9 Eylül 1922’de Vatanımızın, Güzel İzmir’in kurtuluşunun yıldönümünde yaptığım basın açıklamasını yazılı olarak duyurmak istiyorum.
Başbuğumuzun anıt mezarında basın açıklamasında bulundum.Bu açıklamayı burada yapmamın nedeni ise; Başbuğumuzun ömrünü verdiği partimizin bayrağını Hz Ömer’in adalet ilkesiyle taşımak istiyorum. İçinizden biriyim. Başbuğum gibi tek başıma yola çıktım. Duayla bayrağı almaya geldim.
Vatan aşkı feyzi ile bugün “neden aday oldum” sorusunun cevabıyla söze başlamak istiyorum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizin ilkelerine sahip çıkmak, Başbuğumuzun 9 ışık doktrini ile kutlu sevda yolunda verilen mücadelenin şehitlerimizin kanı yerde kalmamalı düşüncesi ile aday oldum.
Siyasi çalışmalarımın verimini alabilmek, projelerimi gerçekleştirmek ve kamuoyunun sesini burada dile getirmek için bilhassa ülkücü tabanın cefasını sefa haline getirmek için aday oldum.
İktidara susadık. Suyumuz toprağımız tamamen ele geçmeden. Su içmeye beraber çıkalım.
1969 da başbuğumuz Alparslan Türkeş‘in genel başkanlığı ile kurulan partimiz 12 Eylül sonrasında siyaset yasağının kalkması neticesinde 1987 de tekrar Başbuğumuzun genel başkanlığında Milliyetçi Çalışma Partisi adı ile siyasi harekette yerini alır. 1992 de MHP olarak amblemi de 3 hilal olarak değişir. 15 yıldır da Genel Başkanımız Devlet Bahçeli‘dir. Genel Başkanımızın hizmetlerinden dolayı şükran duyuyoruz. Ne yazık ki üzülerek ifade edeceğim bir gerçek vardır.Bu süreçte oyumuz gün geçtikçe azalmaktadır.
Bizler iktidarı hedefliyoruz. Muhalefette kalmak istemiyoruz. Değişimin ve gelişmenin olması kaçınılmaz gerekliliktir. Bilgi ve teknoloji çağındayız.Bilgiyi yakalamalıyız.Enerjik donanımlı geleneğimizi özümüzü unutmayan kadroların gelmesini istiyoruz. Partimizle Ülkemizi belirlediğimiz hedefe götürmeliyiz. Türk ve Müslüman Devletler içinde lider ülke olmalıyız.
Ülkemiz her geçen gün terörü daha da hissedip şehit haberleri ile güne başlamaktadır. Dur demenin zamanı çoktan geçmiştir.
Terör örgütü PKK’nın başı Abdullah Öcalan, 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’den CIA- MIT işbirliği ile yakalanarak 16 şubat 1999 da Türkiye ye getirilmiştir.
Öcalan’nın Türkiye’ye getirilmesiyle idam cezası gündeme gelmiştir. İdam cezasının 1 Ağustos 2002 de kaldırıldığı oylamada MHP’nin 117 milletvekili hayır oyu kullanmıştır.
2002 de AKP sıfır terörle hükümet oldu. Sonraki yıllarda her geçen gün terör olayları artma göstermiştir. Açılım adı altında verilen tavizlerle had safhaya ulaşmıştır. Terörün bitirilmeme nedenleri nedir? Radikal çözüm konusunda ne muhalefet ne iktidar şimdiye kadar bir çözüm sundu mu? Günü geçiştirme politikalarına doyduk artık. Olağan üstü hal’in yasalaşmasını ve idam cezasının yeniden getirilmesini istiyoruz. Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyoruz. Yeter artık bunca canın vebali. Açılım istemiyoruz.
Ekmeğini yediğim Emniyet Teşkilatının mensubu polisime tokat atan o eller kırılasıca o eller neyin açlımını istiyorsunuz? Meclis çatısı altında kimlere hizmet ediyorsunuz? Yaşadığınız topraklarımız şehitlerimizin kanıyla sizleri boğacaktır.Son sözümüzü söylemedik.
CHP; Suriye ve kürt meselelerinde neden bu kadar sessiz kalıyor? Terör örgütüne destek veren vekilleri var mı? CHP’nin adını değiştirseler daha iyi olur kanısındayım.
İkinci sorun işsizliktir. TUİK verilerine göre mayıs 2012 de tarım dışı genç işsiz %10.4 ve 2 milyon beşyüz kişi.
