TBMM İdare Amiri Ali Uzunırmak, Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında verilen gensoru görüşmelerinde yaptığı konuşmada, “Taekwondo Federasyonunda olan skandal, yarınlarda Türkiye'nin başına iş açacak skandaldır” dedi.
Uzunırmak, “ Ne demek, bir sporcunun kuralardaki, finale yaklaşan kuralardaki ismi "Elif Soytürk" olarak skorboardlarda çıksın ama orada yarışan, "Elif Aybüke Yılmaz" isminde bir kız olsun. Böyle bir skandalı Türkiye'nin başına kim örüyorsa, bunun hesabını kim sormuyorsa en az onun kadar suçludur. Türkiye bu keşmekeşlikten kurtarılmalıdır” dedi.
ALİ UZUNIRMAK, GENSORU’DA SUAT KILIÇ’I BELGELERLE KÖŞEYE SIKIŞTIRDI
Türk sporundaki doping olaylarının engellenmesinde yetersiz kaldığı ve üzerine düşen görevleri yerine getirmediği iddiasıyla Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç hakkında gensoru açılmasına ilişkin Gensoru Önergesi lehinde konuşan MHP Aydın Milletvekili ve MHP Aydın Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ali Uzunırmak, şöyle konuştu:
SUAT KILIÇ, “BEN GÖREVİ YAPAMIYORUM” DEMELİ
Değerli milletvekilleri, inanıyorum ki bu gensoru neticesinde Sayın Bakan sizleri hiç mesuliyet altına itmeden "Ben bu görevi yapamıyorum, bunu anladım." diyecektir ve sizleri bir mesuliyetten kurtaracaktır.
ÖDENEKLER ZEVKÜSEFA PEŞİNDE KEŞKEŞ ÇEKİLİYOR
Değerli milletvekilleri, biz "Türkiye Spor Bakanlığında bir şey yapılmıyor." diye suçlamayacağız Sayın Bakanı. Sayın Bakan birazdan buraya gelecektir, yatırımlardan ve birçok faaliyetlerden bahsedecektir. Evet, doğrudur, bunlar yapılmaktadır ama bunlar yeteri kadar şeffaf, doğru, yerinde ve etkin kaynak kullanılarak mı yapılmaktadır, yoksa Türk gençliğine ayrılan ödenekler çarçur edilip zevküsefa peşinde birilerine peşkeş çekilerek sizler de buna alet edilmekte misiniz? Sayın Bakan bunları anlatmalıdır. Kaynaklar yerinde etkin ve verimli kullanılmakta mıdır? Spor Bakanlığı yönetilmekte midir yoksa akıntıya kapılmış gitmekte midir?
Değerli milletvekilleri, bir kaza olduğunda eğer biz o kazayı gerçekten -tekrar etmesin- önlemek istiyorsak, her şeyden önce bu kaza bir sistem hatasından mı, kural hatasından mı, kural ihlalinden mi, kişisel teknik hatalardan mı kaynaklanmıştır; analiz etmemiz gerekir. Spor Bakanı Türkiye'nin sporunun geldiği bugünkü şartları acaba hiç böyle, bu mantık içerisinde analiz etmiş midir, verilen yetkiyi doğru kullanmakta mıdır? Ben düşünüyorum ki ve önümdeki sizlerle paylaşacağım belgeler sizleri ikna edecektir ki Sayın Bakan bunun peşinde değildir, Sayın Bakan başka ülke istihbaratlarının Türkiye'ye verdiği zevküsefaların peşinde belki kaynakları hercümerç etmektedir.
BAKAN, TEFTİŞ KURULU’NU ÇALIŞTIRMIYOR
Değerli milletvekilleri, milletvekilleri ve basın yayın kamuoyunu bilgilendirir, icra insanları da bu bilgiler istikametinde birtakım araştırmalara girer. Bizim Sayın Bakana dolaylı ve direkt yollardan gönderdiğimiz birtakım belge ve bilgiler Bakanlıkta, Teftiş Kurulunda hiçbir zaman yerinde ve zamanında işleme alınmamıştır. Feryatlar yükselmiş, bilgiler kendisine intikal etmiş ama onlar, burada sorduğumuz sorular karşısında Teftiş Kurulu Başkanını dışarı göndermiş, bu bilgileri söyleyenleri Teftiş Kurulu Başkanı telefonla tehdit etmiştir. Bunların hepsi kayıt altındadır, hiç kimsenin kıpırdayacak bir yeri yoktur.
OLİMPİK SPORLAR PERFORMANS HİZMETLERİNE DOPİNGLİ SPORCUMU ATANDI?
