Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Adaylarından Prof Dr. Sait Gönen, 'darbe girişimi' ve 'Kurultay süreci'yle ilgili çok önemli basın açıklaması yaptı.
YÜCE TÜRK MİLLETİ’NE VE ÜLKÜCÜ MİLLİYETÇİ KAMUOYUNA seslenen MHP Genel Başkan Adayı Prof. Dr. Sait Gönen; Türk milletinin darbeleri hiç bir zaman kabul etmediğini belirterek, “15 Temmuz Cuma akşam saatlerinde yüce Türk ordusu içinde çöreklenmiş paralel çetenin terör hücrelerinin başını çektiği, hain ve alçak bir darbe kalkışması gerçekleşmiştir. Adına asker diyemeyeceğimiz bu teröristler; bu milletin silahlarını, milletin bizzat kendisine ve seçtiklerinin temsil merkezi olan Gazi Meclis’e yöneltmiş, kendi karargâhını işgal etmiş, ağır silahlarla milletimizi sindirmeye ve çirkin emellerini gerçekleştirmeye teşebbüs etmişlerdir.” dedi.
Gönen; darbe girişimiyle ilgili yapdığı değerlendirmede; önce yüce Türk ordusunun anayasal düzene bağlı kahraman evlatlarının cansiperane mücadelesi, yine emniyet teşkilatımızın yiğit evlatlarının üstün gayretleri, siyasi partilerimizin kararlı ve demokrat tavırları, medyamızın demokrasi ve hukuktan yana korkusuzca yaptıkları yayınlar, milletimizin feraseti ve mücadelesiyle akamete uğramıştır.'dedi.
MHP Genel Başkan Adayı Prof Dr. Sait Gönen; açıklamasını şöyle sürdürdü:
Türk milleti, bu alçakça oyuna ilk andan itibaren tepkisini göstermiş, adeta bir vatan savunmasıyla tankların ve silahların üzerine korkusuzca yürüyerek canı pahasına ülkesini ve demokrasiyi korumuştur. Asker, polis ve sivil 248 vatandaşımız şehit edilmiş, binlerce insanımız da yaralanmıştır. Kahraman şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, Ailelerine ve Yüce Türk Milleti’ne başsağlığı dileklerimi sunarken, gazilerimize Rabb’imden acil şifalar diliyorum.
DARBE KABUL EDİLEMEZ
Prof Dr. Gönen, yaptığı yazılı açıklamasında şu sözlere yer verdi. “Bu süreçte özellikle Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, daha hiçbir hükümet yetkilisi ortada yokken hain teşebbüse karşı dik duruşunu göstermiş “Darbe kabul edilemez, seçilmiş hükümetin yanındayız!” diyerek kalkışmaya ilk psikolojik darbeyi vurmuştur. Bu tavrıyla Türk milletinin takdirini kazanmıştır. Yine ülkücülerin sokaklarda hem darbe karşıtı eylemleri hem de ordumuzun itibarını özenle koruyan davranışları, MHP’nin ve ülkücülerin bu millet, bu vatan ve devlet için ne kadar önemli ve gerekli olduğunun müşahhas göstergesidir.
Darbe sonrası sürecin yönetilmesi, darbenin başarısızlığa mahkûm edilmesi kadar önem arz etmektedir. Şu an itibariyle darbe tehlikesi bertaraf edilmiş, hükümet kontrolü ele almıştır. Ancak darbe sonrası görülen manzaralar ve yapılan bazı uygulamalar, yetkili kişilerin birtakım beyanları yeni hoşnutsuzluklar ve darbe sonrası sürece dair kaygılar hissedilmesine neden olmaktadır. Devlet adamları böyle durumlarda soğukkanlı ve kararlı duruşlarıyla güven sağlayabilirler.
