Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Gürsel Tekin Anayasa Mahkemesi üyelerinin ve başkanını, başta Cumhurbaşkanı olmak üzere AKP yetkililerinin ve gazetecilerinin tehdit ettiklerini iddia etti.
Ümraniye Site Mahallesi'ndeki mahalle temsilciliği açılışına katılan Gürsel Tekin, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Anayasa Mahkemesi üyelerinin tehditler aldığı yönünde iddialarını hatırlatması üzerine Tekin, “Anayasa Mahkemesi üyelerinin, anayasa mahkemesi başkanının tehdit edildiğini çok açık beyan ediyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı'ndan AKP yetkililerinden ve gazetecilerinin tamamı tehdit diyor. Bu kadar açık, bu kadar net, yargının en üst tepesinde daha çıkabilecek kararla ilgili bile böyle tehditler savrulursa, arka planındaki tehditlerin de hangi boyutta olduğunu siz düşünün." dedi.
Tekin'in meclise sunduğu 10 maddelik Alevi paketiyle ilgili bir gelişme olup olmadığı yönündeki soruya ise Tekin, “Bunların tamamının siyasal mühendislikle yapıyor AKP. Şimdi önce kamuoyuna şirin gözüksün diye milyonlarca Alevi yurttaşlarımızın beklentisi olan sözde Alevi açılımı yapıp bir- iki maddeyi gündeme getiriyorlar. Ama hemen arefesinde dikkat ederseniz adını Milli Eğitim Şurası dedikleri bir TÜRGEV şurasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Gerekçesi nedir? Özellikle alevi yurttaşlarımız ve bu işe tepki gösterebilecek unsurların gazını almaktır. Bunların hepsini biliyoruz. Ey Milli Eğitim Bakanı, o bir Milli Eğitim Şura'sı değildir. O TÜRGEV şurasıdır ve TÜRGEV şurası olduğu çok açık ve nettir. 8 ay önce kamuoyuna açıkladım. Zahmet edip lütfederseniz Bilal Erdoğan'ın önümüzdeki milli eğitim politikasının nasıl olabileceğini çok net bir şekilde söylemiştim. Bilal Erdoğan'ın söylemini Milli Eğitim Bakanı şuanda uygulamak zorunda kalıyor.” şeklinde cevap verdi.
17 Aralık'ı, 25 Aralık'ı bir daha siyasetçiler kirli işlere buluşmasın, yolsuzluk yapmasın diye 'yolsuzluk haftası' ilan ettiklerini belirten Tekin şöyle konuştu: “15-20 gündür reklam firmalarında bilboard kiralayacağız. Onlardan haber bekliyoruz. Bu firmaların bir kısmının aynı zamanda 17 Aralık 25 Aralık gibi işadamlarıyla yakın ilişkide olduğunu, hatta AKP'yle çok yakın ilişkilerde olduğun da biliyorum. En yakın zamanda eğer bizim taleplerimize karşılık vermezlerse -paramızla ticari iş yapıyoruz, parasını vereceğiz diyoruz, bilboard kiralayın. Bunun bir tanesini bile yapmadılar. İkincisini şimdi bekliyoruz. Bütün belediyelere çağrıda bulunmak istiyorum. Bu kirli reklam şirketleriyle ilişkili olanların hepsi kendini gözden geçirsin. Algı operasyonu söylentileri ile korku yaymak istiyorlar, hiç kimse korkmasın."
