Mhp Genel Başkan adayları Sinan Oğan, Meral Akşener ve Koray Aydın, üst kurul delegelerinden 543 imza toplayarak MHP genel Merkezine sundu. Bugüne kadar bir sonuç alamayan muhalefet yarın mahkemenin kapısını çalacak.
Emsal kararlarla birlikte mahkemeya başvuracak olan avukatlar 'kurultay çağrı heyeti' atanmasını isteyecek.
Olağanüstü kurultayın yapılabilmesi için gerekli adımları atan muhalifler sürecin tamamlanabilmesi için mahkemeden çıkacak karara uygun bir strateji takip edecekler.Genel Başkan Adayları yarından sonra daha farklı bir süreç içinde mücadelelerine devam edecek.
Şu veya bu şekilde mahkemeden çıkacak olan karar Milliyetçi Hareket Partisinin bundan sonraki hareketini etkileyecek.
Al Jazeera'ya göre; dilekçede toplanan imzalar ve kurultay talebini içeren ve Genel Merkez’e teslim edilen metne yer verilecek. Ardından da Genel Merkez’den kurultayın toplanmayacağına dair yapılan açıklamalar örnekler ve tarihleriyle yer alacak. Bunlar arasında Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin 14 Kasım 2015’te yapılan MYK toplantısındaki sözleri ilk sırada yer alıyor. Bahçeli MYK toplantısında, “İmza toplanıldığı söyleniyor. Her biriniz ortaya genel başkan adayı olarak çıkan isimlerden daha değerlisiniz. Her biriniz genel başkan adaylığına layıksınız. Olağan kongre 2018’de, ancak olağanüstü kongre için imza toplasalar dahi MYK’nin kabul etmemesi halinde mahkeme yolu açılır. Buyursun mahkemeye gitsinler” demişti.
Bahçeli’nin partisinin Kızılcahamam kampında yaptığı benzer açıklamaların yanında MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın basına yaptığı açıklamalara da dilekçede yer verildi. Bunlardan birini Büyükataman 18 Ocak günü Al Jazeera’ye yapmış, “Olağan kongre takvimi belli. 9 Ocak’ta yaptığımız toplantıda il, ilçe kongre takvimini belirledik. O itibarla bu imzaların bizim nezdimizde geçerliliği yok. Öyle anlaşılıyor ki müracaatta bulunan arkadaşlar herhalde mahkeme yolu izleyecekler” demişti.
Emsal kararlar da dilekçede
Muhalefetin mahkemeye sunacağı dilekçede daha önce başka siyasi partilerde mahkeme üzerinden işleyen kurultay süreçlerine ilişkin emsal kararlar da yer alıyor. Bunlar arasında en çok üzerinde durulan Saadet Partisi örneği. Saadet Partisi’nde 2010 yılında yapılan Olağanüstü Kongre’de Numan Kurtulmuş, Genel Başkan seçilmişti. Ancak parti içi muhalefetin “kongrede usulsüzlük yapıldığı” iddiaları üzerine açılan davalar sonrasında Ankara 10.Sulh Hukuk Mahkemesi, Saadet Partisi’nde Olağanüstü Kongre çağrısı yapmak üzere Mustafa Kamalak, Hasan Bitmez ve Şerafettin Kılıç’ı görevlendirmişti. Bu heyetin belirlediği takvim üzerinden yeniden kongre yapılmıştı.
Bir diğer emsal karar olarak ise 2005 yılında Anayasa Mahkemesi’nin CHP hakkında verdiği karar dilekçede yer alıyor. O süreçte tüzük değişikliği kurultayı için toplanan imzalar CHP yönetimine sunulmuş ancak yönetim bu talebi dikkate almamıştı. Muhalefet cephesinin konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıması üzerine, “CHP Büyük Kongre üyelerinin 5’te birinin tüzük değişikliği için yaptıkları başvuruyu yerine getirmeyen CHP’ye ihtar verilmesi” kararı almıştı. Anayasa Mahkemesi, CHP’den 6 ay içinde tüzük değişikliği yapmak üzere kongresini toplaması çağrısı da yapmıştı.