Değerli milletvekilleri, burada basına intikal etmiş -kendi özel kaleminde bakanın, bakanlığın intikal etmiş- vaziyette dopingin bizzat kullanıcısı olmuş birinin nereye atandığını geçmiş görüşmelerde söylemiştik. Olimpik Sporlar Yüksek Performans Hizmetlerine bir sporcunun atandığını ve bu sporcunun geçmişte dopingli olduğunu, özel kalemde bu bilginin olduğunu ve bu sporcunun Londra Olimpiyatlarında da aynı zamanda kafilenin başında bayrak taşıyan bir kardeşimiz olduğunu söylemiştim. Burada, bu vesileyle şunu da ifade etmek istiyorum ki, ahlaklı sporcularımızın belki gündeme gelecek olan bazı şikâyet ve davranışlarından dolayı o çocuklarımızı suçlamamız mümkün değildir ve bunları korumamız gerektiği kanaatini de taşıyorum.
SORUŞTURMALAR SAPTIRILIYOR, ŞİKAYETÇİLER BASKI ALTINA ALINIYOR
Değerli milletvekilleri, Türkiye'deki sistemin hataları; sistemin eksiklerinden, kural hatalarından faydalanmak isteyenler, bu boşluktan yararlananlar, kaynakları hercümerç edenler Spor Bakanlığında, federasyonlarda, bizzat Bakan tarafından ve iktidar tarafından korunmakta ve kollanmaktadır. Çünkü, ısrarla birtakım belge ve bilgilerin gündeme taşınmasına rağmen, mahkeme kararlarına rağmen, uygulanmayan mahkeme kararlarıyla eğer federasyon yöneticileri korunuyor ve kollanıyorsa, birtakım bilgi ve belgelere rağmen soruşturmalar açılmıyorsa, birtakım belge ve bilgilere rağmen soruşturmalar saptırılıyor, şikâyetçiler baskı altına alınıyorsa, disiplin kovuşturmalarına uğratılıyorsa bu Bakanlık artık dayanılamaz bir işkence hâlini almıştır ve dolayısıyla buradan kurtulmak lazım.
RÜŞVET İDDİALARI GÖK KUBBEYE YÜKSELMİŞ AMA KOVUŞTURMA YOK!
Değerli milletvekilleri, sistemden kaynaklanan hatalar nedir? Kaynaklar sporcuların millî takımlara seçilmesinde gözetilerek, hatta ve hatta antrenörlerin kendi aralarında rüşvetleri paylaşarak… Bunlar gök kubbeye kadar yükselmiş feryatlardır ama Bakanlıkta, biz buralarda konuşuncaya kadar kendilerine şikâyet gitmesine rağmen hiç kovuşturulmamıştır.
ANTRENÖRÜN İHBARLARI NİÇİN HASIRALTI EDİLDİ?
Geçen konuşmalarımda söyledim, Sayın Bakana şimdi soruyorum buradan tekrar: Antrenör Mustafa Gürsoy geldi ve size birtakım ihbarlarda bulundu, ses kayıtlarını dinletti, bu ses kayıtlarının orijinal olduğu savcılık tarafından da tespit edildi. İşte, bütün belgeleri burada. "Ses kayıtları orijinal çıktı." diyor, gazetelere yansımış ve raporlar da burada, resmî olarak bizim elimizde. Bütün bunlara rağmen Sayın Bakan zamanında Teftişi harekete geçirmedi, Teftişi harekete geçirmediği gibi antrenör basın toplantısı düzenledi, o basın toplantısı düzenlendikten sonra bile Teftiş harekete geçmedi. Biz burada gündeme getirdik, biz burada gündeme getirdikten sonra Teftiş Kurulu Başkanı buradan çıktı, antrenörü telefonla tehdit etti, dedi ki: "Sakın ha! Bakana bu bilgileri şu gün verdiğini söyleyeceksin." Bütün bunları Sayın Bakan tekrar düşünmeli.
GAZETE PATRONLARINI ARAYARAK HABERLERE SANSÜRLETTİ
Şimdi, bu sistemin hataları nereden, suistimalleri nereden kaynaklanmaktadır? Sayın Bakan bu suistimalerin kapatılması için yani ortadan kaldırılması, bir daha olmaması için ne gibi tedbirler almıştır? Bunu hiçbir gün paylaşmamış ve hiçbir gün de araştırmamıştır. Ne yapmıştır? Gazetelerin patronlarını arayarak haberlerin çıkmasını engellemiştir ancak. Soruşturmaları şikâyetçileri baskı altına alarak gizlemeye çalışmıştır.