Açlık sınırında 339 bin ve yoksul 12.5 milyon kişi olan ülkemizde her şey güllük gülistanlık değildir.
Türkiye, Atatürk’ten sonra yabancı bir devlete ekonomik imtiyaz tanıyan ilk ikili antlaşmayı 1 Nisan 1939’da ABD ile yaptı. 5 Mayıs 1939’da yürürlüğe giren bu antlaşmaya göre Türkiye, ABD’ye gerek ithalat ve ihracatta ve gerekse diğer bütün konularda en ziyade müsaadeye mazhar millet statüsü tanımıştır. Dolayısıyle ilk bağımlılığımız başlamış oldu.
10 yıllık AKP iktidarında yabancılara toprak satışımız artmıştır. Tapu kanununda değişikliğe gidilerek yabancılara taşınmaz mal ve sürekli sınırlı aynı haklarla mal edinmeleri kolaylaştırılmıştır.
Mal ve hizmet, üretim sonrasında olur Eğer üretim olmazsa dış sermaye odaklı dışa bağımlı sanayi bizi egemen kılar.
Sanayimiz bitti tarım bitti eyalet sistemi ile köycülükte bitecek.Rüşvet , adam kayırmacılık, rantiye nemelazımcılık, ahlaki çöküntü, gençliğimizin özentileşmesi, iş gücünün asgari ücrete endekslenmesi ve gençlerimizden umudun alınması… bu hükümet zamanında normal değerler gibi algılanmaya başlanmıştır.
Yeni anayasa değişikliğine gidilecektir. Daha fazla Avrupa yasalarını getirmek mi istiyorsunuz?. Türklüğümüzü bizden geri mi alacaksınız? Kimler bunu istiyor? Bu topraklar 1071 Alparslan’dan bu yana Türk toprağıdır ve öyle de kalacaktır.
Bu seçimler son seçimlerimiz olacaktır.Eyalet sistemi konuşulur haldedir. BOP’nin tamamlanmasına az zaman kalmıştır. Dış politika da tam bir iflas tam bir boyun eğme söz konusudur.
Suriye’deki muhaliflere kucak açılmıştır Kendi yoksulumuz varken vatanlarına ihanet edenler beslenmektedir.
Avrupa Birliğini istemiyoruz. Siyonist güçlerin hegemonyasını istemiyoruz.Türk Devletleri Birliğini istiyoruz. Borç içinde olabiliriz.Tüm milli varlıklarımız satılmış olabilir. Her şeyin üstesinden geliriz Evelallah. Mağazalar ve İthalatla şirketler çoğalmıştır. Gözümüz yok. Allah çok versin Fakat küçük esnaf yok edilmiştir aileler parçalanmıştır.. AVM’lerle tüketen toplum yaratılmıştır.
Ergenekon operasyonu adı altında Suçlu olanlar olsa da olmayanları da aylardır Silivri’de tutuluyor? Cezaları bilinmeden aileleri perişan edilmiştir.
Hangi demokrasiden söz ediliyor? Toprak reformu neden çıkarılmıyor? Fırat‘ın Dicle’nin suladığı topraklarda neden tarım yapılmıyor? Nasıl tarıma teşvik bu? Batıda duble yollar yapılıyor da neden doğuda yollar asfaltlanmıyor?
Askeriye ayrılan ödenekle neden karakollarımız güvenli binalarla inşa edilmiyor? Güneydoğuda ki kaçak elektrik kullanımı neden önlenmiyor? İşinize mi gelmiyor? Yoksa gücünüz mü yok?
Gelelim AOÇ arazisi üzerindeki yol çalışmasına.. üzüm yemiyoruz bağcıda dövmüyoruz? Bir yol yapılması zaruriydi ama bu şekilde değil! Yüzyıllık çam ağaçları söküldü. Ankara’nın oksijenini yok ediliyor.
Orman Genel Müdürlüğünü tapulu arazisi satıldı.5 sene önce tadilatı olan binalar şimdi yıkılıyor. Hep rant kokuyor.
AKP hükümeti meydanı boş buldu istediğini yapıyor.
Genç nüfusa sahibiz gençlerimizi asgari ücrete mahkum edemeyiz.Onlar gelecek onlar umudumuzdur. Gençliğimiz için buradayım.
Ülkücü gençliğimiz; Sizlerle var olacağız.Okuyan gençlerimizin elinden tutacağız. Ocaklarımızı İslam ve Türk ülküsüyle eğitim verilen yerler yapacağız. Aile bağının kuvvetlenmesi ve örf adetlerimizin korunmasına özen göstereceğiz.
