Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Denizli'de Özay Gönlüm Meydanı'nda halka hitap etti.
Büyükşehir belediye başkan adaylarının 30 Mart'ta yüzde 45 oy aldığını belirten Erdoğan, Denizlililere teşekkür etti.
Denizli'nin liyakatli birini büyükşehrin başına getirdiğini ifade eden Erdoğan, kentin 5 yılda daha da büyüyeceğini, güzelleşeceğini, merkezden en ücra köylere kadar çehresinin değişeceğini söyledi.
12 yıldır hem Denizli'yi hem de diğer 80 vilayeti büyütmenin mücadelesini verdiklerini dile getiren Erdoğan, 12 yılda Türkiye'yi, şehirleri, ilçeleri, köyleri değiştirdiklerini kaydetti.
"Onurlu, gururlu Türkiye var"
Ekonomisiyle dış politikasıyla demokrasisiyle çok farklı, yeni, büyük Türkiye'yi inşa ettiklerini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Çok önemli reformlar yaptık. Çetelerle mücadele ettik, çetelerin hakimiyetine son verdik. Vesayetle mücadele ettik, vesayetlerin hepsine son verdik. Yasaklarla yolsuzlukla yoksullukla mücadele ettik. Hamdolsun çok büyük mesafeler katettik. Şu anda ekonomisiyle büyük bir Türkiye var. Şu anda dış politikasıyla bölgesinde aktif bir Türkiye var. Bayrağıyla devletiyle milletiyle daha onurlu, daha gururlu bir Türkiye var. Bugün grup toplantısında da söyledim geçmişte sürekli 'ver, öl' diyen hükümetler vardı, ama şimdi 'al' diyen hükümet var. Farkımız bu."
Geçen ay Almanya'nın Köln, Avusturya'nın Viyana ve Fransa'nın Lion şehirlerinde vatandaşlarla kucaklaştıklarını hatırlatan Erdoğan, hepsinin büyüyen, yeni Türkiye'yle gurur duyduğunu, büyük bir ülkenin vatandaşı olmanın gururunu yaşadığını belirtti.
"İçerideki vatandaşlarımız da dışarıdaki vatandaşlarımız da bayraklarıyla kimlikleriyle pasaportlarıyla paralarıyla yani mensubu oldukları Türkiye Cumhuriyeti ile gurur duyuyor" diyen Erdoğan, artık bu milletin evlatlarının, dünyanın her tarafında, "ben Türkiyeliyim" diye göğsünü dolaştığını dile getirdi.
"Büyük düşünen muhalefet olmadı"
12 yıl boyunca çok çalıştıklarını, çabaladıklarını, mücadele ettiklerini ve yeni Türkiye'yi imar ettiklerini ifade eden Erdoğan, "Eski Türkiye'nin tüm izleri henüz silinmedi. Tek parti CHP döneminin, 27 Mayıs darbesinin, 12 Eylül darbesinin izleri daha tam olarak silinmedi. O günlerden bugüne gelen sorunlardan biri Anayasa" dedi.
Darbelerin ürünü olan Anayasayı değiştirmek için çok mücadele ettiklerini belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Anayasanın birçok maddesini de değiştirdik. Ama yeni bir Anayasa yapmak mümkün olmadı. Muhalefet buna izin vermedi. Yine de eski Türkiye'nin anayasasını değiştirip, yeni Türkiye'ye yakışan, demokratik bir ülkeye yakışan, dünyanın en büyük 17. ekonomisine yakışan bir anayasayı yapmak için mücadelemiz sürecek.
Eski Türkiye'den bugüne gelen bir başka sorun var. Nedir o biliyor musunuz? Muhalefet sorunu. Türkiye değişirken, Türkiye dönüşürken maalesef muhalefet değişemedi, dönüşemedi. Yeni ve büyük Türkiye'ye uyum sağlayamadı. Ekonomisiyle, demokrasisiyle, dış politikasıyla büyük bir Türkiye'nin maalesef büyük düşünen, vizyonu olan, ufku olan bir muhalefet olmadı, oluşamadı."
"HDP, silahların vesayetinde siyaseti tercih ediyor"
"CHP hala o eski CHP. CHP hala eski Türkiye'yi özlüyor, eski Türkiye'nin hayaliyle yaşıyor" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
"CHP darbelerin, yasakların, yolsuzluğun, yolsuzluğun olduğu kendi ayakları üzerinde zor duran, itibarı yıpranmış bir Türkiye hayal ediyor. Ne yazık ki MHP'de CHP'nin vagonu olmuş durumda. MHP kendi iradesiyle hareket edemiyor, kendi kararlarını kendisi veremiyor. CHP ne yaparsa artık MHP de onu yapıyor. Pensilvanya ne talimat veriyorsa MHP o talimata harfiyen uyuyor. Öbür tarafta HDP'nin durumunu zaten görüyor, biliyorsunuz. Türk bayrağını kendi kongrelerinde asamayacak kadar bu milletin bayrağına düşman bir zihniyet var. Maalesef. HDP kendi iradesiyle siyaset yapmak yerine, silahların vesayetinde siyaseti tercih ediyor. O da kendi kararlarını veremiyor. Emir ve talimatla işi götürmeye çalışıyor. Bunları arazide görüyor musunuz? Niye yoklar? Neredeler? Adeta saklambaç oynuyorlar. 30 Mart'tan sonra kendilerine bir çatı aradılar. Gittiler o çatının altına saklandılar. Hiçbir yerde yoklar. Ankara'da mahkeme kapılarını aşındırarak oradan oraya dilekçe vererek basın toplantısı yaparak hakaret üreterek işi idare etmeye çalışıyorlar."
