Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Türkiye'de kimsenin bir başkasının hayat tarzıyla uğraşamayacağını, ülkenin bu olgunluk seviyesine geldiğini belirterek, "Bizler, hayat tarzına müdahale edilerek gelenlerdeniz. Onu acılarını çok çektik. Onun için her inanç, her kimlik sahibi, nasıl olursa olsun 'Bu ülkede ben özgürce yaşıyorum. Ülkemde, hamdolsun, bana hiçbir müdahale olmuyor' desin. Bunu sağlamak durumundayız. Bunu sağlayamazsak Türkiye eksik kalır" dedi.
Başbakan Yardımcısı Atalay, Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
- "Duvar yok, yapılmıyor da yapılmayacak da"
Nusaybin'de Suriye sınırına duvar örüldüğü yönündeki değerlendirmelere de değinen Atalay, "Duvar diye bir şey yok. Türkiye, sınırının birinde duvar yapan bir ülke değil" dedi. Türkiye'nin, Suriye ile 910 kilometrelik sınırı bulunduğunu, sınır kapılarının çalıştığını, sınırların diğer kısımlarında illegal geçişler olmaması için tedbir alındığını vurgulayan Atalay, "Duvar diye bir şey söz konusu değil. Belki tel örgülerin biraz daha sağlamlaştırılması anlamında bir şeydir. Yoksa katiyen böyle bir şeyi biz zikretmedik, hiçbirimiz öyle bir ifadede bulunmadık. Türkiye'nin sınırında duvar örüyor gibi bir şeyin nereden çıktığını da bilmiyorum. Duvar diye bir şey yok. Duvar yapılmıyor da yapılmayacak da" ifadelerini kullandı.
Türkiye'de hayat tarzıyla ilişkili tartışmalarının bitmesi gerektiğini söyleyen Atalay, sözlerine şöyle devam etti:
"Bu ülkede kimse kimsenin hayat tarzıyla uğraşamaz. Türkiye, o olgunluğa geldi. Yeni demokratikleşme paketinde Türk Ceza Kanunu'na özel bir madde de koyduk. Bizler, hayat tarzına müdahale edilerek gelenlerdeniz. Onun acılarını çok çektik. Onun için her inanç, her kimlik sahibi, nasıl olursa olsun 'Bu ülkede ben özgürce yaşıyorum. Ülkemde, hamdolsun, bana hiçbir müdahale olmuyor' desin. Bunu sağlamak durumundayız. Bunu sağlayamazsak Türkiye eksik kalır. Biz, bu gayret içindeyiz. Hayat tarzılarına müdahale, bırakın kimsenin aklından geçme, aksine biz yaşam tarzını ceza kanununa koyduk."
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, MİT'in, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, kimseyi dinlediğine dair bir yazı yazmadığını bildirdi.
Çözüm sürecinin paylaşılmasına yönelik parlamentoya bilgi verilmediği eleştirilerine üzüldüğünü belirten Atalay, bu süreçleri mümkün olduğunca şeffaf yürüttüklerini kaydetti. Atalay, "Vatandaşa bile şeffaf. Ne olup, bittiği bilinsin istiyoruz" dedi.
Atalay, çözüm sürecini değerlendirmek üzere parlamentoda komisyon kurulduğunu anımsatarak, "İstedik ki parlamentomuz, partilerimiz bir anlamda süreci de değerlendirsin, bilgiler de verelim. Parlamentoya istenildiği zaman bilgi sunarız" görüşünü dile getirdi.
Çözüm süreciyle ilgili Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in, iki partinin genel başkanı ile görüştüğünü belirten Atalay, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini, CHP'nin de Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu'nu görevlendirdiğini ifade etti.
Konuşmanın ardından Başbakanlık, MİT, MGK Genel Sekreterliği, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı, Türkiye İnsan Hakları Kurumunun 2014 yılı bütçeleri kabul edildi.