Türkiye'nin ilk defa bu kadar kritik bir süreçten geçtiğini belirten Tekin, “Hepimiz parlamento üyesiyiz, parlamentonun bypas edildiği, sözde adına Milli Eğitim Şurası dedikleri TÜRGEV şurası ile yeni bir eğitim sistemini, çağ dışı bir eğitim sistemini bize dayatmak istiyorlar. Bunu yaparken dikkat ederseniz en kritik dönemde toplumun hassasiyetlerini sürekli siyasi malzeme haline getiriyorlar. Alevi açılımı yapacağız dediler. Daha önce de Alevi açılımı yapacağız dediler, Roman açılımı yapacağız dediler. Roman açılımı yaparak Romanları kentsel dönüşüm adı altında 50 kilometre İstanbul'un dışına sürgün ettiler. Bütün bunların yanında önümüze güvenlik yasası diye bir şey dayattılar. Türkiye'de güvenlik sorununa uymayan sadece bir kurum var onun adı da Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. Yasa tanımazlar, kural tanımazlar, anayasa tanımazlar, sonra insanlara derler ki, siz bizim yasalarımıza uyun. Önce siz uyacaksınız. Anayasa Mahkemesi'ni tehdit edeceksiniz, yargıçları tehdit edeceksiniz, kaçak sarayın yasal uygulamalarını yok sayacaksınız, bana da insanlara da yeni bir güvenlik yasası dayatacaksınız. Hiç merak etmeyin, Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece bunların hiç birisini dayatamazlar. Bu gidişattan rahatsız olan, demokrasi ve özgürlük konusunda kaygı duyuyorum diyen herkesi Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında bekliyoruz. Aksi takdirde olabilecekleri düşünmek bile istemiyorum. Suçüstü olmuş bir iktidar gerek içeride gerek dışarıda bütün bunları kapatması için otoriter bir sisteme geçmek istiyor. İşte bu önümüze dayatılan güvenlik yasası dediğiniz, kendi güvenliklerini korumak içindir.
Açılışa katılan CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi de yaptığı konuşmada AKP hümümetinin hangi kanunu çıkartırsa çıkartsın korkmadıklarını belirtti. Hamzaçebi, “İnsanımız korkmuyor, bir gün onlar bu meydanlardan kaçıp gitmek zorunda kalacaklardır. Saray yaptılar kendilerine, sarayın altında tüneller yaptılar. Meydanlardan korkanlar saraylardaki tünelleri çare olarak görüyorlar. İstedikleri tünelleri yapsınlar hiç kimse onları kurtaramayacaktır. Onlar bir gün Türkiye Cumhuriyeti'nin yargısına yaptıkları yolsuzlukların hesabını vereceklerdir.”
Ümraniye Site Mahallesi'ndeki mahalle temsilciliği açılışına katılan Gürsel Tekin, basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Bir gazetecinin Anayasa Mahkemesi üyelerinin tehditler aldığı yönünde iddialarını hatırlatması üzerine Tekin, “Anayasa Mahkemesi üyelerinin, anayasa mahkemesi başkanının tehdit edildiğini çok açık beyan ediyorlar. Sayın Cumhurbaşkanı'ndan AKP yetkililerinden ve gazetecilerinin tamamı tehdit diyor. Bu kadar açık, bu kadar net, yargının en üst tepesinde daha çıkabilecek kararla ilgili bile böyle tehditler savrulursa, arka planındaki tehditlerin de hangi boyutta olduğunu siz düşünün." dedi.
Tekin'in meclise sunduğu 10 maddelik Alevi paketiyle ilgili bir gelişme olup olmadığı yönündeki soruya ise Tekin, “Bunların tamamının siyasal mühendislikle yapıyor AKP. Şimdi önce kamuoyuna şirin gözüksün diye milyonlarca Alevi yurttaşlarımızın beklentisi olan sözde Alevi açılımı yapıp bir- iki maddeyi gündeme getiriyorlar. Ama hemen arefesinde dikkat ederseniz adını Milli Eğitim Şurası dedikleri bir TÜRGEV şurasıyla karşı karşıya kalıyoruz. Gerekçesi nedir? Özellikle alevi yurttaşlarımız ve bu işe tepki gösterebilecek unsurların gazını almaktır. Bunların hepsini biliyoruz. Ey Milli Eğitim Bakanı, o bir Milli Eğitim Şura'sı değildir. O TÜRGEV şurasıdır ve TÜRGEV şurası olduğu çok açık ve nettir. 8 ay önce kamuoyuna açıkladım. Zahmet edip lütfederseniz Bilal Erdoğan'ın önümüzdeki milli eğitim politikasının nasıl olabileceğini çok net bir şekilde söylemiştim. Bilal Erdoğan'ın söylemini Milli Eğitim Bakanı şuanda uygulamak zorunda kalıyor.” şeklinde cevap verdi.