3 kişilik heyet belirlensin
14 sayfalık dilekçede tüm bu emsal kararlar ve Genel Merkez’den yapılan açıklamaların sonrasında ise muhalefetin mahkemeden talebine yer verilecek.
“Genel Merkez bu başvurularla ilgili bir açıklama yapmadığı gibi zaten öteden beri yaptığı açıklamalarla da olağanüstü kurultayın toplanmayacağını net bir dille ifade etmiştir. Bu doğrultuda hiçbir açıklama yapılmaması da bizim talebimizin açık ve net bir şekilde reddettiği sonucu çıkardığından Mahkemenizden 3 kişilik bir heyet atanarak olağanüstü kurultay sürecinin gerçekleştirilmesini talep ediyoruz.”
Sonra ne olacak?
Konunun yargıya taşınmasından sonra mahkeme, MHP Genel Merkez’ine tebligatta bulunacak. Sonrasında ya Genel Merkez’den yazılı olarak savunma istenmesi ya da bir duruşma günü belirlenmesi bekleniyor. Muhalefet cephesinde avukatların tahmini 1 ay ile 45 gün arasında bir sürede duruşma günü belirlenmesi. Kurultaya ilişkin kararın ise 2 ay sonra çıkacağı tahmin ediliyor. Eğer mahkeme muhalefet cephesini haklı bulur ve 3 kişilik kayyum heyeti atarsa kurultay süreci başlayacak. Çağrı heyeti kurultay tarihini belirleyecek ve tüzük değişikliği için olağanüstü kurultay toplanacak. Tüzük kurultayının toplanması da MHP’de Genel Başkan ve yönetim değişikliğinin kesin olduğu anlamına gelmiyor. Eğer muhalefet bu kurultayda tüzük değişikliği kararını çıkarabilecek sayıda delege oyu alabilirse ancak o zaman yeniden bir tarih belirlenip olağanüstü kurultaya gidilebilecek. Bu aşamaya kadar ortak hareket edecek adaylar arasında yarış da bu aşamada başlayacak.
Mahkeme muhalefetin kurultay talebini haklı bulmazsa Genel Merkez tarafından açıklandığı gibi Olağan Kurultay 2018 yılında yapılacak
Emsal kararlarla birlikte mahkemeya başvuracak olan avukatlar 'kurultay çağrı heyeti' atanmasını isteyecek.
Olağanüstü kurultayın yapılabilmesi için gerekli adımları atan muhalifler sürecin tamamlanabilmesi için mahkemeden çıkacak karara uygun bir strateji takip edecekler.Genel Başkan Adayları yarından sonra daha farklı bir süreç içinde mücadelelerine devam edecek.
Şu veya bu şekilde mahkemeden çıkacak olan karar Milliyetçi Hareket Partisinin bundan sonraki hareketini etkileyecek.
Al Jazeera'ya göre; dilekçede toplanan imzalar ve kurultay talebini içeren ve Genel Merkez’e teslim edilen metne yer verilecek. Ardından da Genel Merkez’den kurultayın toplanmayacağına dair yapılan açıklamalar örnekler ve tarihleriyle yer alacak. Bunlar arasında Genel Başkan Devlet Bahçeli’nin 14 Kasım 2015’te yapılan MYK toplantısındaki sözleri ilk sırada yer alıyor. Bahçeli MYK toplantısında, “İmza toplanıldığı söyleniyor. Her biriniz ortaya genel başkan adayı olarak çıkan isimlerden daha değerlisiniz. Her biriniz genel başkan adaylığına layıksınız. Olağan kongre 2018’de, ancak olağanüstü kongre için imza toplasalar dahi MYK’nin kabul etmemesi halinde mahkeme yolu açılır. Buyursun mahkemeye gitsinler” demişti.
Bahçeli’nin partisinin Kızılcahamam kampında yaptığı benzer açıklamaların yanında MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman’ın basına yaptığı açıklamalara da dilekçede yer verildi. Bunlardan birini Büyükataman 18 Ocak günü Al Jazeera’ye yapmış, “Olağan kongre takvimi belli. 9 Ocak’ta yaptığımız toplantıda il, ilçe kongre takvimini belirledik. O itibarla bu imzaların bizim nezdimizde geçerliliği yok. Öyle anlaşılıyor ki müracaatta bulunan arkadaşlar herhalde mahkeme yolu izleyecekler” demişti.