Hanımlarımızla ve kızlarımızla partimizin yeni yüzü olacağız. Hanımlarımıza yönetimlerde yer verip iktidara hep birlikte yürüyeceğiz.Sosyal alanda projelerimizle hastalarımıza kucak açacağız.
Tam bir reform tam bir bilgi teknolojisiyle global dünyada söz sahibi ülke olmalıyız.
Vatanımızın bölünmez bütünlüğünün korunması Türk’lüğümüzün Ebediyete kadar sürmesi için yüreğimle buradayım. Biz Türk’üz. Atamızı soyumuzu biliriz sevgiyi ve mertliği yüreğimizde taşırız.
Güçlü MHP Türkiye’nin yegane çıkış yoludur. Başka vatanımız yok. Kanla suladık can’lar verdik. Dürüst ve ilkeli siyaset ülkemize gelsin artık.
Projelerimizi hazırladık.Çocuklarımızın geleceği için vatanımız için, dürüst güvenilir ülkücü kadromuzla hep birlikte el ele omuz omuza sizlerden aldığımız güçle yürümeye kararlıyız.
Davanın gerçek sahipleri ;Asenalarım Bozkurtlarım bizlerle yürümeye var mısınız?
Genel merkezimizin kapılarını açıyoruz. Belli günlerde partililerimizle belli günlerde bize gönül verenlerle hoşgörülü eleştiriye açık şeffaf politika yürüteceğiz. Her 3 Hilal’in gölgesinde kendinize bir yuva bulacaksınız. Burası da bizim diyeceksiniz sahipleneceksiniz sorguluyacaksınız değer görüp sahip çıkılacaksınız.
Ülkücü tabanı en iyi şekilde temsil edeceğime inanıyorum.Sizlerin sesi sizlerin sözcüsü olacağım..İnancımla kendime olan güvenimle karşınızdayım.
Benim gibi o duygu içinde olan canlarım, ülkücülerim, milliyetçilerim, vatan aşkını hissedenler. Hepimiz bir yürek olalım. Biz halkız getirmesini de götürmesini de bilmeliyiz.
Ne mutlu Türk’üm diyene !
MHP Genel Başkan Adayı
Nuran KARAKAN
Başbuğumuzun anıt mezarında basın açıklamasında bulundum.Bu açıklamayı burada yapmamın nedeni ise; Başbuğumuzun ömrünü verdiği partimizin bayrağını Hz Ömer’in adalet ilkesiyle taşımak istiyorum. İçinizden biriyim. Başbuğum gibi tek başıma yola çıktım. Duayla bayrağı almaya geldim.
Vatan aşkı feyzi ile bugün “neden aday oldum” sorusunun cevabıyla söze başlamak istiyorum.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyetimizin ilkelerine sahip çıkmak, Başbuğumuzun 9 ışık doktrini ile kutlu sevda yolunda verilen mücadelenin şehitlerimizin kanı yerde kalmamalı düşüncesi ile aday oldum.
Siyasi çalışmalarımın verimini alabilmek, projelerimi gerçekleştirmek ve kamuoyunun sesini burada dile getirmek için bilhassa ülkücü tabanın cefasını sefa haline getirmek için aday oldum.
İktidara susadık. Suyumuz toprağımız tamamen ele geçmeden. Su içmeye beraber çıkalım.
1969 da başbuğumuz Alparslan Türkeş‘in genel başkanlığı ile kurulan partimiz 12 Eylül sonrasında siyaset yasağının kalkması neticesinde 1987 de tekrar Başbuğumuzun genel başkanlığında Milliyetçi Çalışma Partisi adı ile siyasi harekette yerini alır. 1992 de MHP olarak amblemi de 3 hilal olarak değişir. 15 yıldır da Genel Başkanımız Devlet Bahçeli‘dir. Genel Başkanımızın hizmetlerinden dolayı şükran duyuyoruz. Ne yazık ki üzülerek ifade edeceğim bir gerçek vardır.Bu süreçte oyumuz gün geçtikçe azalmaktadır.
Bizler iktidarı hedefliyoruz. Muhalefette kalmak istemiyoruz. Değişimin ve gelişmenin olması kaçınılmaz gerekliliktir. Bilgi ve teknoloji çağındayız.Bilgiyi yakalamalıyız.Enerjik donanımlı geleneğimizi özümüzü unutmayan kadroların gelmesini istiyoruz. Partimizle Ülkemizi belirlediğimiz hedefe götürmeliyiz. Türk ve Müslüman Devletler içinde lider ülke olmalıyız.
