TBMM İdare Amiri Ali Uzunırmak, "Çarşı grubu darbe yapmakla suçlanarak adliyeye götürülmüştür. Çarşı, farklı bir anlayıştır, bunu bazıları anlayamazlar. Çarşı muhaliftir, Çarşı şefkatlice bazen destektedir, Çarşı bir ruhtur, Çarşı bir duruştur, Çarşı bir felsefedir, Çarşı devrimcidir ama Çarşı darbeci değildir" dedi.
ÇARŞI'NIN DARBE YAPACAK GÜCÜ OLSA BEŞİKTAŞI ŞAMPİYON YAPARDI
Ali Uzunırmak: "Çarşı "Eğer darbe yapacak gücümüz olsa, Beşiktaş'ı şampiyon yapardık." diyor ve çok felsefi bir duruşla "Bir eylemin ahlaki değerini eylemin sonucu değil eylemin ardındaki niyet belirler." diyor ve darbe suçlamasıyla adliyeye gittiğinde "Adalet için deplasmandayız." diyor. Evet, Çarşı deplasmanda oynuyor.
TBMM İdare Amiri Ali Uzunırmak, TBMM Genel Kurulu'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığı bütçesi üzerinde yaptığı konuşmada şunları söyledi:
AKP'NİN 13. BÜTÇESİNİN HEDEFİ YOK
AKP Hükûmetinin 13'üncü bütçesini görüşüyoruz. Görüştüğümüz bu 13'üncü bütçeyi geçmişten bugüne baktığımızda sadece rakamların ifade edildiği, hedefinin olmadığı bir bütçe olarak değerlendirmek hemen konuşmamın başında en birinci gerçektir
AKP GENÇLİĞİ DÜNYA İLE YARIŞABİLİYOR MU?
AKP iktidarı on iki yıldır ülkeyi yönetmektedir yani gençliğin bakanı olan Gençlik ve Spor Bakanlığının 10 yaşında aldığı bir çocuk bugün 22 yaşındadır. Eğer AKP hükûmetlerinin gerçekten bir gençlik politikası olsaydı, eğer bir gençlik ve spor politikası olsaydı ve bu, bilime uygun inşa edilmiş olsaydı, bugün, Türkiye, Türk gençliği ve Türk sporu çok başka bir boyutta olurdu.
Bugün acaba hem gençliğin içinde bulunduğu şartlarda istikbale bakışından sahip olduğu imkânlara ve dünyadaki gençlik arasındaki konumuna baktığımızda bilimsel, sıhhat, sportif bütün alanlarda dünyadaki gençlerle yarışabildiğini söylemek mümkün müdür? Spor birçok alanda bunu göstermektedir. 22 yaş bir spor için, sporcu için en verimli yaştır hangi dalda olursa olsun.
YANDAŞLARA TORPİLLİ ATAMA
Bugün baktığımızda, Hükûmet yorgundur, Hükûmetteki anlayış gelecek tasavvurundan daha çok, bakan evlatlarına, yakınlarına ve yandaşlarına imkân sağlayan torpilli atamaların yapıldığı bir iktidar faydacılığına dönüşmüştür; her şey ortaya saçılmıştır.
AKAN SUDAN KÜPÜNÜ DOLDURAN HANEDAN
Âdeta Hükûmet bakanların birbirlerini yalanlayan, bürokratların bakanları yalanladığı, Başbakanın bakanlarını yalanladığı veya tenakuza düştüğü demeçlerle Türkiye bir mantık sarhoşluğu içerisinde gemisini kurtaran kaptan veya akan sudan küpünü dolduran, zenginleşen bir ülke, bir aile, bir hanedan görüntüsüne doğru gitmektedir.
Değerli milletvekilleri, sporda başarıdan söz etmek mümkün değildir. Ne bireysel yarışmacı zirve sporlarında ne de takım oyunlarında Türkiye'nin sportif başarısından söz etmek mümkündür.
GENÇLERİMİZ EVDEN ÇIKAMIYOR
Değerli milletvekilleri, Türkiye'de sporu bilimsel olarak araştıran ve bu noktada kendi geleceğini planlayan birçok gencimiz kahve köşelerinde veya evden çıkamaz durumda işsiz ve güçsüz olarak bir köşeye çekilmiş durumdadır.
