TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu, kendisine yumurta atan gençlerin beraat etmesiyle ilgili olarak, "Yumurta atanların dediği olmuş oldu. Yapanın yanına kar kalır mantığı doğru değil. Yumurta atmak; masum bir hareket değil, kaba kuvvettir ve risk taşır" dedi.
Kuzu, Ankara 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nin, yumurta atan 13 öğrenciden 11 öğrencinin beraatına, 2 öğrenciyi de “kamu görevlisine görevini yaptırmamak amacıyla direnme” suçundan ceza vermesini AA muhabirine değerlendirdi. Kuzu, kendisine Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde 12 dakikada 120 yumurta atıldığını belirterek, ancak davacı olmadığını söyledi. Öğrenciler hakkında kamu davası açıldığını, davaya müdahil de olmadığını anlatan Kuzu, davacı olmamasının yapılanı tasvip ettiği anlamına gelmediğini kaydetti.
Kendisine yapılanın yanlış olduğunu ve dünyanın hiçbir yerinde bu tablonun hoş karşılanmayacağını ifade eden Kuzu, "Ben orada 12 dakika bekliyorsam, 'çocuklar birazdan artık yumurta atmaz, sonra da ben konuşurum' diye düşündüğümdendir. Benim konuşma hakkım engellendi. Oraya gelen 100 kişiden 20'si bu eylemi yapmışsa geri kalan 80 kişi dinleme, öğrenme hakkını kullanamadı. Ama yumurta atanların dediği olmuş oldu. Gelecekte ülke yönetiminde söz sahibi olacak öğrencilerin olduğu Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde oldu bunlar" diye konuştu.
-"Yumurta atılanın gözü kör oldu"
Yapılanın bir öğretim üyesi olarak kendisini derinden üzdüğünü vurgulayan Kuzu, şunları söyledi:
"Davacı olmamam hoca olmamdan kaynaklanıyor. Hoca olarak öğrencilerle davalı-davacı olmayı şık bulmadım. Çanakkale'de benzeri oldu davacı olmadım, İstanbul Üniversitesi'nde ayakkabı fırlattılar ondan da davacı olmadım. Ama hepsi yanlış hareketler. Bu tavır, üniversite öğrencisinin işi değil. Okumuş, üniversite öğrenimi gören biri bunu yapmamalı. Sivil itaatsizlik yolları var. Bunlar kitaplarda yazan şekliyle iki, üç çeşittir. Bizimkiler en kabasını kullanıyor. Zeka sahibi bunu farklı kullanır. Yumurta atmak eylemi hiç masum değil. Yumurta eyleminden dolayı İsviçre ve İngiltere'de iki olayda, yumurta atılan kişinin retinasını kestiği için gözü kör oldu. Şakadan bir şey değil. Kimsenin kimseye bunu yapmaya hakkı yok. Adam gibi dinler, soru sorar, gerektiğinde bağırır çağırır ama yumurta ne oluyor? Orada söyledim; 'bunu yeseydiniz protein kayağıdır, kafanız çalışır, atılır mı?' diye. Türkiye bu tür olaylardan hiç netice alamamıştır. 1980 öncesi 5 binden insan öldü, sağdan, soldan...Onlar ülkenin sistemini değiştireceklerdi, neyi değiştirdiler? Heba olmuş 68 kuşağı var, onlara mı özeniyorlar? Olay ifade özgürlüğünü kullanma değil, kamu malına zarar vermedir. Çünkü etraf perişan oldu, eğitim hakkı engellendi. Yapanın yanına kar kalır mantığı doğru değil. Meseleye 'bırak yapsınlar, iyi çocuklardır' dersek, nereye varır bilemem? Doğru bir yaklaşım değil. Mahkeme bunları dikkate almalıydı."