17 Aralık'ı, 25 Aralık'ı bir daha siyasetçiler kirli işlere buluşmasın, yolsuzluk yapmasın diye 'yolsuzluk haftası' ilan ettiklerini belirten Tekin şöyle konuştu: “15-20 gündür reklam firmalarında bilboard kiralayacağız. Onlardan haber bekliyoruz. Bu firmaların bir kısmının aynı zamanda 17 Aralık 25 Aralık gibi işadamlarıyla yakın ilişkide olduğunu, hatta AKP'yle çok yakın ilişkilerde olduğun da biliyorum. En yakın zamanda eğer bizim taleplerimize karşılık vermezlerse -paramızla ticari iş yapıyoruz, parasını vereceğiz diyoruz, bilboard kiralayın. Bunun bir tanesini bile yapmadılar. İkincisini şimdi bekliyoruz. Bütün belediyelere çağrıda bulunmak istiyorum. Bu kirli reklam şirketleriyle ilişkili olanların hepsi kendini gözden geçirsin. Algı operasyonu söylentileri ile korku yaymak istiyorlar, hiç kimse korkmasın."
Türkiye'nin ilk defa bu kadar kritik bir süreçten geçtiğini belirten Tekin, “Hepimiz parlamento üyesiyiz, parlamentonun bypas edildiği, sözde adına Milli Eğitim Şurası dedikleri TÜRGEV şurası ile yeni bir eğitim sistemini, çağ dışı bir eğitim sistemini bize dayatmak istiyorlar. Bunu yaparken dikkat ederseniz en kritik dönemde toplumun hassasiyetlerini sürekli siyasi malzeme haline getiriyorlar. Alevi açılımı yapacağız dediler. Daha önce de Alevi açılımı yapacağız dediler, Roman açılımı yapacağız dediler. Roman açılımı yaparak Romanları kentsel dönüşüm adı altında 50 kilometre İstanbul'un dışına sürgün ettiler. Bütün bunların yanında önümüze güvenlik yasası diye bir şey dayattılar. Türkiye'de güvenlik sorununa uymayan sadece bir kurum var onun adı da Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. Yasa tanımazlar, kural tanımazlar, anayasa tanımazlar, sonra insanlara derler ki, siz bizim yasalarımıza uyun. Önce siz uyacaksınız. Anayasa Mahkemesi'ni tehdit edeceksiniz, yargıçları tehdit edeceksiniz, kaçak sarayın yasal uygulamalarını yok sayacaksınız, bana da insanlara da yeni bir güvenlik yasası dayatacaksınız. Hiç merak etmeyin, Cumhuriyet Halk Partisi olduğu sürece bunların hiç birisini dayatamazlar. Bu gidişattan rahatsız olan, demokrasi ve özgürlük konusunda kaygı duyuyorum diyen herkesi Cumhuriyet Halk Partisi çatısı altında bekliyoruz. Aksi takdirde olabilecekleri düşünmek bile istemiyorum. Suçüstü olmuş bir iktidar gerek içeride gerek dışarıda bütün bunları kapatması için otoriter bir sisteme geçmek istiyor. İşte bu önümüze dayatılan güvenlik yasası dediğiniz, kendi güvenliklerini korumak içindir.
Açılışa katılan CHP Grup Başkanvekili Mehmet Akif Hamzaçebi de yaptığı konuşmada AKP hümümetinin hangi kanunu çıkartırsa çıkartsın korkmadıklarını belirtti. Hamzaçebi, “İnsanımız korkmuyor, bir gün onlar bu meydanlardan kaçıp gitmek zorunda kalacaklardır. Saray yaptılar kendilerine, sarayın altında tüneller yaptılar. Meydanlardan korkanlar saraylardaki tünelleri çare olarak görüyorlar. İstedikleri tünelleri yapsınlar hiç kimse onları kurtaramayacaktır. Onlar bir gün Türkiye Cumhuriyeti'nin yargısına yaptıkları yolsuzlukların hesabını vereceklerdir.”