Binlerce yıllık Türk tarihi bize göstermiştir ki; Türk Milleti “devletsiz”, Türk Devleti “ordusuz” olamaz! Türk Milleti’nin ebet-müddet varlığı devletiyle, Türk Devletinin ise Ordusuyla mümkündür. Türk Ordusu’nun, millet nezdinde oluşturduğu saygı, sevgi ve itibar, Türk Ordusu’nun varlığı kadar önemlidir. Bu konulara özel önem atfedilmesi, daha dikkatli ve hassas davranılması bir zarurettir. Yaşanan tüm bu olaylar, ülkemizde süratle istikrarın, huzurun, sükûnetin, birlik ve beraberliğin temini için başta seçilmiş hükümetin, tüm siyasi partilerin ve devletin herkurumunun üzerine düşen sorumlulukları öncelikle yerine getirmesini gerektirmektedir. Bu doğrultuda, milletimizin ve devletimizin güvenliği için daha hızlı ve etkin bir yönetim sağlamak üzere yürürlüğe konulan OHAL uygulaması asla amacının dışına çıkarılmamalı, insanımızın temel hak ve özgürlüklerinin korunmasında daha özenli bir tutum benimsenmelidir.
ÜLKÜCÜNÜN ÖNCELİKLERİ PARTİ İÇİ MUCADELE DEĞİLDİR
Böyle bir dönemde, Gelenekten Geleceğimize Platformu olarak inanıyoruz ki, varlığının bu millet ve devlet için ne kadar önemli olduğuna bir kez daha şahit olduğumuz Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve ülkücülerin öncelikleri parti içi mücadele değildir ve olmamalıdır. Bugünler, ülkemizin birliği ve bütünlüğü için sıkı sıkıya bir arada olmamız gereken günlerdir. Bu doğrultuda, ben ve arkadaşlarım, yaptığımız istişareler
sonucunda alınan kararları saygıdeğer kamuoyuna sunarız
1 – Ülkenin birliği ve bütünlüğü, milletin güvenliği ve selameti her türlü siyasi hedef amaç ve gayelerimizin önündedir. Bu birlik ve dayanışma ruhu için Türk Milleti’nin asli unsuru olan Ülkücü camianın da birlik ve bütünlük içinde olması zaruri bir durumdur.
2- Geçtiğimiz 7 ay boyunca sürdürdüğümüz siyasi tavrımızın, kişilere ve kurumlara karşı değil, yönetim anlayışına ve şekline olduğunu ve aynı anlayış devam ettiği sürece tavrımızın devam edeceğini bir kez daha vurguluyoruz.
3- Ortak aklın ve istişare mekanizmasının göz ardı edilerek yapılmaya çalışılan 19 Haziran tüzük kurultayı kararlarına konulan tedbir neticesinde Olağanüstü seçimli kurultay yeniden yargı sürecine taşınmıştır. Ülke durumu da göz önüne alınarak, Olağanüstü seçimli kurultay; hukuken, vicdanen ve ülkücü teamüllerimiz gereği imkânsız hale gelmiştir. Ayrıca ülkede yaşanan sürecin gereği olarak önceliğini kaybetmiştir.
4-Dört Genel Başkan adayının başlattığı İmza Toplama sürecinde olmayacağız, bundan önce toplanan imzaların ve enerjinin nasıl heba edildiği ile ilgili muhalefetinde bir özeleştiri yapması gerektiğine inanıyoruz.
5-Başlayacak olan olağan kongre döneminde üyelik silinmemesi, imza verenlerin cadı avına çıkılmaması ülkücü camianın birliği ve bütünlüğünü bozacak her türlü davranış ve eylemden kaçınılması gerektiğini vurguluyoruz. Bu süreçte her türlü anti demokratik uygulamaya karşı muhalefet hakkımızı saklı tuttuğumuzuda beyan ediyoruz.
6-Ülkemizdeki ve Partimizdeki gelişmeleri yakından takip ederek Devletimizin bekası, Milletimizin huzur ve refahı için yapılan her şeye tam destek vereceğimizi, ancak haksızlığa karşı şimdiye kadar devam ettirdiğimiz ilkeli duruşumuzdan taviz
vermeyeceğimizi de açık ve net olarak beyan ederiz..