MİLLİ TAKIMDA HAKSIZLIK
Sayın Bakana soruyorum: Gençlik ve Spor Bakanlığına birtakım kadrolar verildiğinde başka bakanlıklardan geçişler yapıldı ve bugün birçok alanda, birçok dalda millî takımlara sporcu seçilirken daha, gelecekte nasıl biz bunlara antrenör veya millî takım, millî olmuş kontenjanından bakanlıklarda çalışma yaratabiliriz diye, daha millî takımlara seçilirken, seçmelerde birtakım haksızlıklar yapılmaktadır. Bunlar bireysel sporlarda olduğu gibi takım oyunlarında da olmaktadır. Bunların yüzlercesini belgelemek mümkündür ve buralarda da tartışılmıştır.
BEDEN EĞİTİMCİLER NİÇİN TERCİH EDİLMİYOR?
Sayın Bakana soruyorum: Beden eğitimi spor yüksekokulları acaba niçin açılmıştır? Beden eğitimi spor yüksekokullarından mezun olmuş, bu okullarda hem bilimsel araştırmalarını yapmış hem uygulamanın içerisinden gelen kaç kişi Bakanlıkta istihdam edilmiştir? Eğer hakikaten başarı sağlanacaksa, hem bilim hem uygulamasını yapmış çocuklarımızın bizzat alanda olmasından ancak fayda sağlanabilir. Bugün bundan söz etmek mümkün değildir.
Bu çocuklarımız her gün bizlere başvurmaktadırlar ve bizlerden atanan kadrolara torpilli atamaların yapıldığı noktasında da duyumlarını ileterek bizim bunu seslendirmemizi istemektedirler. Beden eğitimi spor yüksekokulundan mezun olan çocuklar acaba niçin Bakanlıkta tercih edilmemektedir?
Dolayısıyla, birazdan, belki, buraya gelen Sayın Bakan veya iktidar partisindeki konuşmacılar spordaki başarılardan söz etmek isteyeceklerdir. Lisanslı sporcu sayısının artışından söz edeceklerdir ama ben bir şeye dikkat çekmek istiyorum: Lisanslı sporcu artışından değil müsabık artışından ve başarıdan söz ederseniz ancak bizi ikna edebilirsiniz; yoksa spor il müdürlüklerini geçmişte birtakım haksızlıklara uğrattınız. Şimdi düşünüyorum, acaba onlar gerçekten müsabık sporcu yetiştirme noktasında gayret sarf ettiler, sizlerin talimatlarınıza "Lisanslı sporcu sayısını artırın, yeter ki lisanslı sporcu sayısı artsın ve biz öylece bu milleti uyutalım." noktasındaki talimatlarınıza uymadıkları için mi görevlerinden alındılar ve bugün bir köşeye çekilmiş durumdalar?
DEVŞİRME SPORCU POLİTİKASI
Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin en garip konularından birisi de beden eğitimi spor yüksekokulu ve birtakım başarılı sporcular olduğu hâlde millî takım seçmelerinden başka alanlara varıncaya kadar yapılan haksızlıklar ve devşirme sporcu politikasıdır.
DEVŞİRMELER DOPİNGLİ ÇIKIYOR
Bu o kadar kötü bir pozisyona gelmiştir ki devşirme sporculardan dopingli sporcular çıkmaktadır. Devşirme sporcular simsarlar eliyle Türkiye'ye getirilmekte ve bazı usulsüzlüklerin ve yolsuzlukların olduğu iddiaları kulaklarımıza gelmektedir.
TÜRK SPORU CAN ÇEKİŞİYOR
Dolayısıyla Türk sporu bugün can çekişmektedir. Kulüplerimiz, takım oyunlarındaki kulüplerimiz, spor kulüplerimiz, futbol kulüplerimiz artık dayanılmaz bir noktaya gelmiştir.
PROTESTO YAPILMASIN DİYE Mİ PASOLİG UYGULANDI
Hepinizin gördüğü, daha dün Beşiktaş ve Çaykur Rizesporun oynandığı maçta 1.370 civarında bir seyirci vardır. Bu PASSOLİG uygulaması akıllara başka şey getirmektedir. Acaba Hükûmet aleyhinde, Sayın Cumhurbaşkanı aleyhinde statlarda gösteri yapılmasın diye mi bu PASSOLİG uygulaması diğer çıkartılan uygulamaların önüne geçmiştir. Bu, kulüplerin çanına ot tıkamıştır. Peki, buradan bir mantık yürütüyorum: Acaba tribünler "Tayyip Erdoğan çok yaşa, AKP Hükûmeti çok yaşa!" deseydi bu seyirci üzerinde hiçbir yaptırım olmayacak mıydı? Mümkündür ki olmayacaktı.
