuşulur. Onun için devlet olarak, hükümet olarak birinci görevimiz Türkiye’nin her karışında vatandaşımızın rahatça seyahat etmesini sağlamak. Can korkusu yaşamadan bunu temin etmek. Terör örgütlerinin sivillere, askere, polise ve korucuya zarar verecek durumdan tamamen çıkarmak. Bütün bunlar sağlanınca operasyonlar duracak. Aksi halde operasyonlar artarak, devam edecek. Terör örgütü PKK’nın ‘Kürtler’ diye bir sorunu yok. Ancak Kürt ve Türklerin PKK sorunu var. Bunu çözmenin yolu da millet ve devlet arasından kana doymayan eşkıyaları çıkarmak. Başka çaremiz yok.”
ÖĞRETMENLERLE İLGİLİ SÖZLERİM YANLIŞ ANLAŞILDI
İki gün önce yaptığı bir konuşmada, öğretmenlerle ilgili yaptığı açıklamanın yanlış anlaşıldığına da dikkat çeken Başbakan Binali Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:“İki gün önce bir konuşmamda bölgedeki öğretmenlerle ilgili bir şey söylemiştim. Orada belli ki bir yanlış anlaşılma var. Bu bölgede görev yapan, terörle bir şekilde iç içe olmuş 14 bin civarında öğretmen olduğu tahmin ediliyor. Bunların ne kadarının doğrudan ilişkili olduğu, olmadığı yapılacak incelemelerle teftişlerle, soruşturmalarla ortaya çıkacak. Okul zamanı geliyor, bayramdan sonra okullar açılıyor. MEB bakanımızla görüştük, üzerinde şüphe bulunan bütün öğretmenler açığa alınacak, yeni ders görevinde bunlara görev verilmeyecek. Bunun yerine yeni baştan öğretmenlerimizi buraya göndereceğiz.