Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı, Yozgat Milletvekili Sadir DURMAZ Yozgat’ta basın açıklaması düzenledi.
Durmaz'ın açıklaması şöyle:
Türkiye İstatistik Kurumu’nun rakamlarına göre ülkemizde her beş kişiden biri, kendine yetecek kadar gelir elde edememekte, başkasının yardımına muhtaç şekilde yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Gerçekte bu oran çok daha yüksektir, ancak açıklanan resmi rakamlar bile milletimizin halini ortaya koymaya yetmektedir.
AKP iktidarları döneminde gelir dağılımı dengesi büsbütün bozulmuş, orta sınıf erimiş, üstte bu ülkenin kaymağını yiyen bir “yiyici sınıf” türemiştir.
Vatandaşlarımızı ekonomik krize ezdirmediğini iddia eden hükümet yetkilileri, çiftçinin, memurun, işçinin, emeklinin, halini görmezden gelip yaptığı düzenlemelerle de milletin cebine el atmıştır.
Son on iki yıl içinde sofraların vazgeçilmezi olan temel gıdalara zam sağanak halinde yağmıştır.
Tedavisi için hastanede yatmaktan başka çaresi olmayan kardeşlerimizin ödediği fatura yüzde 124 artmış durumdadır.
Türkiye AKP döneminde ithalat cenneti haline gelmiştir.
Artan cari açık Yozgatlı çiftçimizin, geleceğini ipotek altına almıştır.
Değerli Basın Mensupları,
İçinden geçtiğimiz şu günlerde, adalet terazisi iyiden iyiye zedelenmiştir.
AKP hükümetleri döneminde Sayıştay denetim yapamaz hâle getirilmiş, teftiş ve denetim kurulları felç edilmiştir.
AKP iktidarı on iki yılda kendi yandaşlarına iş vermek için kamu ihale mevzuatında 170 adet değişiklik yapmıştır.
İhaleler Kamu İhale Kanunu'nun denetiminden çıkartılarak yolsuzlukların önü açılmıştır.
AKP döneminde yapılan özelleştirmelerd
Türk Ceza Kanunu'na göre ihalelere fesat karıştıranlara beş yıldan on iki yıla kadar ceza veriliyordu ancak, AKP bu cezaları üç ve yedi yıla indirmiştir.
Artan yolsuzluklar karşısında şaşkına dönen AKP ne yaptığını bilmez bir şekilde yasal düzenlemelerle hırsızlıklarının milletimiz tarafından öğrenilmesini ve topluma mal olmasını önlemek için, internete yasak koymuş, HSYK kanununda değişiklik yaparak yargıyı özel yetkili Adalet Bakanına bağımlı hale getirmiştir.
Değerli Basın Mensupları
Özellikle son günlerde Ülkemiz, AKP vurgunlarıyla ve bununla beraber başlayan AKP tahrikleriyle uğraşmaktadır.
Anlaşıldığı üzere yolsuzlukların bulaşmadığı kurum ve kuruluş âdeta kalmamış, her yerde yolsuzluklar bir virüs gibi ülkemizi sarmış, sosyal ve ekonomik dokuyu tahrip eder hale gelmiştir.
Başbakan Erdoğan’ın yönetimi altında Türkiye resmen; yolsuzluğun, yoksulluğun ve yasakların hâkimiyeti altına girmiştir.
AKP’nin iktidar yıllarında;
√ Rüşvetçi
√ Hırsızla
√ Hâkim ve savcılar militan olarak tanımlanmış,
√ Yolsuzlu
√ Utanmazl
Son 12 yılda sapla saman, doğruyla yanlış, güzelle çirkin, temizlikle kirlilik birbirine karışmıştır.
Başbakan Erdoğan ve yol arkadaşları battıkları rüşvet ve yolsuzluk bataklığını gizleme telaşıyla, kavram kalpazanlığına soyunmuş, yolsuzluğun adını “Dış güçler”, rüşvetin adını “paralel devlet” ve devleti soyup soğana çevirmenin adını ise “Haşhaşiler” olarak açıklamışlardır. Ortaya çıkarılan pisliklerin üzeri “Zamanlama manidar” açıklamalarıyla örtülmeye çalışılır hâle gelmişlerdir. Yani, "Yolsuzluk yok." diyemiyorlar da "Zamanlaması manidar." diyorlar.
