CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısını yaptı.
Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın Aydın’da kurşunla yaralanmasına değinerek, CHP’ye ve CHP’lilere karşı provokasyonlar bundan sonra daha fazla olacağını belirtti.
“15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilip karşı darbe yapanlara karşı dimdik, namusumuzla ayakta duracağız” diyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi hukuk devleti olmaktan çıkardılar bir istihbarat devleti haline getirdiler. Böyle bir devlet mi olur? Bizim yaptığımız tek şey var darbe sonrası, darbeye karşı olduğumuzu söyledik. Her ortamda söyledik. Ama darbenin fırsata çevrilip karşı darbeye dönüştürülmesini asla doğru bulmuyorum. 15 Temmuz darbesine nasıl karşı çıktıysak şimdi yapılan karşı darbeye de aynı kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Gazeteciler ne yaptı bu gazeteciler, üniversite hocaları ne yaptı? Bir yeri mi bombaladılar bunlar? 12 Eylül askeri darbeden daha ağır koşulları yaşıyoruz şuanda. Böyle ağır tabloyla karşı karşıyayız. 1 milyonu aşkın mağdur yarattılar” diye belirtti.
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
15 Şubat 2012 dönemin başbakanının başdanışmanın ‘AK Parti ile Gülen cemaati arasında çatışma ve çekişme yaşanmadığıyla’ ilgili yazdığı yazısından bir bölüm okuyan Kılıçdaroğlu, “Yürekli bir savcı çıkar mı, emin olun çıkmaz onlar da korkuyorlar. Yürekli ve namuslu bir savcı bekliyorum” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyona değinen Kılıçdaroğlu, “Savcı bunlar hakkında yakalama kararı, gözaltı kararı verdi. Ne diye veriyor? Cumhuriyet Gazetesi, FETÖ’cüymüş, PKK’lıymış. Bir haksızlık yapmış savcıya onu söylemek isterim, IŞİD’i unutmuşlar. Onu da buraya dahil etselerdi. Ben bu savcıya ve talimat veren siyasi iradeye seslenmek isterim. Bedel ödeyen gazetedir Cumhuriyet Gazetesi. Her darbe sonrası bedel ödeyen bir gazetedir Cumhuriyet Gazetesi. Basın dünyamızın akademisidir. Çünkü Cumhuriyet bir fikir gazetesidir, aydınlanma gazetesidir. Özgürlüğü, cumhuriyeti savunan bir gazetedir. Cumhuriyet cumhuriyetle yaşıt bir gazetedir. Cumhuriyet adını da Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Cumhuriyet Gazetesini FETÖ’yle PKK’yla ilişkilendirmek şeref yoksunu kişilerin yapacağı bir şeydir.'dedi.
“Sayın Devlet Bahçeli’ye de söylüyorum, Türkiye’yi bölme projesidir başkanlık sistemi”
“Bugün bütün bu oynananlar başkanlık rejiminin fragmanlarıdır” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Başkanlık rejimini bize tanıtmaya çalışıyorlar. Sayın Başbakan Binali Yıldırım ‘başkanlık gelmezse Türkiye bölünür’ diyor. 93 yıldır bu ülke dimdik ayakta bütün darbelere karşı. Sen kalkıyorsun başkanlık olmazsa Türkiye bölünür diyorsun. Yani başbakan olarak ben Türkiye’yi bölünme noktasına getirdim diye itiraf ediyorsun. Sen o koltukta oturamazsın. Türkiye’nin bölünmesinden söz eden bir kişi başbakanlık koltuğunda oturamaz. CHP bu ülkede olduğu sürece, bu ülkeyi hiçbir güç bölemeyecektir. Türkiye’nin bekası için bayrağı, vatanı için kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz sözüm sözdür. Bunlar Türkiye’yi eyaletlere bölmek ve parçalamak istiyorlar. Türkiye’nin bekası için söylüyorum ve Sayın Devlet Bahçeli’ye de söylüyorum, Türkiye’yi bölme projesidir başkanlık sistemi. 29 Mart 2013 Erdoğan bir televizyon programına katılıyor. ‘Türkiye eyalet sisteminden korkmamalı’ diyor. ‘2023 yılında eyalet sistemi olabilir’ diyor. Hiçbir siyasi liderin tuzağa düşmemesi lazım. Bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü, beraberliğini savunuyorsak, siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama ülke bizim ortak paydamızdır, bayrak, demokrasi, demokratik parlamenter sistem bizim ortak paydamızdır. 150 yıllık tecrübeyi atacaksın bir kişiye koltuk uğruna Türkiye’yi ateşe atacaksın. Buna izin vermeyiz. Başkanlık sistemini kim istiyor? Abdullah Öcalan da istiyor. Kendi kitabı yayınlandı orada ifade ediyor. 2013’te söylüyor bunu hükümet yetkililerine söylüyor. Sayın Bahçeli’ye söylüyorum, bir daha hatırlatıyorum, hepimizin sorumluluğu var. Diyeceksiniz bunlar şimdi PKK’yla kavga ediyor. Dün de kavga ediyorlardı. 10 dakikada barışırlar. Sonra çıkıp diyecekler ki bizi kandırdılar. Herkesin kandırdığı bir adam ülkede cumhurbaşkanlığı yapamaz. Demokrasiye Türkiye’ye hepimizin sahip çıkması lazım. Bizim görüşlerimiz farklı olabilir ama biz aynı ülkede yaşıyoruz.”
Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan’ın Aydın’da kurşunla yaralanmasına değinerek, CHP’ye ve CHP’lilere karşı provokasyonlar bundan sonra daha fazla olacağını belirtti.
BU SİLAHI SIKAN ÜLKÜCÜYMÜŞ
"Bu ülkeye tam demokrasiyi getirmek için eğer bir bedel ödenecekse sözüm sözdür o bedeli önce ben ödeyeceğim" diyen Kılıçdaroğlu:. "Şu garabete bakın bir bir taraftan PKK saldırılarıyla karşı karşıyayız. Şavşat’ta silahlı PKK saldırısıyla karşı karşıya kaldık. Yılmayacağız. Kim olursa olsun. Genel başkan yardımcılarımıza karşı benzer saldırı yapılıyor. Ondan da yılmayacağız. Hemen şöyle bir kumpasta kurdular. Bu silahı sıkan ülkücüymüş dediler. Gazeteci soruyor. Ülkücüler vatanseverdir, biz de vatanseveriz. Bayraklarını severler, biz de bayrağımızı severiz. Biz de vatanseveriz. Eline silah tutuşturulup birisine ateş etmesine sağlayanlar asla ve asla bir ülkünün adamı olamazlar. Onlar kişiliksiz insanlardır. Onlar kullanılmaya müsait insanlardır. Kelepçeyi şeref olarak taşıyacakmış. Kelepçeyi şeref olarak taşıyanlar zaten karanlık insanlardır. Bayrak, vatan, demokrasi, özgür medya niye senin şerefin değil? Bu tür insanlar karanlık insanlardır. Cebine üç beş kuruş para koyduğun zaman yapmayacağı iş yoktur. Bunlar satılık insanlardır. Bize yönelik provokasyonlar konusunda çok dikkatli olmalıyız, sağduyulu olmayız. Aydın’daki güvenlik güçlerine yürekten teşekkür ediyorum. Aydın valisine, emniyet müdürüne ve savcısına teşekkür ediyorum. Planlı bir saldırı, arkasındaki iradeyi merak ediyoruz” ifadelerini kullandı.“15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilip karşı darbe yapanlara karşı dimdik, namusumuzla ayakta duracağız” diyen Kılıçdaroğlu, “Türkiye’yi hukuk devleti olmaktan çıkardılar bir istihbarat devleti haline getirdiler. Böyle bir devlet mi olur? Bizim yaptığımız tek şey var darbe sonrası, darbeye karşı olduğumuzu söyledik. Her ortamda söyledik. Ama darbenin fırsata çevrilip karşı darbeye dönüştürülmesini asla doğru bulmuyorum. 15 Temmuz darbesine nasıl karşı çıktıysak şimdi yapılan karşı darbeye de aynı kararlılıkla karşı çıkıyoruz. Gazeteciler ne yaptı bu gazeteciler, üniversite hocaları ne yaptı? Bir yeri mi bombaladılar bunlar? 12 Eylül askeri darbeden daha ağır koşulları yaşıyoruz şuanda. Böyle ağır tabloyla karşı karşıyayız. 1 milyonu aşkın mağdur yarattılar” diye belirtti.
