Milliyetçi Hareket Partisi Ankara İl Başkanı Fatih Çetinkaya'nin yapmış olduğu basın açıklaması şöyle:
Mazisi tarihin binlerce yıl derinliklerine dayanan ‘Türk Milliyetçiliği’ fikrinin yılmaz savunucuları ve Türk siyasi tarihinde 46 yıllık temsil niteliğiyle var olmayı başarmış Milliyetçi Hareket Partisi’nin sadık ve kavi mensupları olarak; bu mübarek Cuma akşamında davetimize icabet edip teşrif buyurduğunuz için her birinize ayrı ayrı şahsım ve arkadaşlarım adına teşekkür ederim.
Hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Cennetmekân Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in çizdiği bu kutlu yolda, nesilden nesile aktarılagelen, çağları aydınlatan birlik meşalesini, bu kutlu sancağı, bu gün, bu salonda tekrar dalgalandırabilmek nasiplerin en hayırlısı olsa gerek.
Nihayetinde dinimizce övülen, töremizce tavsiye edilen, bizleri daima doğruya yöneltecek olan yegâne düsturumuz şüphesiz birliğimizdir.
Bizleri nihai mutluluğa, müreffeh bir geleceğe, tam manasıyla muktedir olmaya, yeryüzünün her sathında dirliğe taşıyacak asıl referans da, “Bozulmasına, esnemesine, delinmesine, eskimesine, yıkılmasına ve dağılmasına asla izin vermeyeceğimiz birliğimiz olacaktır.”
Binlerce yıllık insanlık tarihinde milyonlarca badire atlatan Türk milliyetçiliği fikriyatı ve 46 yıllık siyasi yaşamında sayısı binlerle ama acısı asla ölçülemeyecek kadar çok sıkıntılara duçar olan Milliyetçi Hareket Partisi, dün olduğu gibi bugün de yılmadan, yorulmadan, rehavete ve yılgınlığa düşmeden yüce hedeflerine adım adım ilerlemeye devam edecektir.
Yürüdüğümüz yol, bazen düz, bazen yokuş, bazen çiçekli, bazen de dikenli bir yol olacaktır.
Bu güne kadar hiçbir olumsuz şartta geri adım atmayan yüreğimiz, bugün ve bundan sonra da hiçbir dönem yorulmayacak, hız kesmeden Türk Milliyetçiliği uğruna mücadele etmeye devam edecektir.
Bizler Ankara İl Başkanlığı ve İlçe Teşkilatları olarak hep bu zihniyetle çalıştık. Hep bu imanla yüreğimizi besledik. Her yaptığımız işi ibadet titizliğiyle yapmaya gayret gösterdik.
Bu gün, bu salonda olan veya olmayan ülküdaşlarımızla birlikte birçok seçim çalışması, birçok saha çalışması gerçekleştirdik. Hiçbir durum bizi rehavete sürükleyemezken, aldığımız hiçbir olumsuz sonuç da bizi yılgınlığa düşürmemiştir.
Saygıdeğer misafirler;
Ülkemizde gerçekleştirilen 1 Kasım seçimleri de bizim için aynı önemde bir imtihandı.
Burada bulunan tüm il divanı ve yöneticisi arkadaşlarıma,
Tüm İlçe Başkanlarıma ve onların nezdinde tüm ilçe teşkilatlarıma,
Kadın Kollarımızın cefakâr üyelerine,
Sahada bizimle ter döken, çoluğunun çocuğunun rızkından fedakârlık yapıp yanımızda saf tutan,
Seçimin kesin sonuçları alınana dek sandığın başında nöbet tutan, bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan, hep yanımızda olan, Milliyetçi Hareket’in her kademesinde geçmiş dönemlerde görev yapmış kıymetli kanaat önderlerimize, dualarında olduğunu bildiğimiz tüm gönüldaşlarımıza ve mahalle temsilcilerimize ve tüm kıymetli ülküdaşlarımıza bir kez daha teşekkür ederim.
