Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Dr. Ruhsar DEMİREL 8 Mart Dünya kadınlar günü münasebetiyle basın açıklaması yaptı.
Ruhsar Demirel'in basın açıklaması şöyle:
21. yy Türkiye’sinde eşitlerden oluşan bir Türkiye hedeflemeliyiz.
Türkiye, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nden CEDAW’a, İstanbul Sözleşmesinden Anayasamızın 10. Maddesine kadın hakları anlamında uluslararası ve ulusal anlamda gerekli ve yeterli mevzuata sahip.
Peki hakların yaşanmasında eksik olan ne?
Kadını ülke kalkınmasının ve demokrasinin temel unsuru olarak kabul etmemek bir sebep ama asıl mesele kadını “eşit” görmemek.
Kadın erkek eşitliğinde 142 ülke arasında 125. sıradayız.
Her on kadından biri okuryazar değil, bu oranla 102. sıradayız,
İstihdamdaki kadın oranımız %26,7, dünyada 128.’yiz.
Karar vericilerin diliyle yaşanan şiddet hemen her gün farklı bir söz, farklı bir ses, farklı bir kişi tarafından tüm ülkede yayılırken yasaların eksiksizliği kadını eşit kılmıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği; erkek değerlerine uyum göstermek değildir. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınlar ve erkekler için eşit haklara, eşit yükümlülüklere ve eşit fırsatlara dayanan yeni ve eşit ilişkiler kurulmasıdır.
Üzülerek tanık oluyoruz ki Hükûmet, hemen her konuda kadın için toplumsal yaşamı kolaylaştıran uygulamalardan sakınıyor. Doğum üzerinden buyurgan bir dil baskıyı artırıyor.
Tarih boyunca adaletin, bereketin, barışın sembolü olan kadın 21. Yüzyılda kendisi için fırsat eşitliğini, hakkaniyeti gerçekleştiremediği gibi hala en çok şiddetle anılıyor.
İsteyen aile içi isteyen kadına yönelik diye kendi meşrebine göre adlandırsa da akıbet aynı. Bu gün hemen her yerde toplumun yarısı cinsiyetinden ötürü haksızlığa maruz kalıyor ve hatta ölüyor.
Eşitlik için baskıdan, şiddetten arınmış bir Türkiye, bir yaşam istiyorsak, önce insan, önce fırsat eşitliği.
Ruhsar Demirel'in basın açıklaması şöyle:
21. yy Türkiye’sinde eşitlerden oluşan bir Türkiye hedeflemeliyiz.
Türkiye, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nden CEDAW’a, İstanbul Sözleşmesinden Anayasamızın 10. Maddesine kadın hakları anlamında uluslararası ve ulusal anlamda gerekli ve yeterli mevzuata sahip.
Peki hakların yaşanmasında eksik olan ne?
Kadını ülke kalkınmasının ve demokrasinin temel unsuru olarak kabul etmemek bir sebep ama asıl mesele kadını “eşit” görmemek.
Kadın erkek eşitliğinde 142 ülke arasında 125. sıradayız.
Her on kadından biri okuryazar değil, bu oranla 102. sıradayız,
İstihdamdaki kadın oranımız %26,7, dünyada 128.’yiz.
Karar vericilerin diliyle yaşanan şiddet hemen her gün farklı bir söz, farklı bir ses, farklı bir kişi tarafından tüm ülkede yayılırken yasaların eksiksizliği kadını eşit kılmıyor.
Toplumsal cinsiyet eşitliği; erkek değerlerine uyum göstermek değildir. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadınlar ve erkekler için eşit haklara, eşit yükümlülüklere ve eşit fırsatlara dayanan yeni ve eşit ilişkiler kurulmasıdır.
Üzülerek tanık oluyoruz ki Hükûmet, hemen her konuda kadın için toplumsal yaşamı kolaylaştıran uygulamalardan sakınıyor. Doğum üzerinden buyurgan bir dil baskıyı artırıyor.
Tarih boyunca adaletin, bereketin, barışın sembolü olan kadın 21. Yüzyılda kendisi için fırsat eşitliğini, hakkaniyeti gerçekleştiremediği gibi hala en çok şiddetle anılıyor.
İsteyen aile içi isteyen kadına yönelik diye kendi meşrebine göre adlandırsa da akıbet aynı. Bu gün hemen her yerde toplumun yarısı cinsiyetinden ötürü haksızlığa maruz kalıyor ve hatta ölüyor.
Eşitlik için baskıdan, şiddetten arınmış bir Türkiye, bir yaşam istiyorsak, önce insan, önce fırsat eşitliği.