Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun giderek artmaya başlayan yayın yasaklarına getirdiği yorum oldukça düşündürücü...
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun Edirne’de gerçekleştirdiği 2. Başkanlar Toplantısı’na katılan Müezzinoğlu çıkışta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Bir gazetecinin “Son yıllarda 150’nin üzerinde olaya yayın yasağı getirildi. Ayrıca bazı basın yayın kuruluşlarına akreditasyon uygulanıyor. Bu konuda düşünceleriniz nedir?” sorusuna Bakan Müezzinoğlu, sözü ülkede yaşanan darbe sürecine getirdi ve , Bu ülkede ne yazık ki 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' sözü ikide bir darbelere muhatap oldu dedi.
Müezzinoğlu; "Geçtiğimiz yıllarda da birçok nedenle bu darbe süreçlerinin ağır sıkıntılarını, ağır sorunlarını yaşayan bir ülkeyiz. Hukuk devletini birlikte güçlü hale getireceğiz. Basın da bu anlamda tavrını hukuktan yana alırsa, demokrasiden yana alırsa, milli iradeden yana alırsa bu süreçleri daha kolay aşarız. Çok daha kolay geçeriz. Ama basında yıpratma bunu da fırsat aracı olarak kullanırsa neticede bu kararları veren de yine mahkemeler. Dolayısıyla biz merkeze hukuk devleti olabilmeyi koymalıyız ve bunu başarmalıyız. Bunu başaramadığımız sürece bugün bu sorunu konuşuruz yarın başka bir sorunu konuşuruz.” dedi.
Müezzinoğlu'nun bu yayın yasaklarını bu şekilde savunması aklımıza bir hayli çok sorularıda getirde. sorulanlara bu kadar pişkin ve koyay bir şekilde verilen cevabın ne kadar tatmin edebileceğini okuyucu elbette düşünecektir.
-Hukuk Devletini birlekte güçlü hale yayın yasağı koyarak nasıl meydana getireceğiz?
-Demokrasiler de gazeteciler susturularak mı hukuk'u güçlendiriyor?
-"Milli irade' derken Gerçekten Milli irade böyle mi istiyor?
-Hukuk ayaklar altındayken hangi hukukun üstünlüğü sağlanacak?
Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu’nun Edirne’de gerçekleştirdiği 2. Başkanlar Toplantısı’na katılan Müezzinoğlu çıkışta gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.
Bir gazetecinin “Son yıllarda 150’nin üzerinde olaya yayın yasağı getirildi. Ayrıca bazı basın yayın kuruluşlarına akreditasyon uygulanıyor. Bu konuda düşünceleriniz nedir?” sorusuna Bakan Müezzinoğlu, sözü ülkede yaşanan darbe sürecine getirdi ve , Bu ülkede ne yazık ki 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' sözü ikide bir darbelere muhatap oldu dedi.
Müezzinoğlu; "Geçtiğimiz yıllarda da birçok nedenle bu darbe süreçlerinin ağır sıkıntılarını, ağır sorunlarını yaşayan bir ülkeyiz. Hukuk devletini birlikte güçlü hale getireceğiz. Basın da bu anlamda tavrını hukuktan yana alırsa, demokrasiden yana alırsa, milli iradeden yana alırsa bu süreçleri daha kolay aşarız. Çok daha kolay geçeriz. Ama basında yıpratma bunu da fırsat aracı olarak kullanırsa neticede bu kararları veren de yine mahkemeler. Dolayısıyla biz merkeze hukuk devleti olabilmeyi koymalıyız ve bunu başarmalıyız. Bunu başaramadığımız sürece bugün bu sorunu konuşuruz yarın başka bir sorunu konuşuruz.” dedi.
Müezzinoğlu'nun bu yayın yasaklarını bu şekilde savunması aklımıza bir hayli çok sorularıda getirde. sorulanlara bu kadar pişkin ve koyay bir şekilde verilen cevabın ne kadar tatmin edebileceğini okuyucu elbette düşünecektir.
-Hukuk Devletini birlekte güçlü hale yayın yasağı koyarak nasıl meydana getireceğiz?
-Demokrasiler de gazeteciler susturularak mı hukuk'u güçlendiriyor?
-"Milli irade' derken Gerçekten Milli irade böyle mi istiyor?
-Hukuk ayaklar altındayken hangi hukukun üstünlüğü sağlanacak?