Allah hepinizden razı olsun.
Kıymetli Basın mensupları
Ülküdaşlarımız, bu gayretleri gösterirken ne makam mevki hevesiyle, ne kişisel ikbal derdiyle, ne de nefsini tatmin gayesiyle hareket etmemiştir.
Geride bıraktığımız 1 Kasım genel seçimlerinde bu çalışmanın, bu azmin, bu gayretin istenilen şekilde sandığa yansımadığı aşikârdır.
Lakin Milliyetçi Hareket Partisi %100 oy alsa da bu sonuç bizim “Kızıl Elma” hedefimizin yanında selde kum tanesi gibi kalacak ve Türk milliyetçileri akıl melekesini yitirecek derecede bahtiyar olmayacaklardı. Sandıktan çıkan sonuç % 1 olsa da bu dava ayaklar altında asla bedbaht olmayacaktı.
Bu referansla genel seçimleri değerlendirdiğimizde, sandıktan çıkan sonuç her ne kadar Ülkücü Hareket’in mağlubiyeti üzerine plan yapanların iştahını kabartsa da, bizim içimizdeki ışık hiçbir zaman sönmeyecektir.
Ne diyordu Şehidimiz Pehlivanoğlu ‘Mustafalar ölür, Allah davası ölmez…’
Binlerce Mustafa’yı, Önkuzu’yu, Süleyman’ı, Erol’u bu uğurda kurban vermiş ama ölmemiş, aksine yaşamış ve yaşatmış olan Ülkücü Hareketi, şimdi ölecek, dağılacak, yok olacak diye bekleyenler bilsinler ki, 1 Kasım Ülkücü Hareket için ne bir milattır, ne de bir miattır. Ülkücü Hareket; zindanda da olsa, makamda da olsa her şartta kıyamete dek yaşayacak, var olacaktır.
Hele ki, Türk - İslam dünyası bu derece kan ağlıyorken,
Hemen yanıbaşımızda Bayırbucak’ta kardeşlerimizin üzerine her saat, her dakika ateş yağarken,
Kerkük’te, Musul’da, Telafer’de soydaşlarımız katlediliyorken,
Doğu Türkistan Çin zulmü altında kan ağlıyorken, Kırım’da, Karabağ’da ve dünyanın dört bir yanında Türklük yok edilmeye çalışılıyorken,
İçerde mevcut iktidar askerimizin, polisimizin ve binlerce vatandaşımızın katiliyle alenen pazarlıklar yapıyorken,
Türkiye, birilerinin tek adamlık hevesleri uğruna adım adım bölünmeye doğru götürülüyorken;
Yeni Anayasa adı altında ülkemizin tüm kadim değerleri hızla eskitiliyorken;
Ve bunca melanete direnen son kale Milliyetçi Hareket Partisi, sistemli algı operasyonlarıyla sandıklara hapsedilmeye çalışılıyorken,
Bizim birliğimizin ve dirliğimizin tarumar edilmesine asla tahammülümüz olmayacaktır.
İçimize sokulmaya çalışılan fitneye karşı bizi koruyacak olan sarsılmaz temelimiz ‘Ülkücü, ülkücünün öz kardeşi, sırdaşı, yoldaşıdır’ hükmü olacaktır.
Ülkücünün diğer kardeşine sergileyeceği her tavrın içeriği, saygı ve sevgi ile yükümlüdür. Bu mübarek dairenin içerisindeki herkes birbirini kardeş gibi sevmekle hükümlüdür.
Yalanlara ve iftiralara karnımız tok, müfterilere gönül kapılarımız kilitlidir.
Unutulmamalı ki; içimizde karmaşaya sebebiyet verecek her davranış sadece ve sadece Türk düşmanlarını mutlu edecektir.
İşte bu yüzden attığımız her adımı, nefsimizi ve hırsımızı bir kenara bırakıp öyle atmalıyız. Kardeşliğimizin istikbali için Türk düşmanlarının gözünün içine sarsılmayacağımızı gösteren bir güvenle bakmalıyız.
