Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Y. Tuğrul TÜRKEŞ “Mescid-i Aksa Saldırıları ve Filistin Meselesi” üzerine bir basın açıklaması yaptı.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş Mescid-i Aksa’ya yapılan çirkin saldırıların tüm Müslüman dünyasını derinden etkilediğini söyledi.
Türkeş “Mescid-i Aksa Saldırıları ve Filistin Meselesi” başlığı adı altında yaptığı basın toplantısında şunları söyledi:
Söz konusu saldırılarda Cami avlusu ses ve gaz bombalarıyla savaş alanına çevrilmiştir. İsrail askerleri postallarıyla mabedin mihrabını çiğnemiş ve burada ciddi tahribatlara sebebiyet vermiştir.
Kur’an-ı Kerimler etrafa saçılmış ve askerler plastik mermilerle sivillere ateş açmak suretiyle ciddi yaralanmalara neden olmuştur.
İktidara geldiği ilk dönemden bu yana gerilim üreten İsrail Başbakanı Netanyahu bu vesileyle tiksindirici kışkırtmalarına bir yenisini eklemiştir.
Günümüzde artık Batı liderlerinin dahi sorguladığı ve eleştirdiği Netanyahu, bölgesel barışıdoğrudan tehdit eden hamlelerini kimseyi umursamadan sürdürmektedir.Ortadoğu’daki mevcut karışıklıklardan istifade ederek akıl dışı
gündemini hayata geçirmek isteyen Netanyahu, sinsi bir kurnazlık örneği sergilemektedir.İfade edilmelidir ki, Netanyahu’nun söz konusu hezeyanları evvela kendi halkının, yani İsraillilerin güvenliğini tehlikeye atmaktadır.Ortadoğu gibi bir coğrafyada dinî mekânlar ve kutsallar ile uğraşmak çok büyük bir risktir. Netanyahu’nun Filistin meselesine ‘dinî karşıtlık’ temelinde yaklaşması da, bölgedeki sorunun yalnızca ‘güvenlik’ ile alakalı olmadığını ortaya koymaktadır.Kendi varlığına, dinî değerlerine ve inanışlarına küresel çapta saygı gösterilmesini talep eden İsrail’in, İslâm dinince büyük önem atfettiğimiz mabedimize saldırması asla kabul edilemez.Mescid-i Aksa ile alakalı statükonun muhafaza edilmesi hayatî bir öneme haizdir.İsrail’in başındaki zatın ve dünya kamuoyunun anlaması lazımdır ki, Filistin meselesi ‘dinî’ değil, ‘millî’ bir meseledir.Netanyahu, meseleyi dinî temellere çekmek suretiyle Filistin’in bağımsızlığını dinamitlemek ve imkânsızlaştırma k istemektedir.Oysa Batı’daki ve dünyadaki son gelişmeler göstermektedir ki, Filistin’in bağımsızlığı için artık yol ve ufuk açıktır – geri dönüş de yoktur.Partimiz, Mescid-i Aksa’ya yapılan saldırıları şiddetle kınamakta ve lânetlemektedir.Aynı şekilde Partimiz, milletimizi Musevî vatandaşlarımıza karşı yapılabilecek provokasyonlarakarşı da uyanık olmaya davet etmekte ve sağduyu çağrısı yapmaktadır.Kamuoyuna duyurulur.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Ankara Milletvekili Tuğrul Türkeş Mescid-i Aksa’ya yapılan çirkin saldırıların tüm Müslüman dünyasını derinden etkilediğini söyledi.
Türkeş “Mescid-i Aksa Saldırıları ve Filistin Meselesi” başlığı adı altında yaptığı basın toplantısında şunları söyledi:
Söz konusu saldırılarda Cami avlusu ses ve gaz bombalarıyla savaş alanına çevrilmiştir. İsrail askerleri postallarıyla mabedin mihrabını çiğnemiş ve burada ciddi tahribatlara sebebiyet vermiştir.
Kur’an-ı Kerimler etrafa saçılmış ve askerler plastik mermilerle sivillere ateş açmak suretiyle ciddi yaralanmalara neden olmuştur.
İktidara geldiği ilk dönemden bu yana gerilim üreten İsrail Başbakanı Netanyahu bu vesileyle tiksindirici kışkırtmalarına bir yenisini eklemiştir.
Günümüzde artık Batı liderlerinin dahi sorguladığı ve eleştirdiği Netanyahu, bölgesel barışıdoğrudan tehdit eden hamlelerini kimseyi umursamadan sürdürmektedir.Ortadoğu’daki mevcut karışıklıklardan istifade ederek akıl dışı
gündemini hayata geçirmek isteyen Netanyahu, sinsi bir kurnazlık örneği sergilemektedir.İfade edilmelidir ki, Netanyahu’nun söz konusu hezeyanları evvela kendi halkının, yani İsraillilerin güvenliğini tehlikeye atmaktadır.Ortadoğu gibi bir coğrafyada dinî mekânlar ve kutsallar ile uğraşmak çok büyük bir risktir. Netanyahu’nun Filistin meselesine ‘dinî karşıtlık’ temelinde yaklaşması da, bölgedeki sorunun yalnızca ‘güvenlik’ ile alakalı olmadığını ortaya koymaktadır.Kendi varlığına, dinî değerlerine ve inanışlarına küresel çapta saygı gösterilmesini talep eden İsrail’in, İslâm dinince büyük önem atfettiğimiz mabedimize saldırması asla kabul edilemez.Mescid-i Aksa ile alakalı statükonun muhafaza edilmesi hayatî bir öneme haizdir.İsrail’in başındaki zatın ve dünya kamuoyunun anlaması lazımdır ki, Filistin meselesi ‘dinî’ değil, ‘millî’ bir meseledir.Netanyahu, meseleyi dinî temellere çekmek suretiyle Filistin’in bağımsızlığını dinamitlemek ve imkânsızlaştırma