Ülkemiz her geçen gün terörü daha da hissedip şehit haberleri ile güne başlamaktadır. Dur demenin zamanı çoktan geçmiştir.
Terör örgütü PKK’nın başı Abdullah Öcalan, 9 Ekim 1998 tarihinde Suriye’den CIA- MIT işbirliği ile yakalanarak 16 şubat 1999 da Türkiye ye getirilmiştir.
Öcalan’nın Türkiye’ye getirilmesiyle idam cezası gündeme gelmiştir. İdam cezasının 1 Ağustos 2002 de kaldırıldığı oylamada MHP’nin 117 milletvekili hayır oyu kullanmıştır.
2002 de AKP sıfır terörle hükümet oldu. Sonraki yıllarda her geçen gün terör olayları artma göstermiştir. Açılım adı altında verilen tavizlerle had safhaya ulaşmıştır. Terörün bitirilmeme nedenleri nedir? Radikal çözüm konusunda ne muhalefet ne iktidar şimdiye kadar bir çözüm sundu mu? Günü geçiştirme politikalarına doyduk artık. Olağan üstü hal’in yasalaşmasını ve idam cezasının yeniden getirilmesini istiyoruz. Kürsü dokunulmazlığı hariç milletvekili dokunulmazlıklarının kaldırılmasını istiyoruz. Yeter artık bunca canın vebali. Açılım istemiyoruz.
Ekmeğini yediğim Emniyet Teşkilatının mensubu polisime tokat atan o eller kırılasıca o eller neyin açlımını istiyorsunuz? Meclis çatısı altında kimlere hizmet ediyorsunuz? Yaşadığınız topraklarımız şehitlerimizin kanıyla sizleri boğacaktır.Son sözümüzü söylemedik.
CHP; Suriye ve kürt meselelerinde neden bu kadar sessiz kalıyor? Terör örgütüne destek veren vekilleri var mı? CHP’nin adını değiştirseler daha iyi olur kanısındayım.
İkinci sorun işsizliktir. TUİK verilerine göre mayıs 2012 de tarım dışı genç işsiz %10.4 ve 2 milyon beşyüz kişi.
Açlık sınırında 339 bin ve yoksul 12.5 milyon kişi olan ülkemizde her şey güllük gülistanlık değildir.
Türkiye, Atatürk’ten sonra yabancı bir devlete ekonomik imtiyaz tanıyan ilk ikili antlaşmayı 1 Nisan 1939’da ABD ile yaptı. 5 Mayıs 1939’da yürürlüğe giren bu antlaşmaya göre Türkiye, ABD’ye gerek ithalat ve ihracatta ve gerekse diğer bütün konularda en ziyade müsaadeye mazhar millet statüsü tanımıştır. Dolayısıyle ilk bağımlılığımız başlamış oldu.
10 yıllık AKP iktidarında yabancılara toprak satışımız artmıştır. Tapu kanununda değişikliğe gidilerek yabancılara taşınmaz mal ve sürekli sınırlı aynı haklarla mal edinmeleri kolaylaştırılmıştır.
Mal ve hizmet, üretim sonrasında olur Eğer üretim olmazsa dış sermaye odaklı dışa bağımlı sanayi bizi egemen kılar.
Sanayimiz bitti tarım bitti eyalet sistemi ile köycülükte bitecek.Rüşvet , adam kayırmacılık, rantiye nemelazımcılık, ahlaki çöküntü, gençliğimizin özentileşmesi, iş gücünün asgari ücrete endekslenmesi ve gençlerimizden umudun alınması… bu hükümet zamanında normal değerler gibi algılanmaya başlanmıştır.
Yeni anayasa değişikliğine gidilecektir. Daha fazla Avrupa yasalarını getirmek mi istiyorsunuz?. Türklüğümüzü bizden geri mi alacaksınız? Kimler bunu istiyor? Bu topraklar 1071 Alparslan’dan bu yana Türk toprağıdır ve öyle de kalacaktır.
Bu seçimler son seçimlerimiz olacaktır.Eyalet sistemi konuşulur haldedir. BOP’nin tamamlanmasına az zaman kalmıştır. Dış politika da tam bir iflas tam bir boyun eğme söz konusudur.
Suriye’deki muhaliflere kucak açılmıştır Kendi yoksulumuz varken vatanlarına ihanet edenler beslenmektedir.