Saygıdeğer misafirler;
Kıymetli ülküdaşlarım;
Bir araya gelmişken, bir konuya daha açıklık getirmek istiyorum. Her bir arkadaşımızın evinde geçim sıkıntısı, çocuğunda eğitim sıkıntısı, kamuda iş sıkıntısı, ticaretinde kriz sıkıntısı varken,
Şehrimizde rantiyeciler cirit atıyorken,
Sokaklar Suriyeli göçmenlerle kaynıyorken,
Ülkemiz evlat-damat-yandaş ellerinde oyuncak olmuşken,
Adalet diyerek yola çıkanlar adaletsizlikte yarışırken.
Yolsuzluk ve yoksulluk Türk milletinin kaderi olmuşken,
Canım ülkemin şehirlerine, ilçelerine güvenlik güçleri bile giremez olmuşken,
Milyonlarca soydaşımız Ülkücü Hareket’e bel bağlamışken, gündemimizi olağanüstü kurultaylarla oyalamak, kardeşlik hukukumuza gölge düşürecek ayrılıklara meyletmek gibi bir lüksümüz bulunmamaktadır.
Hareketimizin Lideri, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, olağan genel kurul tarihini tüm Türkiye’ye ilan etmiştir. Bu karar üzerine tekrar tartışma zemini oluşturmak ziyadesiyle yersiz bir davranıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin Olağan Genel Kurulu 18 Mart 2018’de yapılacaktır. Bu tarih, Türk milletinin yeniden dirilişinin, Çanakkale Destanının yazıldığı günün bir asırlık destanının yıldönümünün kutlanacağı gündür.
18 Mart 2018 tarihine kadar Milliyetçi Hareket’in tüm kadroları bir önceki genel kurulda üstlendikleri görevleri yapmakla mükelleftirler. Bugün Milliyetçi Hareket Partisi’nin en alt kademesinden en üst kademesine kadar herkes kıymetli delegasyonun seçimiyle göreve gelmiştir. Bu delegasyonun iradesini hiçe sayarak olağanüstü kurultaylar talep etmek, olağanüstü bir haksızlık olacaktır.
Unutmamalı ki, Milliyetçi Hareket Partisi ihtirasların gölgesinde kin büyütenlerin değil, önce milletim ve ülkem diyen, siyasetinde istismara ve inkâra yer vermeyen gönül erlerinin partisidir.
Kimse aklından çıkarmamalıdır ki; Ülkücü Hareket nefes alanımız, Milliyetçi Hareket sınır taşımızdır.
Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin eseridir.
Hal böyle iken bugün de bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim ki,
Bizler sadece ömrünü değil, hep Ülkücü Hareket’in hizmet dairesi içerisinde nefes alıp nefes verdiğini bildiğimiz,
Davamızın bütün hafızasını taşıyan,
Kendi menfaatlerini birincil öncelik yapıp,
kutsal değerlerimizin önüne koyanlara karşın,
Vatanımızın varlığı.
Devletimizin bekası
Dilimizin adı,
Bayrağımızın namusu
Diyerek bu haberlerden bihaber çoğunluğun karşısında ilkeleririmizi sımsıkı sahiplenmiş,
Ve Milliyetçi Hareket Partisi’ni bu değerlerin tek tarafı yapmış,
Türkmenbeyimiz, Büyüğümüz, Liderimiz Devlet Bahçeli Beyin sonuna kadar emrinde yol arkadaşlığı yapmaktan onur duyduk, duymaya da devam edeceğiz.
Cenab-ı Allah’tan bizleri bugün de yarın da mahcup etmemesini niyaz ediyorum.
Yüreğiyle ve emeğiyle, kıymeti paha biçilmez alın teriyle Milliyetçi Hareket’e desteklerini sürdürenlere bir kez daha teşekkürlerimi ifade ediyor, saygı ve şükranlarımı arz ediyorum.
Allah’a emanet olun.
