Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı 2. Futbol Zirvesi'nde, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na "Jübile" çağrısında bulundu.Erdoğan, bugün Haliç Kongre Merkezi'nde katıldığı 2. Futbol Zirvesi'nde, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, "Aslında bunları siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş ama hala direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyor. Daha önce 7 defa yenilmişlerdi inşallah 16 nisanda 8. Defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar" dedi.FUTBOL VE SİYASET BİRBİRİNE BENZERCumhurbaşkanı Erdoğan ana muhalefeti futbol benzetmesi ile eleştirerek, “Aslında bunları siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş ama hala direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyor. Daha önce 7 defa yenilmişlerdi inşallah 16 Nisan’da 8’inci defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar” diye kaydetti.Futbol ve siyasetin birbirine benzer yönleri olduğuna dikkat çeken Erdoğan, “Çocukluk dönemlerinden itibaren futbola gönül vermiş, çeşitli kulüplerde top koşturmuş kardeşiniz olarak, bu işin neler kazandırabileceğini iyi biliyorum. Hayatımın her aşamasında futbol oynarken edindiğim disiplinden, takım çalışmasında, vefadan, bu oyunun kazandırdığı vasıflardan istifade ettim. Siyasetin temelde futbol ile birçok ortak yönü olduğuna inanıyorum. Spor gibi siyasetin de özü rekabettir. Bu yarışın ilk aşaması sandıktan galip çıkmak için, ikinci aşaması da millete hizmet götürmek içindir. Tıpkı futbol gibi siyaset de takım oyunudur. Yani sağlam bir kadro gerektirir. Plansızca oynayan, taktiği olmayan bir takımın kupa kaldırma ihtimali nasıl yoksa, milletine söyleyecek sözü olmayan siyasi partilerin de başarı şansı yoktur. Futbol gibi siyaset de tutku olmayınca, aşk olmayınca, adanmışlık olmayınca sürdürülecek bir iş değildir. Kendini o işe adayacak. Futbolun da bir inadı vardır. Hocam bana öyle derdi. ‘Oğlum topu yiyeceksin’ derdi” ifadelerini kullandı.ERDOĞAN'DAN JÜBİLE ÇAĞRISI...Sporda şiddeti, siyasette yalan ve iftiraya benzeten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Maalesef ülkemizde bunu çok yaşıyoruz. Siyasi hayatım boyunca bir taraftan milletime hizmet ederken, bir yandan da bu siyaset anlayışı ile mücadele yürüttüm. Siyasetin kalitesi yükseldikçe, iktidarı sandık yoluyla değil de şike ile, hile ile, darbe ile, tehdit ile elde edebileceğini sananlar, bizim milletimiz tarafından tasfiye edilmiştir. Bu rağmen son anayasa değişikliğinde olduğu gibi hala nasıl futbolun holiganları varsa, hala holigan siyaseti ile netice almaya çalışanların bulunduğunu da görüyoruz. Fikirlerinin gücüne güvenemeyenler, yalana, iftiraya, hatta şiddete başvurmaktan çekinmediler. Anayasa değişikliğini içindeki maddeler ile tartışmak yerine meclisin kapatılacağından, ülkenin bölüneceğine kadar akla hayale sığmayacak yalanlarla milletin kafasını bulandırmaya çalıştılar. Meclisin fesih yetkisi asla Cumhurbaşkanına ait değildir. Bütün bunların hepsinin kararı millettedir. Millet bir seçim kararı alındığı zaman cumhurbaşkanı ve parlamento seçimini beraber yapar. Asla biri, bir diğerini götüremez. Her seçim döneminde oy almak için kollarına girdikleri gençlerimize seçilme hakkı verilmesine dahi tahammülleri yok. Gençlerimiz parlamentoya girebilecek. Genç dinamik, ilim irfan sahibi gençlik parlamentomuzda yer alacak. Gençlerden çekine bir anlayış ile Türkiye geleceği inşa edilebilir mi. Aslında bunları siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş ama hala direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyor. Daha önce 7 defa yenilmişlerdi inşallah 16 Nisan’da 8’inci defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar”
“Maalesef ülkemizde bunu çok yaşıyoruz. Siyasi hayatım boyunca bir taraftan milletime hizmet ederken, bir yandan da bu siyaset anlayışı ile mücadele yürüttüm. Siyasetin kalitesi yükseldikçe, iktidarı sandık yoluyla değil de şike ile, hile ile, darbe ile, tehdit ile elde edebileceğini sananlar, bizim milletimiz tarafından tasfiye edilmiştir. Bu rağmen son anayasa değişikliğinde olduğu gibi hala nasıl futbolun holiganları varsa, hala holigan siyaseti ile netice almaya çalışanların bulunduğunu da görüyoruz. Fikirlerinin gücüne güvenemeyenler, yalana, iftiraya, hatta şiddete başvurmaktan çekinmediler. Anayasa değişikliğini içindeki maddeler ile tartışmak yerine meclisin kapatılacağından, ülkenin bölüneceğine kadar akla hayale sığmayacak yalanlarla milletin kafasını bulandırmaya çalıştılar. Meclisin fesih yetkisi asla Cumhurbaşkanına ait değildir. Bütün bunların hepsinin kararı millettedir. Millet bir seçim kararı alındığı zaman cumhurbaşkanı ve parlamento seçimini beraber yapar. Asla biri, bir diğerini götüremez. Her seçim döneminde oy almak için kollarına girdikleri gençlerimize seçilme hakkı verilmesine dahi tahammülleri yok. Gençlerimiz parlamentoya girebilecek. Genç dinamik, ilim irfan sahibi gençlik parlamentomuzda yer alacak. Gençlerden çekine bir anlayış ile Türkiye geleceği inşa edilebilir mi. Aslında bunları siyasette jübile zamanı çoktan gelmiş ama hala direniyorlar. Onun için de çıktıkları tüm maçlarda yeniliyor. Daha önce 7 defa yenilmişlerdi inşallah 16 Nisan’da 8’inci defa yenilecekler. İnşallah bu defa mesajı alırlar”