Emsal kararlar da dilekçede
Muhalefetin mahkemeye sunacağı dilekçede daha önce başka siyasi partilerde mahkeme üzerinden işleyen kurultay süreçlerine ilişkin emsal kararlar da yer alıyor. Bunlar arasında en çok üzerinde durulan Saadet Partisi örneği. Saadet Partisi’nde 2010 yılında yapılan Olağanüstü Kongre’de Numan Kurtulmuş, Genel Başkan seçilmişti. Ancak parti içi muhalefetin “kongrede usulsüzlük yapıldığı” iddiaları üzerine açılan davalar sonrasında Ankara 10.Sulh Hukuk Mahkemesi, Saadet Partisi’nde Olağanüstü Kongre çağrısı yapmak üzere Mustafa Kamalak, Hasan Bitmez ve Şerafettin Kılıç’ı görevlendirmişti. Bu heyetin belirlediği takvim üzerinden yeniden kongre yapılmıştı.
Bir diğer emsal karar olarak ise 2005 yılında Anayasa Mahkemesi’nin CHP hakkında verdiği karar dilekçede yer alıyor. O süreçte tüzük değişikliği kurultayı için toplanan imzalar CHP yönetimine sunulmuş ancak yönetim bu talebi dikkate almamıştı. Muhalefet cephesinin konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşıması üzerine, “CHP Büyük Kongre üyelerinin 5’te birinin tüzük değişikliği için yaptıkları başvuruyu yerine getirmeyen CHP’ye ihtar verilmesi” kararı almıştı. Anayasa Mahkemesi, CHP’den 6 ay içinde tüzük değişikliği yapmak üzere kongresini toplaması çağrısı da yapmıştı.
3 kişilik heyet belirlensin
14 sayfalık dilekçede tüm bu emsal kararlar ve Genel Merkez’den yapılan açıklamaların sonrasında ise muhalefetin mahkemeden talebine yer verilecek.
“Genel Merkez bu başvurularla ilgili bir açıklama yapmadığı gibi zaten öteden beri yaptığı açıklamalarla da olağanüstü kurultayın toplanmayacağını net bir dille ifade etmiştir. Bu doğrultuda hiçbir açıklama yapılmaması da bizim talebimizin açık ve net bir şekilde reddettiği sonucu çıkardığından Mahkemenizden 3 kişilik bir heyet atanarak olağanüstü kurultay sürecinin gerçekleştirilmesini talep ediyoruz.”
Sonra ne olacak?
Konunun yargıya taşınmasından sonra mahkeme, MHP Genel Merkez’ine tebligatta bulunacak. Sonrasında ya Genel Merkez’den yazılı olarak savunma istenmesi ya da bir duruşma günü belirlenmesi bekleniyor. Muhalefet cephesinde avukatların tahmini 1 ay ile 45 gün arasında bir sürede duruşma günü belirlenmesi. Kurultaya ilişkin kararın ise 2 ay sonra çıkacağı tahmin ediliyor. Eğer mahkeme muhalefet cephesini haklı bulur ve 3 kişilik kayyum heyeti atarsa kurultay süreci başlayacak. Çağrı heyeti kurultay tarihini belirleyecek ve tüzük değişikliği için olağanüstü kurultay toplanacak. Tüzük kurultayının toplanması da MHP’de Genel Başkan ve yönetim değişikliğinin kesin olduğu anlamına gelmiyor. Eğer muhalefet bu kurultayda tüzük değişikliği kararını çıkarabilecek sayıda delege oyu alabilirse ancak o zaman yeniden bir tarih belirlenip olağanüstü kurultaya gidilebilecek. Bu aşamaya kadar ortak hareket edecek adaylar arasında yarış da bu aşamada başlayacak.
Mahkeme muhalefetin kurultay talebini haklı bulmazsa Genel Merkez tarafından açıklandığı gibi Olağan Kurultay 2018 yılında yapılacak