AKP yetkilileri yolsuzlukların üzerini örtmeye çalışmaktadır. Sayın Başbakan yolsuzlukların üzerine gideceğine, yargıyı ve adli kolluğu engellemektedir.
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonlarını yapan polis müdürleri görevden alınmıştır. Başka yolsuzlukları ortaya çıkarabilecek durumdaki yüzlerce emniyet müdürü görevden alınmış, yerleri değiştirilmiş, emniyet teşkilatı hallaç pamuğu gibi dağıtılmıştır.
Başbakanın veremeyeceği bir hesabı, izah edemeyeceği hukuksuz ve gayrimeşru bir işi mi vardır? Bu korkunun ve paniğin nedeni nedir? Anlaşılmaktadır ki rüşvet ve yolsuzluk iddiaları kendisine ve ailesine kadar dayanmaktadır, üstelik oğlunun üzerinden kendisine ulaşılmak istendiğini bizzat kendisi açıklamıştır.
"Teröristlerle görüştüğümüzü ispat edemeyenler şerefsizdir." dedikten sonra teröristlerle görüşüldüğünü açıklayan Başbakana artık kimsenin inanması mümkün değildir.
Dün "Ergenekon’un savcısıyım." diyen Başbakan Erdoğan, bugün yolsuzlukların ve rüşvetin avukatlığını yapmaktadır. Dün AKP tarafından kahraman ilan edilen ve "Destan yazdılar." denilen savcı ve polisler AKP'nin yolsuzluklarını ortaya çıkardığı için bugün çete üyesi ilan edilmişlerdir.
Değerli Basın Mensupları,
Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunu devlet içindeki çetelerin yaptığını söyleyen Başbakan Erdoğan'a buradan sormak istiyorum: Bakan çocuklarının yatak odalarına para sayma makinelerini ve para kasalarını çeteler mi koymuştur? Ayakkabı kutularının içine milyon dolarları çeteler mi koymuştur? Bakanlara rüşvetleri çeteler mi vermiştir? Kara parayı savcılar ve görevden aldığın polisler mi aklamıştır? On bir yıldır iktidarda olan siz değil misiniz? Devletin içinde çete varsa bu çeteyi kuran, onları bu makamlara getiren siz değil misiniz?
Evet, devletin içinde bir çete var. Bu çete yolsuzluk, rüşvet ve rant çetesidir. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, "Talimatları Başbakan Erdoğan'dan aldım." diyerek bu çetenin liderinin Başbakan Erdoğan olduğunu itiraf etmiştir.
Bütün bunlara karşı Başbakan Erdoğan hâlâ yolsuzlukları savunmakta, yolsuzlukların üzerini örtmeye çalışmaktadır.
Değerli Basın Mensupları,
Yozgat ilimiz 2002’den itibaren, Milletvekili Genel Seçimleri, Mahalli İdareler Seçimleri ve yapılan Referandumlarda büyük oranlarda AKP’ye destek vermiş, siyasi iktidardan hak ettiği yatırımları alabilmek için Yozgat halkı büyük bir sabırla beklemiş ve hala beklemektedir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı Yozgatlıdır, eski Başbakan Yardımcısı şimdiki Adalet Bakanı Yozgatlıdır, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yozgatlıdır. Yozgat’ta 4 milletvekilinden 3’ü AKP’ye mensuptur.
Bütün bunlara rağmen Yozgat maalesef her alanda geri gitmektedir.
Değerli Basın Mensupları,
Bildiğiniz üzere Sayın Başbakan iki gün önce Yozgat’ta gerçekleştirdiği mitingde bazı değerlendirmeler
Öncelikle ifade etmek isterim ki, Sayın Başbakan Yozgatlının hiçbir beklentisine karşılık verememiş, Yozgatlının kafasındaki hiçbir soruyu cevaplandıramamı
Tamamen hamaset yüklü, dikkatleri başka yöne çeken cambaza bak taktiğiyle, İstanbul’dan, Konya’dan, Kocaeli’nden, İzmir’den ve oralara yaptığı yatırımdan bahsetmiş, Yozgat’lının umudunu başka bahara bırakmıştır.