Fatih ÇETİNKAYA
Ankara İl Başkanı
Mazisi tarihin binlerce yıl derinliklerine dayanan ‘Türk Milliyetçiliği’ fikrinin yılmaz savunucuları ve Türk siyasi tarihinde 46 yıllık temsil niteliğiyle var olmayı başarmış Milliyetçi Hareket Partisi’nin sadık ve kavi mensupları olarak; bu mübarek Cuma akşamında davetimize icabet edip teşrif buyurduğunuz için her birinize ayrı ayrı şahsım ve arkadaşlarım adına teşekkür ederim.
Hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Cennetmekân Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in çizdiği bu kutlu yolda, nesilden nesile aktarılagelen, çağları aydınlatan birlik meşalesini, bu kutlu sancağı, bu gün, bu salonda tekrar dalgalandırabilmek nasiplerin en hayırlısı olsa gerek.
Nihayetinde dinimizce övülen, töremizce tavsiye edilen, bizleri daima doğruya yöneltecek olan yegâne düsturumuz şüphesiz birliğimizdir.
Bizleri nihai mutluluğa, müreffeh bir geleceğe, tam manasıyla muktedir olmaya, yeryüzünün her sathında dirliğe taşıyacak asıl referans da, “Bozulmasına, esnemesine, delinmesine, eskimesine, yıkılmasına ve dağılmasına asla izin vermeyeceğimiz birliğimiz olacaktır.”
Binlerce yıllık insanlık tarihinde milyonlarca badire atlatan Türk milliyetçiliği fikriyatı ve 46 yıllık siyasi yaşamında sayısı binlerle ama acısı asla ölçülemeyecek kadar çok sıkıntılara duçar olan Milliyetçi Hareket Partisi, dün olduğu gibi bugün de yılmadan, yorulmadan, rehavete ve yılgınlığa düşmeden yüce hedeflerine adım adım ilerlemeye devam edecektir.
Yürüdüğümüz yol, bazen düz, bazen yokuş, bazen çiçekli, bazen de dikenli bir yol olacaktır.
Bu güne kadar hiçbir olumsuz şartta geri adım atmayan yüreğimiz, bugün ve bundan sonra da hiçbir dönem yorulmayacak, hız kesmeden Türk Milliyetçiliği uğruna mücadele etmeye devam edecektir.
Bizler Ankara İl Başkanlığı ve İlçe Teşkilatları olarak hep bu zihniyetle çalıştık. Hep bu imanla yüreğimizi besledik. Her yaptığımız işi ibadet titizliğiyle yapmaya gayret gösterdik.
Bu gün, bu salonda olan veya olmayan ülküdaşlarımızla birlikte birçok seçim çalışması, birçok saha çalışması gerçekleştirdik. Hiçbir durum bizi rehavete sürükleyemezken, aldığımız hiçbir olumsuz sonuç da bizi yılgınlığa düşürmemiştir.
Saygıdeğer misafirler;
Ülkemizde gerçekleştirilen 1 Kasım seçimleri de bizim için aynı önemde bir imtihandı.
Burada bulunan tüm il divanı ve yöneticisi arkadaşlarıma,
Tüm İlçe Başkanlarıma ve onların nezdinde tüm ilçe teşkilatlarıma,
Kadın Kollarımızın cefakâr üyelerine,
Sahada bizimle ter döken, çoluğunun çocuğunun rızkından fedakârlık yapıp yanımızda saf tutan,
Seçimin kesin sonuçları alınana dek sandığın başında nöbet tutan, bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan, hep yanımızda olan, Milliyetçi Hareket’in her kademesinde geçmiş dönemlerde görev yapmış kıymetli kanaat önderlerimize, dualarında olduğunu bildiğimiz tüm gönüldaşlarımıza ve mahalle temsilcilerimize ve tüm kıymetli ülküdaşlarımıza bir kez daha teşekkür ederim.
Allah hepinizden razı olsun.