BALİ’DEKİ TEKVANDO YARIŞINDAKİ SKANDALIN BELGELERİ İLK KEZ TBMM’DE
Türkiye bütün alanlarda, dış politikadan başka alanlara varıncaya kadar skandallarla anılan bir ülke olduğu gibi, en son Bali'de düzenlenen tekvando yarışmalarında Türkiye gene bir skandala imza atmıştır. Bali'de düzenlenen 31 Ekim-3 Kasım tarihleri arasında… İçler acısı bir durum ki… Türkiye buraya katılacağı sporcuların listesini bildirmiş ve bu listede Elif Soytürk Akın isimli sporcu kızımız yarışmacı olarak bildirilmiş ve -elimizde belgeleriyle- kuralara bu kızımız katılmıştır. Daha sonra, bu kızımızla ilgili olarak, bu sporcumuzla ilgili olarak yarışmaya bir gün kala boyun fıtığı tespit edilmiş güya ve doktor raporu alınarak, boyun fıtığı gerekçesiyle Türk Millî Takımı tarafından yarışmadan men edilmiş ve yerine Elif Aybüke Yılmaz yarışmalara katılmıştır.
SKORBOARD’DAKİ İSİM FARKLI MİNDERDEKİ SPORCU BAŞKA!
Ama, bu yarışmalara katıldığında Elif Aybüke Yılmaz, kuralarda, yarı final, final, eleme kuralarında hâlen Elif Soytürk Akın'ın ismi geçmekte ve skorboardlarda da "Elif Soytürk Akın" ismi yazılmaktadır. Yani, iki kızın da ismi Elif'tir. Eğer, Elif Aybüke Yılmaz müsabakalardan şampiyon olarak çıksaydı Elif Soytürk Akın ismiyle o müsabakalardan tescil görecek ve o mükafatları Elif Soytürk Akın olarak alacaktı. Bunun bütün belgeleri elimizdedir. İşe skorboarddaki sporcunun ismi işte burada: İlk kuradan, eleme kurasından yarı final kurasına kadar olan kura listelerindeki Elif Soytürk Akın'ın ismi.
SEÇİMLERDE RÜŞVET Mİ SÖZ KONUSU?
Peki, bu, bizleri nereye götürmektedir? Bu, bizleri şuraya götürmektedir değerli milletvekilleri: Buralardan bir şeylerin iddiasında bulunduk. "Sporcular müsabakalara, millî takıma seçilirken birtakım talepler doğrultusunda, bu elemelerde, bu seçimlerde acaba rüşvete dayalı seçimler mi yapılıyor?" dedik.
SUAT KILIÇ, SPORU YÖNETEMEMEKTEDİR
Ve şimdi buradan soruyoruz: Acaba buralarda bu kadar uyarılarımıza rağmen Sayın Bakan hâlen sporu yönetememekte midir? Elbette ki bu kadar açık yollara başvurulan bir spor dünyasında dopingin söz konusu olması mümkün değil. Çünkü sporcular bu yüksek mükâfatları… Dünyanın hiçbir ülkesinde olmayan, bin, 1.500, 2 bin altınları, sadece ilk adım müsabakalara katılmış olmaktan kaynaklanan 30, 60 altınları bölüşebilmek kadar güzel bir şey var mı? Ve ne acıdır ki bakın, Türkiye, Londra Olimpiyatları'na katılırken Sayın Bakan sorduğumuz soru önergelerine verdiği cevaplarda birçok yanlışı bir arada göstermektedir.
BİR DEFADA 2000 ALTIN KUMARI OYNATMAYIN
Değerli milletvekilleri, 2000 Sydney Olimpiyatları'na 10 branşta 62 sporcuyla katılmışız ve 3 altın, 2 bronz almışız. 2004 Atina Olimpiyatları'na 10 branşta 67 sporcuyla katılmışız; 3 altın, 3 gümüş, 4 bronz almışız. 2008 Pekin Olimpiyatları'na 12 branşta 68 sporcuyla katılmışız; 1 altın, 4 gümüş, 3 bronz almışız. 2012 Londra Olimpiyatları'na 16 branşta 114 sporcuyla, ayrıca başka sporcularımızın, paralimpik sporcularımızın da katılımıyla 2 altın, 2 gümüş, 1 bronz alabilmişiz. Ama bütün bunlar için verilen ödüllere baktığımızda cumhuriyet tarihinin en büyük ödülleri ve hatta şampiyonlarımızı kutluyoruz. Elbette ki alsınlar birtakım ödülleri ama bu ödülün spor ve sporcu kimliğine ve ülkenin şartlarına ve dünyadaki uygulanabilir olan diğer eş değerlerine bakılarak sisteme konması lazım. Siz eğer bir sporcuya 1.500 altını, 2.000 altını, 1.000 altını bir müsabakada, bir olimpiyatta kazanma imkânı olarak veriyorsanız bu sporcu bir defalık kumar oynar, her şeyi göze alır.
