Başbakan Ahmet Davutoğlu 24 TV canlı yayınında Akif Beki ve Mustafa Karaalioğlu'nun sorularını yanıtlıyor.
İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları:
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Amerika'nın Irak'a bıraktığı silahların IŞİD'in eline geçtiğini kaydeden Davutoğlu, "Kendilerinin dışlandığını hissedenler radikalleşmeye yönelir. Amerika'nın Irak'a bıraktığı silahlar, külliyen, topluca, en sofistike silahlar IŞİD'in eline geçti" dedi.
"ESAD'A NEREDEYSE YALVARDIK 'BU GİDİŞAT KÖTÜ REFORMLAR YAPIN' DİYE"
Türkiye'nin IŞİD politikasına ilişkin Davutoğlu, "Suriye, bölgenin en önemli bölgesi. Suriye krizinin bir anca çözülmesi lazım. 'Suriye krizi kontrol altına alınmazsa buraların hepsinde çok ciddi depremler yaşanır' diye hep anlatmaya çalıştık. Başta Esad'a anlattık. 8,9 ay. Anlamadı dinlemedi. Neredeyse yalvardık 'bu gidişat kötü reformlar yapın' diye. Dinlemedi bizi. Bu defa başka ülkelere konuyu anlattık. Türkiye her toplantıda neredeyse feryat etti" diye konuştu.
"AMERİKA'NIN IRAK'A BIRAKTIĞI SİLAHLAR IŞİD'İN ELİNE GEÇTİ"
Amerika'nın Irak'a bıraktığı silahların IŞİD'in eline geçtiğini kaydeden Davutoğlu, "Kendilerinin dışlandığını hissedenler radikalleşmeye yönelir. Maalesef olan Suriye'de yüzde 12'lik bir sınırlı bir azınlık geri kalanına hükmetmeye çalışınca bir mezhep çatışmasına dönüştü. Amerika'nın Irak'a bıraktığı silahlar, külliyen, topluca, en sofistike silahlar IŞİD'in eline geçti. Radikalleşme büyük tehdit. Biz sınırımızda herhangi bir terör yapılanması, radikalleşme istemeyiz. Sünni, Şii olması önemli değil. Şiiler yalnızlaşmış olsa onları da savunmak gerekirdi. Yapılması gereken derhal bu tür tehditlere karşı ortak bir tutum sergilemek. Ortak tutumun bir taraf adına dönüşmemesine özen göstermek" ifadelerine yer verdi.
-Irak ve Suriye'deki otoriter yapılar kitlesel patlamalar meydana getirdi. Sünniler kendilerini yalnız hissetti. Irak ve Suriye'deki otoriter yapılar kitlesel patlamalar meydana getirdi. Sünniler kendilerini yalnız hissetti.
-Suriye gözardı edilirse sorun çözülemez. Radikalleşmeyi önlemenin yolu içselleştirici siyaseti egemen kılmak.
-Esed ile işbirliği yapmak NATO toplantısında dillendirildi, bu muhalefeti IŞİD'e yönlendirebilir.
-ABD'nin stratejisi gerekli, ama düzen kurmak, siyasal istikrarı tesis etmek için yeterli değil.
-Türkiye'nin uyguladığı politikalarda hiçbir yanlış görmüyorum, analiz değil uluslararası güven hatası oldu.
"3 AYDIR BİZİ AÇIKLAMA YAPMAYA ZORLUYORLAR"
-ABD'nin ne istediği o kadar belliyse bizim de neden imza atmadığımız o kadar bellidir. Gerçekten tahmin etmekte zorlandığım ve derin hayal kırklığı yaşadığım bir konu. ABD'li rehinelerin ardakaşları ve ABD kamuoyu bunu gündeme dahi getirmedi hükümeti bu konuda açıklama yapmak zorunda bırakılmadı. Bunu kendilerine de söyledim basın özgürlüğü veya eleştiri haktır ama bunun da özel hususları vardır. Amerikalı rehineler neredeyse 2 yıldır oradalar. Onlar gazeteci. Onların gazeteci arkadaşları onların orada olduğunu yazmadı. Bunu gündeme getirmediler. Bunun için sert tartışmalar yaşanmadı. Yönetimi açıklama yapmaya zorlamadılar. 2 vefata rağmen zorlamıyorlar. Herkesin konuşması gereken zamanlar vardır. Herkesin bir insan canı için susması gereken zamanlar vardır. 3 aydır bizi her gün açıklama yapmaya zorluyorlar. Hala bir eski bir diplomat sorunsuzca bunu dile getiriyor. Ve istiyor ki bunun karşılığında bizim rehinelerimiz zarar görsün. Bizim birinci önceliğimiz şuanda o canlarımızın ailelerine en kısa zamanda kavuşmasıdır. Bekelediğimiz tek şey şu sorumluluk içerisinde davranılması. Bunun için insan olmak ve empati yapmak bunun için yeterli. Şimdi de sabırla beklememiz lazım. Bu zor durum başka ülkelerin başına da geldi.