Beş seçim birde referandumda Yozgat’lıyı kandırmış olmanın rahatlığı içerisinde bir kez daha kandıracağını düşünmüştür.
Oysaki Yozgat’lı hemşerilerimiz sıkıntılı, Yozgat’lı insanımız her geçen gün artan geçim sıkıntısıyla perişan haldedir.
Başbakanın biriken sorunlara ilişkin açıklamalarda bulunacağını bekleyen insanımız hayal kırıklığına uğramış, üstelik Sayın Başbakan işi arsızlığa vurarak Yozgat’lıdan sandıkları patlatmasını istemiştir.
Sayın Başbakan’ın 2002 yılında Yozgat meydanında ifade ettiği “Bozok yaylasının yiğit evlatları artık iş bulmak için başka illere gitmeyecek” sözünün üzerinden 12 yıl geçmiştir. Bu süre zarfında nüfusumuz yaklaşık 250 bin azalmıştır.
-Yozgat’ta milletvekili sayısı 6 dan 4’e düşmüş, Yozgat hem dinamik ve üretken nüfusunu, hemde temsil gücünü kaybetmiştir.
-Bu konuya hiç değinmeyen Sayın Başbakan’a bir kez daha soruyoruz, Sayın Başbakan Yozgat’ta göçü durduracak kan kaybını önleyecek bir tedbir geliştiremediniz
-Yozgat kamu yatırımları alan iller sıralamasında son on il içerisinde yer alıyorken Yozgat’a yeni bir teşvik uygulaması yada pozitif ayrımcılık yapmadınız, kendinden daha küçük illerden bile daha az kaynak aktardığınız için mi sandıkları patlatacak?
-Yozgat ticaret odasının önderliğinde Yozgat’a özgün bir proje olarak 2006 yılında hükümetinize sunulan hayvancılık ihtisas organize sanayi bölgesini, başka illerde gerçekleştirip Yozgat’ı sıralamaya bile almadığınız için mi Yozgatlı sandıkları patlatacak?
-Yaşanabilir iller sıralamasında sondan 9. Sırada olduğu ve Türkiye’de en kısa ömürlü insanların yaşadığı şehir olduğu için mi sandıkları patlatacak?
-Aynı ölçekteki iller ikincisini kurarken organize sanayi bölgesi adeta terk edilmiş bir durumdayken ve Yozgat’ta her yıl ortalama 500 iş yerinin kapısına kilit vurulduğu için mi sandıkları patlatacak?
-LYS’de Türkiye genelinde 62. Sırada, eğitimdeki başarı itibariyle orta Anadolu’daki on il arasında sonuncu sırada yer aldığı için mi sandıkları patlatacak?
-12 yılda bir şehir hastanesini hizmete sunmadığınız, her gün Yozgat’tan ortalama 12 ambulansın Niğde’ye, Sivas’a, Samsun’a, Çorum’a, Kayseri’ye ve Ankara’ya hasta naklettiği ve bazılarının da yollarda hayatını kaybettiği, adeta kabusa dönen sağlık politikanız için mi sandıkları patlatacak?
-Reel olarak 12 yıl önceki ürün bedeline ulaşamamış, haciz ve hapis kıskacına aldığınız, dünyanın en pahalı mazotunu, tohumunu, gübresini kullandırdığınız için üretimden vazgeçen çiftçimiz, çocuklarını evlendiremediği, çiftini çubuğunu satmak zorunda kaldığı için mi sandıkları patlatacak?
-Açlığa mahkum ettiğiniz, ayda bir kere evine eti zor alan, yeterli beslenme imkanından mahrum bıraktığınız emeklimiz mi sandıkları patlatacak?
-Vergisini ödeyemeyen, primini yatıramayan, dükkanını çoğu zaman siftahsız kapatan esnafımız mı sandıkları patlatacak?
Kıymetli Basın Mensupları
Sayın Başbakan Yozgat’lıyı bir kez daha kandıracağını düşünmüş, yüksek hızlı trenin ne zaman hizmete gireceğinden bahsetmek yerine İstanbul’daki üçüncü köprünün üzerindeki tren hattından bahsetmiş, havaalanının ne zaman yapılacağına değinmemiş yine İstanbul’daki, üçüncü havalimanından bahsederek Yozgat’lının aklıyla alay etmiştir.