SPORU BEKLEYEN TEHLİKE
Bakın, Türk sporunu bekleyen en önemli tehlikelerden birisi Vanspor-Bergamaspor karşılaşmasında olmuştur. Gol sevinciyle askerde olan bir arkadaşına gönderme yapmak için selam duran bir futbolcu çocuk tekme tokat stat ortasında ölümden zor kurtarılmış, takımın Van'dan çıkışı zor sağlanmıştır. Spora bu kadar siyasetin bulaşması ve tedbirlerinin alınmayışı Hükûmetin sorumluluğu altındadır.
ÇARŞI, RUHTUR DURUŞTUR AMA DARBECİ DEĞİLDİR
Çarşı grubu darbe yapmakla suçlanarak adliyeye götürülmüştür. Değerli milletvekilleri, ben Beşiktaş kongre üyesiyim. Çarşı, farklı bir anlayıştır, bunu bazıları anlayamazlar. Çarşı muhaliftir, Çarşı şefkatlice bazen destektedir, Çarşı bir ruhtur, Çarşı bir duruştur, Çarşı bir felsefedir, Çarşı devrimcidir ama Çarşı darbeci değildir.
ÇARŞI'NIN DARBE YAPACAK GÜCÜ OLSA BEŞİKTAŞI ŞAMPİYON YAPARDI
Bakın, spora nasıl felsefeyle katılıyor? Çarşı "Eğer darbe yapacak gücümüz olsa Beşiktaş'ı şampiyon yapardık." diyor ve çok felsefi bir duruşla "Bir eylemin ahlaki değerini eylemin sonucu değil eylemin ardındaki niyet belirler." diyor ve darbe suçlamasıyla adliyeye gittiğinde "Adalet için deplasmandayız." diyor. Evet, Çarşı deplasmanda oynuyor.
Sayın Bakan, sizin bu meseleler karşında hiçbir sesinizin çıkmayışı bizi üzüntüye sevk etmiştir. Acaba Spor Bakanı mısınız, sporun içinde misiniz, spora bakış açınız nedir?
TRİBÜNLERDEN NİÇİN KORKUYORSUNUZ?
Bakın, Beşiktaş Kulübü, Batı Trakya kaybedildiğinde hüsnünü ifade etmek için formasının bir bölümünü -matem havasını yaşamak için- siyah rengine bürüyor. Türkiye Cumhuriyeti devletine ve Türk milletine bu kadar aşık olan bir kulüp acaba darbe yapabilir mi Sayın Bakan? Böyle bir adaletsizlik, böyle bir anlayış olur mu? Niçin ürküyorsunuz? Acaba felsefe inşa eden, mantık inşa eden, sporun bu güzelliklerini yaşamak isteyen tribünlerden niçin ürküyorsunuz? Oraları bir ruhtur, oraları bir felsefedir Sayın Bakan.
TÜRGEV BEYTÜLMALA UZATILMIŞ BİR ELDİR
Sayın Bakan, TÜRGEV'le ilgili anlatacağım çok şey var. TÜRGEV beytülmala uzanmış bir eldir.
Vakıf, hayır sahibinin kendi varlığından vakfeden anlamına gelir, kendi menkul ve gayrimenkullerinden vakfeder. Devletin malından hazine arazilerini, dün hiçbir ekonomik gücü olmayan, oturduğu evi, varlığı, her şeyi belli olan bir ailenin bugün, beytülmala uzanmış bir el olarak her alanda abanması Türk gençliğine hakarettir, Türk gençliğinin istikbalinin çalınmasıdır.
TÜRK GENÇLİĞİ AYAĞA KALK, KENDİNİ ŞUURLANDIR !
Buradan Türk gençliğine sesleniyorum. İçinizde kaç kişi bakan çocuklarının ve torpilli atamalarının sahip olduğu imkânlara sahip olabildiniz. Bunun için ayağa kalkın, bunun için kendinizi şuurlandırın ve tavır koyun.
BAKAN EVLATLARI İÇİN DEĞİL, VATAN EVLATLARI İÇİN ÇALIŞACAĞIZ
Milliyetçi Hareket Partisi olarak diyoruz ki: Bakan evlatları için değil, vatan evlatları için Anadolu'dayız, Türkiye Büyük Millet Meclisindeyiz ve vatan evlatları için var olacağız.
Bu duygu ve düşüncelerle gençliği sonsuz saygıyla selamlıyorum.