19, 21, 24 ve 25 Dönem MHP Milletvekili Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, Sözcü Gazetesinin çalışanlarıyla ilgili yapılan operasyona tepki göstererek; “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” kapsamında, herkesin düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğunu" dile getirdi.Bilindiği üzere dün, Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nın 98. yıldönümünü idrak ettiğimiz saatlerde, aralarında sahibinin de bulunduğu Sözcü Gazetesi çalışanlarıyla ilgili bir operasyon başlatılmıştır. Bu operasyonun Emniyet tarafından yapıldığı ve FETÖ soruşturması kapsamında gerçekleştirildiği ifade edilmiştir.TÜRK MİLLETİ BU ALÇAK GİRİŞİMİ DEF ETMİŞTİRÜlkemizin 15 Temmuz hain darbe girişimiyle büyük bir badire atlattığı, ciddi bir işgal ve iç savaşın eşiğinden döndüğü kamuoyunun malumudur. Bu tehlikeyi fark eden Türk Milleti, kendini siper ederek bu alçak girişimi bertaraf etmiştir. Sonraki süreçte de sadece FETÖ’nün değil bütün terör örgütlerinin kökünün kazınması için tam bir destek vermiş ve yetkililere adeta açık bir çek vermiştir. Genetik sezgisi ve tarihi bilinçaltı yoluyla nesilden nesile aktardığı tecrübeyle bu tercihi yapan milletimiz, bu ve benzeri girişimlerin bir daha tekrarlanmaması adına her türlü fedakârlığı yapmaya hazır olduğunu da her vesileyle göstermiştir.Milletimizin verdiği bu krediyi kısa bir sürede hoyratça harcamaya başlayan mevcut iktidar, önce bir takım tartışmalı uygulamalar yapmış ancak olağanüstü dönemlerin tabiatı gereği yakın tehlikeyi savuşturma gereğinin farkında olan milletimiz, verdiği desteği devam ettirmiştir. Ancak anayasa değişiklik teklifinin gündeme gelmesiyle birlikte iktidar ve destekçileri eliyle yaşatılan baskı ve sindirmeye yönelik uygulamalar, sabırları zorlamaya başlamıştır. Anayasa değişiklik teklifinin akıbetine karar verildiği halkoylaması esnasında yaşananlar ise bardağı taşırmaya yetmiştir. Özellikle oylama ve sayım aşamasında yapılan hukuksuzluklar, ülkemizin demokratik hukuk devletinden uzaklaşmaya ve otoriter bir sistemin temellerinin atılmaya başlandığını göstermiştir.SÖZCÜ GAZETESİNE YAPILAN OPERASYON...Halkoylaması sonrası hayata geçirilen uygulamalar ise bir sindirme ve susturma sürecinin resmen başladığına işaret etmektedir. Sözcü Gazetesi’ne yapılan operasyon, bunun tipik bir örneğidir. Halkoylaması sonuçlarını bir fırsat olarak değerlendirip hayatın her alanına müdahale etmeye başlayan iktidar, bu operasyon ile demokratik hayatın en önemli unsuru olan basın organlarını hedef tahtasına oturttuğunu göstermektedir.Anayasamızın 26. maddesi, “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti” kapsamında, herkesin düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahip olduğunu; bu hürriyetin resmî makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir alma ya da verme serbestliğini de kapsadığını açık bir şekilde ifade etmiştir. Nitekim bu madde, “basın hürriyeti”ni düzenleyen 28. madde ve devamındaki anayasal hükümlere de dayanak teşkil etmektedir.ÜSTÜNLERİN HUKUKU...Demokratik bir hukuk devletinin en temel özelliklerinden biri de hukukun üstünlüğünü esas alan bir idare tarzının benimsenmiş ve uygulanıyor olmasıdır. Zira vatandaşların kendini hukuki güvenlik altında hissetmedikleri, hayatın günlük akışı içindeki tutum ve davranışlarının bile gözetim altında tutulduğu, insan hak ve özgürlüklerinin eşit bir şekilde uygulanmadığı, hukuk kurallarının kişiye göre değiştiği, ayrıcalıklı sınıflar yaratmak ve bu sınıflara, başta hukuk kuralları olmak üzere dokunulmazlıklar tanındığı bir ülke, demokratik bir devlet olarak tanımlanamaz. Bu şekilde bir devlet idaresi, “güçlünün ve/veya ayrıcalıklı olanların haklı olduğu” bir anlayışın toplumda kökleşmesine yol açar. Mevcut iktidarın zamanında çokça istismar ettiği “üstünlerin hukuku”, tam da böyle bir sistemdir ve her geçen gün, muhatap olduğumuz olayların en yalın haliyle ifadesidir.NEREYE GİDİYORUZ...?Ülkemizin son yıllarda muhatap olduğu otoriter yönetim anlayışının giderek hız kazandığı, yalnızca iç kamuoyumuzun değil uluslararası toplumun da farkında olduğu bir gerçekliktir. Nitekim 2016 yılı “Hukukun Üstünlüğü Endeksi”ne göre 113 ülke arasında 99. sırada yer alan cennet vatanımız, daha birkaç yıl öncesine kadar 50’li sıralarda bulunuyordu. Vatandaşlarımız, bizi hiçbir şekilde memnun etmeyen o yılları bile mumla arar hale gelmiş ve “Nereye gidiyoruz?” sorusunu sormaya başlamıştır. Bu soru, halk nezdinde yaygınlaşmakta ve gündelik sohbetlerin en önemli konusu haline gelmektedir.Yaşadığımız sürecin, en önemli yansımalarından biri de ülkemizin ve milletimizin sürüklendiği ruh halidir. Keyfiliğin, hukuku çiğnemenin ve baskıcılığın yavaş yavaş kanıksandığı bir toplumda, ümitsizlik kol gezmeye başlar. Böylesi bir ruh hali, toplumu var eden değerlerden zihnen bir kopuşa ve toplumsal motivasyonun yerle bir olmasına işaret eder. Türkiye gibi stratejik bir coğrafyaya hakim olmaya ve Türk Milleti gibi direnç katsayısı yüksek bir topluluğu teslim almaya çalışanlar için temel amaç milletin iradesini çözmek, eritmek ve akabinde yok etmektir. Böylesi bir düzene açık veya örtülü destek veren kişiler ve kurumlar da vakti geldiğinde, benzer uygulamalardan nasibini mutlaka alır. Zira gerek insanlık tarihi gerek bizim tarihimiz ve özellikle de yakın tarihimiz, “bin yaşayan yılanların herkese dokunduğunu” acı bir şekilde kaydetmektedir.
Siyaset
20 Mayıs 2017 - 16:34
Güncelleme: 20 Mayıs 2017 - 19:10
Koray Aydın'dan Sözcü Gazetesi Operasyonuna Tepki!
19, 21, 24 ve 25 Dönem MHP Milletvekili Eski Bayındırlık ve İskan Bakanı Koray Aydın, Sözcü Gazetesinin çalışanlarıyla ilgili yapılan operasyona tepki gösterdi.
Siyaset
20 Mayıs 2017 - 16:34
Güncelleme: 20 Mayıs 2017 - 19:10