Kıymetli Basın mensupları
Ülküdaşlarımız, bu gayretleri gösterirken ne makam mevki hevesiyle, ne kişisel ikbal derdiyle, ne de nefsini tatmin gayesiyle hareket etmemiştir.
Geride bıraktığımız 1 Kasım genel seçimlerinde bu çalışmanın, bu azmin, bu gayretin istenilen şekilde sandığa yansımadığı aşikârdır.
Lakin Milliyetçi Hareket Partisi %100 oy alsa da bu sonuç bizim “Kızıl Elma” hedefimizin yanında selde kum tanesi gibi kalacak ve Türk milliyetçileri akıl melekesini yitirecek derecede bahtiyar olmayacaklardı. Sandıktan çıkan sonuç % 1 olsa da bu dava ayaklar altında asla bedbaht olmayacaktı.
Bu referansla genel seçimleri değerlendirdiğimizde, sandıktan çıkan sonuç her ne kadar Ülkücü Hareket’in mağlubiyeti üzerine plan yapanların iştahını kabartsa da, bizim içimizdeki ışık hiçbir zaman sönmeyecektir.
Ne diyordu Şehidimiz Pehlivanoğlu ‘Mustafalar ölür, Allah davası ölmez…’
Binlerce Mustafa’yı, Önkuzu’yu, Süleyman’ı, Erol’u bu uğurda kurban vermiş ama ölmemiş, aksine yaşamış ve yaşatmış olan Ülkücü Hareketi, şimdi ölecek, dağılacak, yok olacak diye bekleyenler bilsinler ki, 1 Kasım Ülkücü Hareket için ne bir milattır, ne de bir miattır. Ülkücü Hareket; zindanda da olsa, makamda da olsa her şartta kıyamete dek yaşayacak, var olacaktır.
Hele ki, Türk - İslam dünyası bu derece kan ağlıyorken,
Hemen yanıbaşımızda Bayırbucak’ta kardeşlerimizin üzerine her saat, her dakika ateş yağarken,
Kerkük’te, Musul’da, Telafer’de soydaşlarımız katlediliyorken,
Doğu Türkistan Çin zulmü altında kan ağlıyorken, Kırım’da, Karabağ’da ve dünyanın dört bir yanında Türklük yok edilmeye çalışılıyorken,
İçerde mevcut iktidar askerimizin, polisimizin ve binlerce vatandaşımızın katiliyle alenen pazarlıklar yapıyorken,
Türkiye, birilerinin tek adamlık hevesleri uğruna adım adım bölünmeye doğru götürülüyorken;
Yeni Anayasa adı altında ülkemizin tüm kadim değerleri hızla eskitiliyorken;
Ve bunca melanete direnen son kale Milliyetçi Hareket Partisi, sistemli algı operasyonlarıyla sandıklara hapsedilmeye çalışılıyorken,
Bizim birliğimizin ve dirliğimizin tarumar edilmesine asla tahammülümüz olmayacaktır.
İçimize sokulmaya çalışılan fitneye karşı bizi koruyacak olan sarsılmaz temelimiz ‘Ülkücü, ülkücünün öz kardeşi, sırdaşı, yoldaşıdır’ hükmü olacaktır.
Ülkücünün diğer kardeşine sergileyeceği her tavrın içeriği, saygı ve sevgi ile yükümlüdür. Bu mübarek dairenin içerisindeki herkes birbirini kardeş gibi sevmekle hükümlüdür.
Yalanlara ve iftiralara karnımız tok, müfterilere gönül kapılarımız kilitlidir.
Unutulmamalı ki; içimizde karmaşaya sebebiyet verecek her davranış sadece ve sadece Türk düşmanlarını mutlu edecektir.
İşte bu yüzden attığımız her adımı, nefsimizi ve hırsımızı bir kenara bırakıp öyle atmalıyız. Kardeşliğimizin istikbali için Türk düşmanlarının gözünün içine sarsılmayacağımızı gösteren bir güvenle bakmalıyız.