MÜSABAKAYA KATILMADAN 60 ALTIN VERMEK HANGİ ÜLKEDE VAR?
Eğer siz 150-180 sporcuyla katılarak antrenörlerin -"Bazı zamanlarda." diye getirdiğimiz gibi- sporcuların seçimleri eğer rüşvetle millî takıma sporcu alıp o altınları paylaşması gibi bir yol hâline geldiyse, daha müsabakalara katılmadan antrenörüne 30, sporcusuna 60 altın vererek bu altınların paylaşılmasını ve kaynağın israf olmasını temin ediyorsanız, o zaman bana Türk sporunu doğru yönettiğinizi söyleyemezsiniz.
TÜRK SPORU YÖNETİLEMEKTEDİR
Değerli milletvekilleri, burada bir şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. Türk sporu yönetilememektedir, doğru yönetilmemektedir.
SPOR BAKANLIĞI KEŞMEKEŞİN İÇİNDE
Ve, Sayın Bakandan şunu rica ediyorum, sizlerden de istirham ediyorum: Burada iki taraf var. Birisi icranın başında olan Sayın Bakan, birisi de o Sayın Bakan hakkında parmaklarını kaldırarak şehadet edecek olan siz milletvekillerisiniz. Sayın Bakan, bütün bu belgeler ve bilgiler ışığında Gençlik ve Spor Bakanlığı bir keşmekeşin içindedir. Belki çok iyi niyetlisinizdir ama bu iyi niyet Türk sporunu istismardan kurtarmamıştır.
SUAT KILIÇ GÖREVE YAPAMADIĞINDAN AYRILMALIDIR
Belki bu iyi niyetiniz suçlu olduğunuz anlamına gelmeyebilir ama şikeden, dopingten bu skandallara varıncaya kadar gelinen nokta sporun doğru yönetilemediğidir. Dolayısıyla, en doğrusu buradaki insanları vicdanlarında sorumlu tutmadan sizin bu görevi yapamadığınız gerekçesiyle görevinizden ayrılmanızdır.
SPOR BAKANLIĞINDAKİ LALE DEVRİ YAŞANIYOR
Ve siz milletvekillerine sesleniyorum: Dünyalık kurgusu, maalesef, bazı bakanlıklarda çok ama çok gündeme gelmiştir. Bazıları Lale Devri'ni yaşamaktadır, Lale Devri saadetini yaşayanlar vardır. Federasyonların sırtından, başka alanlardan bu Lale Devri yaşantısı âdeta Türkiye'de örtbas edilmeye çalışılmakta ama mızrak çuvala sığmamaktadır.
BAŞKALARININ DÜNYALIĞI İÇİN KENDİ AHİRETİNİZİ KARARTMAYIN
Ve sizlere sesleniyorum değerli milletvekilleri: Başkalarının dünyalığı için siz şehadet parmaklarınızı da kaldırarak kendi ahiretinizi karartmayın. Buralardaki skandallar dünyayı sarmıştır.
BU SKANDAL TÜRKİYE’NİN BAŞINA İŞ AÇAR
İşte, Taekwondo Federasyonunda olan skandal, yarınlarda Türkiye'nin başına iş açacak skandaldır. Ne demek, bir sporcunun kuralardaki, finale yaklaşan kuralardaki ismi "Elif Soytürk" olarak skorboardlarda çıksın ama orada yarışan, "Elif Aybüke Yılmaz" isminde bir kız olsun. Böyle bir skandalı Türkiye'nin başına kim örüyorsa, bunun hesabını kim sormuyorsa en az onun kadar suçludur. Bu hesabı Türkiye Büyük Millet Meclisi sormuyorsa bu suçu işleyen kadar sorumludur. Dolayısıyla, bu hesapların görülmesi gerekmektedir ve Türkiye bu keşmekeşlikten kurtarılmalıdır.
SUAT KILIÇ GÖZLERİNİ GÜNEŞE KAPAMIŞ
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, gözlerini doğan güneşe kapar gibi kördür.
Tekrar söylüyorum, Sayın Bakan belki çok iyi niyetli olabilir, Sayın Bakanın belki birtakım şeyler gözünden kaçmış olabilir, Sayın Bakan belki başkaları tarafından ikna edilmiş olabilir ama Sayın Bakana düşen, Türkiye Büyük Millet Meclisinde işaret eden milletvekillerini bazı vicdani mesuliyetlerden, parti disiplini, grup disiplini içerisinde hareket ederek o vicdani mesuliyetten kurtarması bir insanlık görevidir diyorum ve gensorunun işleme alınmasını istiyoruz.