Evet, sandıklar patlayacak ama bu sefer Yozgat’lı; aldatma ve kandırma siyasetine son noktayı koyacak ve sandığı aldatanların, kandıranların bölücülerin yol arkadaşlarının ve Yozgat’lının hakkını, ayakkabı kutularına koyanların başına patlatacaktır.
Yozgatlı sandığı helalden yana patlatacak, haramilere dur diyecek, milliyetçi hareket partisinin yanında saf tutarak hakkına hukukuna sahip çıkacaktır.
Sayın Başbakan, en son söyleyecek kişi durumunda olduğu halde Yozgat’ta milliyetçiliğe vurgu yapmıştır.
Yozgat milliyetçidir, Yozgat milliyetçilerin, vatan sevdalılarının, ülkesini karşılıksız seven yiğitlerin diyarıdır.
Yozgatlı, memleketini, ülkesini sevmek ve yükseltmek olarak değerlendirdiği milliyetçiliği ayaklar altına alan, İmralı talimatlarına boyun eğen, kandile uşaklık eden, Barzani ve Şivan perver ile düet yapan ve Ne Mutlu Türküm diyemeyen Recep Tayyip Erdoğan’a 30 Mart’ta milliyetçiliği öğretecektir.
Sayın Başbakan, her sıkıştığında 12 yıl önceki iktidara suç atmakta karalama yapmakta ve “ onların hayalleri bizim icraatlarımıza yetmez demektedir”
Başbakan “doğruyu söylemektedir” AKP’nin 12 yıllık icraatının sonunda başvurduğu hırsızlık usulleri, değil bizim, şeytanın bile aklına gelmeyecek yöntemlerdir, bunlar hırsızlığın literatürüne yeni argümanlar, yeni yöntemler kazandırmışlardı
Ayakkabı kutuları, elbise çantaları, çikolata kutuları bunlardan sadece bir kaçıdır” 12 yıllık AKP icraatını bir cümle ile ifade etmek gerekirse;
“ memleketi soymuşlar kutulara koymuşlar” demek yeterli olacaktır”
Kıymetli Basın Mensupları
Bu zamana kadar muhatap kalınan sorun ve çıkmazların hesabını sormak için, çok önemli demokratik imkân olan seçim sandıkları Türk Milletinin önüne gelmektedir.
Bunlardan birincisi 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimleridir. Bu seçim helalin haramla mücadelesi olacaktır. Bu seçim dürüstlüğün, kul hakkını gözetmenin ve Allah korkusunun yolsuzlukla, hırsızlıkla, vurgunculukla ve yağmacılıkla mücadelesi halinde geçecektir.
Hırsızlığın hükümranlığı, yağmanın egemenliği, soyguncunun düzeni yakında son bulacak, yakında küllenecektir.
Milliyetçi Hareket Partisi milletimize kaşıkla verip kepçeyle alan, vatan evlatlarının hakkını bakan evlatlarına peşkeş çeken, bacanaklardan yolsuzluk bacası inşa edenlerden hesap soracaktır.
Yozgatlı hemşerilerimizde
Ateşle imtihandan geçen Türk milletini, bugün yaşadığı bunalımlardan çıkartacak yegâne siyasi güç; Milliyetçi Hareket’tir.
Bu çerçevede hareketimizin lideri Genel Başkanımız Sayın Devlet BAHÇELİ Bey 26 Mart 2014 tarihinde Yozgat il ve ilçelerimize teşrif edecek ve hemşehirlilerimi
Milliyetçi Hareket, bu milletin içinden çıkmış kadrolarıyla, tek alternatif olarak yerelde de, genelde de iktidara hazırdır.
Milliyetçi hareket partisi olarak;
Artık Yeter, Şimdi Söz Senin Türkiye
Artık Yeter, Şimdi Söz Senin Yozgat diyoruz.
Muhterem basın mensupları, toplantımıza teşrifleriniz nedeniyle şükranlarımı sunuyorum.