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
15 Şubat 2012 dönemin başbakanının başdanışmanın ‘AK Parti ile Gülen cemaati arasında çatışma ve çekişme yaşanmadığıyla’ ilgili yazdığı yazısından bir bölüm okuyan Kılıçdaroğlu, “Yürekli bir savcı çıkar mı, emin olun çıkmaz onlar da korkuyorlar. Yürekli ve namuslu bir savcı bekliyorum” dedi.
Cumhuriyet Gazetesi’ne yapılan operasyona değinen Kılıçdaroğlu, “Savcı bunlar hakkında yakalama kararı, gözaltı kararı verdi. Ne diye veriyor? Cumhuriyet Gazetesi, FETÖ’cüymüş, PKK’lıymış. Bir haksızlık yapmış savcıya onu söylemek isterim, IŞİD’i unutmuşlar. Onu da buraya dahil etselerdi. Ben bu savcıya ve talimat veren siyasi iradeye seslenmek isterim. Bedel ödeyen gazetedir Cumhuriyet Gazetesi. Her darbe sonrası bedel ödeyen bir gazetedir Cumhuriyet Gazetesi. Basın dünyamızın akademisidir. Çünkü Cumhuriyet bir fikir gazetesidir, aydınlanma gazetesidir. Özgürlüğü, cumhuriyeti savunan bir gazetedir. Cumhuriyet cumhuriyetle yaşıt bir gazetedir. Cumhuriyet adını da Mustafa Kemal Atatürk vermiştir. Cumhuriyet Gazetesini FETÖ’yle PKK’yla ilişkilendirmek şeref yoksunu kişilerin yapacağı bir şeydir.'dedi.
“Sayın Devlet Bahçeli’ye de söylüyorum, Türkiye’yi bölme projesidir başkanlık sistemi”
“Bugün bütün bu oynananlar başkanlık rejiminin fragmanlarıdır” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Başkanlık rejimini bize tanıtmaya çalışıyorlar. Sayın Başbakan Binali Yıldırım ‘başkanlık gelmezse Türkiye bölünür’ diyor. 93 yıldır bu ülke dimdik ayakta bütün darbelere karşı. Sen kalkıyorsun başkanlık olmazsa Türkiye bölünür diyorsun. Yani başbakan olarak ben Türkiye’yi bölünme noktasına getirdim diye itiraf ediyorsun. Sen o koltukta oturamazsın. Türkiye’nin bölünmesinden söz eden bir kişi başbakanlık koltuğunda oturamaz. CHP bu ülkede olduğu sürece, bu ülkeyi hiçbir güç bölemeyecektir. Türkiye’nin bekası için bayrağı, vatanı için kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz sözüm sözdür. Bunlar Türkiye’yi eyaletlere bölmek ve parçalamak istiyorlar. Türkiye’nin bekası için söylüyorum ve Sayın Devlet Bahçeli’ye de söylüyorum, Türkiye’yi bölme projesidir başkanlık sistemi. 29 Mart 2013 Erdoğan bir televizyon programına katılıyor. ‘Türkiye eyalet sisteminden korkmamalı’ diyor. ‘2023 yılında eyalet sistemi olabilir’ diyor. Hiçbir siyasi liderin tuzağa düşmemesi lazım. Bu ülkenin birliğini, bütünlüğünü, beraberliğini savunuyorsak, siyasi görüşlerimiz farklı olabilir ama ülke bizim ortak paydamızdır, bayrak, demokrasi, demokratik parlamenter sistem bizim ortak paydamızdır. 150 yıllık tecrübeyi atacaksın bir kişiye koltuk uğruna Türkiye’yi ateşe atacaksın. Buna izin vermeyiz. Başkanlık sistemini kim istiyor? Abdullah Öcalan da istiyor. Kendi kitabı yayınlandı orada ifade ediyor. 2013’te söylüyor bunu hükümet yetkililerine söylüyor. Sayın Bahçeli’ye söylüyorum, bir daha hatırlatıyorum, hepimizin sorumluluğu var. Diyeceksiniz bunlar şimdi PKK’yla kavga ediyor. Dün de kavga ediyorlardı. 10 dakikada barışırlar. Sonra çıkıp diyecekler ki bizi kandırdılar. Herkesin kandırdığı bir adam ülkede cumhurbaşkanlığı yapamaz. Demokrasiye Türkiye’ye hepimizin sahip çıkması lazım. Bizim görüşlerimiz farklı olabilir ama biz aynı ülkede yaşıyoruz.”