OBAMA'NIN PLANI ŞU ŞEKİLDE BAŞARILI OLUR
Obama'nın planı stratejinin ne kadar kuşatıcı ve siyasal parametrelerin desteklenip desteklenemeyeceğine bağlı. Bu boyutu taşırsa başarılı olur. Türkiye'nin katkısı her aşamada istendi. Bağdat'ta en büyük başarı Türkiye'ye aittir.
Mısır'da olduğu gibi Suriye'de de otoriter bir rejim gelsin derler ise yine yol ayrımı olur. Bizim bölgede ne yapılması gerektiği konusunda zihnimizdeki şeyle çok net.
BENİ ÇOK ÜZEN BİR KONU VAR
Beni çok üzen bir şey vardı, evimizin hemen yanında köşede Akbank gibi bir lüks binanın yanında işçiler bekler ve oradan araçlarla işe giderlerdi. Ama artık işçinin elinde bir belgesi olması lazım.
ÇAY BİLE İÇMEYECEKLER
İşçi sendikalarımıza çağrıda bulunuyorum; işçilerimizi eğitelim. Denetim ciddiye alınacak, kağıt üzerinde olmayacak, bir müfettiş gittiği yerde çay bile içmeyecek denetimini yapacak. Samimiyet bazı şeyleri görmeye engel olabilir.
DAVUTOĞLU O HABERLERE TEPKİ GÖSTERDİ
Geçen gün bir acılı babayla çok samimi bir görüşmemiz oldu. Sonra bir haber çıktı, 'acılı babadan başbakana tepki' diye hiç böyle bir diyalog yok O babaya ben teşekkür ediyorum olaydan sonra açıklama yapıp böyle bir konuşma olmadığını söyledi. Böyle bir haberi kim yapar?
Davutoğlu: 6 günlük bebeğim öldü
GERİYE DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYORUZ
GERİYE DÖNMEYİ DÜŞÜNMÜYORUZ
Madem burada bir süreç işliyor biz bu süreci ritmik bir şekilde takip etmek zorundayız. O bakımdan çözüm sürecini benim dönemimde bir mekaniznamaya oturttuk ve iyi sonuçlar almaya başladık. Artık bu süreçte yarıyı geçtik, geriye dönmeyi düşünmüyoruz. Barış gelecekse önce gençlerimizi kurtarmalıyız. Dün Diyarbakır'da protesto eden ailelerle görüştüm onlara da söyledim. Bir tarafta 14 yaşında kızı kaçırılan bir anne duruyor, öbür tarafta bir anne 'benim oğlum' hafızdı diyor. Bu insanlara gözyaşı döktürmek doğru mu?
DAVUTOĞLU'NUN ELİNDEKİ SİYAHLIK
Yazım çok iyi olmamasına rağmen notlarımı kendim tutarım ve arkadaşlarımdan bugün notları aldım ve fark ettim ki elime mürekkep bulaşmış. Yani kalem ve kağıt ne beni bırakır ne de ben onları bırakırım. Benim her cebimden kağıtlar çıkar.
AKADEMİSYENLERE ZAM MÜJDESİ
Çok daha nitelikli insan kaynağına ulaşmamız lazım. En iyi beyinler üniversitede kalsın istiyorum. Hissedilir bir iyileştirme planlıyoruz. Ekim ayı ortalarında nihai noktaya geliriz