Saygıdeğer misafirler;
Kıymetli ülküdaşlarım;
Bir araya gelmişken, bir konuya daha açıklık getirmek istiyorum. Her bir arkadaşımızın evinde geçim sıkıntısı, çocuğunda eğitim sıkıntısı, kamuda iş sıkıntısı, ticaretinde kriz sıkıntısı varken,
Şehrimizde rantiyeciler cirit atıyorken,
Sokaklar Suriyeli göçmenlerle kaynıyorken,
Ülkemiz evlat-damat-yandaş ellerinde oyuncak olmuşken,
Adalet diyerek yola çıkanlar adaletsizlikte yarışırken.
Yolsuzluk ve yoksulluk Türk milletinin kaderi olmuşken,
Canım ülkemin şehirlerine, ilçelerine güvenlik güçleri bile giremez olmuşken,
Milyonlarca soydaşımız Ülkücü Hareket’e bel bağlamışken, gündemimizi olağanüstü kurultaylarla oyalamak, kardeşlik hukukumuza gölge düşürecek ayrılıklara meyletmek gibi bir lüksümüz bulunmamaktadır.
Hareketimizin Lideri, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, olağan genel kurul tarihini tüm Türkiye’ye ilan etmiştir. Bu karar üzerine tekrar tartışma zemini oluşturmak ziyadesiyle yersiz bir davranıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin Olağan Genel Kurulu 18 Mart 2018’de yapılacaktır. Bu tarih, Türk milletinin yeniden dirilişinin, Çanakkale Destanının yazıldığı günün bir asırlık destanının yıldönümünün kutlanacağı gündür.
18 Mart 2018 tarihine kadar Milliyetçi Hareket’in tüm kadroları bir önceki genel kurulda üstlendikleri görevleri yapmakla mükelleftirler. Bugün Milliyetçi Hareket Partisi’nin en alt kademesinden en üst kademesine kadar herkes kıymetli delegasyonun seçimiyle göreve gelmiştir. Bu delegasyonun iradesini hiçe sayarak olağanüstü kurultaylar talep etmek, olağanüstü bir haksızlık olacaktır.
Unutmamalı ki, Milliyetçi Hareket Partisi ihtirasların gölgesinde kin büyütenlerin değil, önce milletim ve ülkem diyen, siyasetinde istismara ve inkâra yer vermeyen gönül erlerinin partisidir.
Kimse aklından çıkarmamalıdır ki; Ülkücü Hareket nefes alanımız, Milliyetçi Hareket sınır taşımızdır.
Milliyetçi Hareket Partisi Türk milletinin eseridir.
Hal böyle iken bugün de bu vesileyle bir kez daha ifade etmek isterim ki,
Bizler sadece ömrünü değil, hep Ülkücü Hareket’in hizmet dairesi içerisinde nefes alıp nefes verdiğini bildiğimiz,
Davamızın bütün hafızasını taşıyan,
Kendi menfaatlerini birincil öncelik yapıp,
kutsal değerlerimizin önüne koyanlara karşın,
Vatanımızın varlığı.
Devletimizin bekası
Dilimizin adı,
Bayrağımızın namusu
Diyerek bu haberlerden bihaber çoğunluğun karşısında ilkeleririmizi sımsıkı sahiplenmiş,
Ve Milliyetçi Hareket Partisi’ni bu değerlerin tek tarafı yapmış,
Türkmenbeyimiz, Büyüğümüz, Liderimiz Devlet Bahçeli Beyin sonuna kadar emrinde yol arkadaşlığı yapmaktan onur duyduk, duymaya da devam edeceğiz.
Cenab-ı Allah’tan bizleri bugün de yarın da mahcup etmemesini niyaz ediyorum.
Yüreğiyle ve emeğiyle, kıymeti paha biçilmez alın teriyle Milliyetçi Hareket’e desteklerini sürdürenlere bir kez daha teşekkürlerimi ifade ediyor, saygı ve şükranlarımı arz ediyorum.
Allah’a emanet olun.
Fatih ÇETİNKAYA
Ankara İl Başkanı