Avrupa Birliğini istemiyoruz. Siyonist güçlerin hegemonyasını istemiyoruz.Türk Devletleri Birliğini istiyoruz. Borç içinde olabiliriz.Tüm milli varlıklarımız satılmış olabilir. Her şeyin üstesinden geliriz Evelallah. Mağazalar ve İthalatla şirketler çoğalmıştır. Gözümüz yok. Allah çok versin Fakat küçük esnaf yok edilmiştir aileler parçalanmıştır.. AVM’lerle tüketen toplum yaratılmıştır.
Ergenekon operasyonu adı altında Suçlu olanlar olsa da olmayanları da aylardır Silivri’de tutuluyor? Cezaları bilinmeden aileleri perişan edilmiştir.
Hangi demokrasiden söz ediliyor? Toprak reformu neden çıkarılmıyor? Fırat‘ın Dicle’nin suladığı topraklarda neden tarım yapılmıyor? Nasıl tarıma teşvik bu? Batıda duble yollar yapılıyor da neden doğuda yollar asfaltlanmıyor?
Askeriye ayrılan ödenekle neden karakollarımız güvenli binalarla inşa edilmiyor? Güneydoğuda ki kaçak elektrik kullanımı neden önlenmiyor? İşinize mi gelmiyor? Yoksa gücünüz mü yok?
Gelelim AOÇ arazisi üzerindeki yol çalışmasına.. üzüm yemiyoruz bağcıda dövmüyoruz? Bir yol yapılması zaruriydi ama bu şekilde değil! Yüzyıllık çam ağaçları söküldü. Ankara’nın oksijenini yok ediliyor.
Orman Genel Müdürlüğünü tapulu arazisi satıldı.5 sene önce tadilatı olan binalar şimdi yıkılıyor. Hep rant kokuyor.
AKP hükümeti meydanı boş buldu istediğini yapıyor.
Genç nüfusa sahibiz gençlerimizi asgari ücrete mahkum edemeyiz.Onlar gelecek onlar umudumuzdur. Gençliğimiz için buradayım.
Ülkücü gençliğimiz; Sizlerle var olacağız.Okuyan gençlerimizin elinden tutacağız. Ocaklarımızı İslam ve Türk ülküsüyle eğitim verilen yerler yapacağız. Aile bağının kuvvetlenmesi ve örf adetlerimizin korunmasına özen göstereceğiz.
Hanımlarımızla ve kızlarımızla partimizin yeni yüzü olacağız. Hanımlarımıza yönetimlerde yer verip iktidara hep birlikte yürüyeceğiz.Sosyal alanda projelerimizle hastalarımıza kucak açacağız.
Tam bir reform tam bir bilgi teknolojisiyle global dünyada söz sahibi ülke olmalıyız.
Vatanımızın bölünmez bütünlüğünün korunması Türk’lüğümüzün Ebediyete kadar sürmesi için yüreğimle buradayım. Biz Türk’üz. Atamızı soyumuzu biliriz sevgiyi ve mertliği yüreğimizde taşırız.
Güçlü MHP Türkiye’nin yegane çıkış yoludur. Başka vatanımız yok. Kanla suladık can’lar verdik. Dürüst ve ilkeli siyaset ülkemize gelsin artık.
Projelerimizi hazırladık.Çocuklarımızın geleceği için vatanımız için, dürüst güvenilir ülkücü kadromuzla hep birlikte el ele omuz omuza sizlerden aldığımız güçle yürümeye kararlıyız.
Davanın gerçek sahipleri ;Asenalarım Bozkurtlarım bizlerle yürümeye var mısınız?
Genel merkezimizin kapılarını açıyoruz. Belli günlerde partililerimizle belli günlerde bize gönül verenlerle hoşgörülü eleştiriye açık şeffaf politika yürüteceğiz. Her 3 Hilal’in gölgesinde kendinize bir yuva bulacaksınız. Burası da bizim diyeceksiniz sahipleneceksiniz sorguluyacaksınız değer görüp sahip çıkılacaksınız.
Ülkücü tabanı en iyi şekilde temsil edeceğime inanıyorum.Sizlerin sesi sizlerin sözcüsü olacağım..İnancımla kendime olan güvenimle karşınızdayım.
Benim gibi o duygu içinde olan canlarım, ülkücülerim, milliyetçilerim, vatan aşkını hissedenler. Hepimiz bir yürek olalım. Biz halkız getirmesini de götürmesini de bilmeliyiz.
Ne mutlu Türk’üm diyene !
MHP Genel Başkan Adayı
Nuran KARAKAN