Cenab-ı Allah Yüce Türk Milleti’ni ve Devlet’ini Korusun ve Yüceltsin.
YÜCE TÜRK MİLLETİ’NE VE ÜLKÜCÜ MİLLİYETÇİ KAMUOYUNA seslenen MHP Genel Başkan Adayı Prof. Dr. Sait Gönen; Türk milletinin darbeleri hiç bir zaman kabul etmediğini belirterek, “15 Temmuz Cuma akşam saatlerinde yüce Türk ordusu içinde çöreklenmiş paralel çetenin terör hücrelerinin başını çektiği, hain ve alçak bir darbe kalkışması gerçekleşmiştir. Adına asker diyemeyeceğimiz bu teröristler; bu milletin silahlarını, milletin bizzat kendisine ve seçtiklerinin temsil merkezi olan Gazi Meclis’e yöneltmiş, kendi karargâhını işgal etmiş, ağır silahlarla milletimizi sindirmeye ve çirkin emellerini gerçekleştirmeye teşebbüs etmişlerdir.” dedi.
Gönen; darbe girişimiyle ilgili yapdığı değerlendirmede; önce yüce Türk ordusunun anayasal düzene bağlı kahraman evlatlarının cansiperane mücadelesi, yine emniyet teşkilatımızın yiğit evlatlarının üstün gayretleri, siyasi partilerimizin kararlı ve demokrat tavırları, medyamızın demokrasi ve hukuktan yana korkusuzca yaptıkları yayınlar, milletimizin feraseti ve mücadelesiyle akamete uğramıştır.'dedi.
MHP Genel Başkan Adayı Prof Dr. Sait Gönen; açıklamasını şöyle sürdürdü:
Türk milleti, bu alçakça oyuna ilk andan itibaren tepkisini göstermiş, adeta bir vatan savunmasıyla tankların ve silahların üzerine korkusuzca yürüyerek canı pahasına ülkesini ve demokrasiyi korumuştur. Asker, polis ve sivil 248 vatandaşımız şehit edilmiş, binlerce insanımız da yaralanmıştır. Kahraman şehitlerimize Cenab-ı Allah’tan rahmet, Ailelerine ve Yüce Türk Milleti’ne başsağlığı dileklerimi sunarken, gazilerimize Rabb’imden acil şifalar diliyorum.
DARBE KABUL EDİLEMEZ
Prof Dr. Gönen, yaptığı yazılı açıklamasında şu sözlere yer verdi. “Bu süreçte özellikle Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli, daha hiçbir hükümet yetkilisi ortada yokken hain teşebbüse karşı dik duruşunu göstermiş “Darbe kabul edilemez, seçilmiş hükümetin yanındayız!” diyerek kalkışmaya ilk psikolojik darbeyi vurmuştur. Bu tavrıyla Türk milletinin takdirini kazanmıştır. Yine ülkücülerin sokaklarda hem darbe karşıtı eylemleri hem de ordumuzun itibarını özenle koruyan davranışları, MHP’nin ve ülkücülerin bu millet, bu vatan ve devlet için ne kadar önemli ve gerekli olduğunun müşahhas göstergesidir.
Darbe sonrası sürecin yönetilmesi, darbenin başarısızlığa mahkûm edilmesi kadar önem arz etmektedir. Şu an itibariyle darbe tehlikesi bertaraf edilmiş, hükümet kontrolü ele almıştır. Ancak darbe sonrası görülen manzaralar ve yapılan bazı uygulamalar, yetkili kişilerin birtakım beyanları yeni hoşnutsuzluklar ve darbe sonrası sürece dair kaygılar hissedilmesine neden olmaktadır. Devlet adamları böyle durumlarda soğukkanlı ve kararlı duruşlarıyla güven sağlayabilirler.