"Küfürler yağdırdı"
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu kastederek "Anamuhalefetin genel müdürünün, bugün yine kendisine küfürler yağdırdığını" ifade etti.
Erdoğan şöyle konuştu:
"Ey Kılıçdaroğlu, benim aldığım edep dersi sana aynı dille cevap vermeye müsaade etmez. Biz siyaseti böyle öğrendik, siyaseti de böyle yaptık. Böyle yaptığımız için de milletimiz 8 seçimdir bizi iktidardan indirmiyor ve sürekli büyütüyor ve biz biliyoruz ki kem söz, sahibine aittir. Bunlar Gezi'de de aynı şeyi yaptılar. Varsın yapsınlar. Ama biz sahibine sığındık. Hiç endişe etmeyin. Dik duracağız, dikleşmeyeceğiz. Biz sadece rükuda eğiliriz. Başka asla. Bizde kula kulluk yok. Sadece Hakk'a kulluk var, bunu böyle biliniz."
Kula kul olanlarla yollarının ayrıldığını dile getiren Erdoğan, "Hakk'a kul olanlarla beraber bu yolda yürüyoruz. Onun için bütün bunların karşısında yeni Türkiye'yi, büyük Türkiye'yi özleyen hayal eden ve bunu gerçekleştiren bir AK Parti var" diye konuştu.
AK Parti'nin bir vizyon partisi, ufku olan bir parti olduğunu vurgulayan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"AK Parti milletin kurduğu, milletin istikamet çizdiği, millete ait bir partidir. Eski Türkiye'den bugüne gelen bir başka mesele de cumhurbaşkanlığı meselesiydi. 27 Mayıs 1960 darbesiyle birlikte cumhurbaşkanlığı makamını milletin karşısına koydular. Siz ne yapıyorsunuz? Sandığa gidiyor, vekilleri belirliyor, hükümeti tayin ediyorsunuz ama sizin bu iradenizin karşısında cumhurbaşkanlığı makamı çıkıyor, sizin tercihlerinize, sizin iradenize sınır koyuyordu. Hükümet milleti temsil ediyor, cumhurbaşkanı ise devleti temsil ediyordu. İşte 2007'de biz bu ikiliğe son verdik. Devlet ile millet ayrı olmayacak dedik. Devlet ile millet kucaklaşacak dedik. Artık Türkiye'de cumhurbaşkanını da bizzat millet seçecek, bizzat halk seçecek dedik. Türkiye yüzde 69 oy oranıyla bunu destekledi. Denizli, yüzde 59 oy oranıyla bu önemli değişikliğe 'evet' dedi. Şimdi soruyorum: Yüzde 59 oy oranıyla buna evet diyen Denizli halkının karşısına bu CHP zihniyeti, bu MHP, diğerleri nasıl gelecekler? Benim sevgili Denizlili kardeşlerimden hangi yüzle bunlar adaylarına oy isteyecekler?"
"Eski Türkiye'den kalma bir sorun daha ortadan kalkıyor"
"Erdoğan, büyük imkanlarla bu yarışa girdi" şeklinde sözler bulunduğunu aktaran Erdoğan, şunları kaydetti:
"Şu anda basın toplantısı yaptılar, 5 parti bir araya geldiler. 5 parti bir aday çıkardılar öyle mi? Şu anda bütün medya gruplarıyla, kendi yandaşlarıyla bir araya geldiler. Mesele bu. Biz de milletimizle yola çıktık. Eski Türkiye'den kalma bir sorun daha ortadan kalkıyor. 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanını artık millet seçiyor, millet tayin ediyor. Bugünlerde ne diyorlar? 'Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı' diyorlar. 'Cumhurbaşkanı siyasetin dışında olmalı' diyorlar. Niye? Cumhurbaşkanı bu cumhurun, bu milletin başkanı değil mi? Cumhurbaşkanı ayrı, cumhur yani halk ayrı olabilir mi? Devlet ayrı, millet ayrı olabilir mi? Cumhuriyet ile cumhurun arasında mesafe olabilir mi?
Denizli'den soruyorum, bugüne kadar gelmiş cumhurbaşkanlarının hangisi tarafsızdı, hangisi siyasetin dışındaydı? Hepsi siyasetin üzerindeydi. Hepsinin de bir siyaseti vardı. Hepsinin de bir tarafı vardı. Kimileri milletin tarafını tuttular, milletin siyasetine tabi oldular, kimileri de devletin tarafında oldular, vesayet siyasetine tabi oldular. Hiç kimse kusura bakmasın. Tarafsızlık adı altında siyaset üstü olmak, siyaset üstü olmak adı altında, devletin tarafını, statükonun, vesayetin tarafını tutacak değiliz. Bizim tarafımız bellidir. Biz milletin tarafıyız. Biz milletin hizmetkarıyız. Cumhurbaşkanı statükonun bekçisi değildir. Cumhurbaşkanı vesayetin koruyucusu değildir. Cumhurbaşkanı, devletle milleti kucaklaştıran devletinin milletinin, vatanının hizmetkarıdır. Eğer sizler destek verirseniz oy verirseniz bizi bu göreve tayin ederseniz, sizin tarafınızda olacak, milletin tarafında olacak, yine milletim için ülkem için koşacak ve koşturacağım."