Binlerce yıllık Türk tarihi bize göstermiştir ki; Türk Milleti “devletsiz”, Türk Devleti “ordusuz” olamaz! Türk Milleti’nin ebet-müddet varlığı devletiyle, Türk Devletinin ise Ordusuyla mümkündür. Türk Ordusu’nun, millet nezdinde oluşturduğu saygı, sevgi ve itibar, Türk Ordusu’nun varlığı kadar önemlidir. Bu konulara özel önem atfedilmesi, daha dikkatli ve hassas davranılması bir zarurettir. Yaşanan tüm bu olaylar, ülkemizde süratle istikrarın, huzurun, sükûnetin, birlik ve beraberliğin temini için başta seçilmiş hükümetin, tüm siyasi partilerin ve devletin herkurumunun üzerine düşen sorumlulukları öncelikle yerine getirmesini gerektirmektedir. Bu doğrultuda, milletimizin ve devletimizin güvenliği için daha hızlı ve etkin bir yönetim sağlamak üzere yürürlüğe konulan OHAL uygulaması asla amacının dışına çıkarılmamalı, insanımızın temel hak ve özgürlüklerinin korunmasında daha özenli bir tutum benimsenmelidir.
ÜLKÜCÜNÜN ÖNCELİKLERİ PARTİ İÇİ MUCADELE DEĞİLDİR
Böyle bir dönemde, Gelenekten Geleceğimize Platformu olarak inanıyoruz ki, varlığının bu millet ve devlet için ne kadar önemli olduğuna bir kez daha şahit olduğumuz Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve ülkücülerin öncelikleri parti içi mücadele değildir ve olmamalıdır. Bugünler, ülkemizin birliği ve bütünlüğü için sıkı sıkıya bir arada olmamız gereken günlerdir. Bu doğrultuda, ben ve arkadaşlarım, yaptığımız istişareler
sonucunda alınan kararları saygıdeğer kamuoyuna sunarız
1 – Ülkenin birliği ve bütünlüğü, milletin güvenliği ve selameti her türlü siyasi hedef amaç ve gayelerimizin önündedir. Bu birlik ve dayanışma ruhu için Türk Milleti’nin asli unsuru olan Ülkücü camianın da birlik ve bütünlük içinde olması zaruri bir durumdur.
2- Geçtiğimiz 7 ay boyunca sürdürdüğümüz siyasi tavrımızın, kişilere ve kurumlara karşı değil, yönetim anlayışına ve şekline olduğunu ve aynı anlayış devam ettiği sürece tavrımızın devam edeceğini bir kez daha vurguluyoruz.
3- Ortak aklın ve istişare mekanizmasının göz ardı edilerek yapılmaya çalışılan 19 Haziran tüzük kurultayı kararlarına konulan tedbir neticesinde Olağanüstü seçimli kurultay yeniden yargı sürecine taşınmıştır. Ülke durumu da göz önüne alınarak, Olağanüstü seçimli kurultay; hukuken, vicdanen ve ülkücü teamüllerimiz gereği imkânsız hale gelmiştir. Ayrıca ülkede yaşanan sürecin gereği olarak önceliğini kaybetmiştir.
4-Dört Genel Başkan adayının başlattığı İmza Toplama sürecinde olmayacağız, bundan önce toplanan imzaların ve enerjinin nasıl heba edildiği ile ilgili muhalefetinde bir özeleştiri yapması gerektiğine inanıyoruz.
5-Başlayacak olan olağan kongre döneminde üyelik silinmemesi, imza verenlerin cadı avına çıkılmaması ülkücü camianın birliği ve bütünlüğünü bozacak her türlü davranış ve eylemden kaçınılması gerektiğini vurguluyoruz. Bu süreçte her türlü anti demokratik uygulamaya karşı muhalefet hakkımızı saklı tuttuğumuzuda beyan ediyoruz.
6-Ülkemizdeki ve Partimizdeki gelişmeleri yakından takip ederek Devletimizin bekası, Milletimizin huzur ve refahı için yapılan her şeye tam destek vereceğimizi, ancak haksızlığa karşı şimdiye kadar devam ettirdiğimiz ilkeli duruşumuzdan taviz
vermeyeceğimizi de açık ve net olarak beyan ederiz..
Cenab-ı Allah Yüce Türk Milleti’ni ve Devlet’ini Korusun ve Yüceltsin.