Emekli Büyükelçi ve CHP eski Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu, Rusya krizinin Türk dış politikasına etkisinin sert olduğunu belirtti.
Türkiye’nin insan haklarına ilişkin sıkıntılar gibi iç sorunların yanında dış politikada yaşanan gerginlik ve krizlerle karşı karşıya bırakıldığının altını çizen Loğoğlu, Türkiye’nin artık ne yapacağı önceden kestirilemeyen bir ülke konuma geldiğini savundu.
Başta ABD ve AB olmak üzere Batı’nın Türkiye’deki insan hakları ya da ifade özgürlüğü gibi konularda yaşanan sıkıntılara ‘çıkarcı’ bir yaklaşımla yeteri kadar tepki vermediklerini, AB’nin çok sayıda mültecinin bir anda kapılarına dayanacağını beklemedikleri için Türkiye’ye biraz para verildiğini anlattı.
Loğoğlu, “Bizimkiler tabii İsrail’e bu kadar sayıp döktün sonra Türk kamuoyuna bir ‘İsrail hapı’ yutturmak zor olacak diye biraz zamana yayıyorlar. Aradaki farkın (açıklamalardaki) sebebi bu.” dedi.
Faruk Loğoğlu, “Demek ki bu hükümet, ağzından düşürmediği Filistin davasına sahip çıktığını söyleyen hükümet, gerektiği zaman oraya bile bir çentik atabiliyor hem de İsrail için atabiliyor. Bu, insanı ürperten bir davranış biçimi. Türkiye-İsrail ilişkilerin gelişmesi olumlu bir gelişme. Normalleşirse bunu olumlu görmemiz lazım. Ben buna arka çıkarım. Çünkü bölgesel planda söz sahibi olabilmesinin en temel unsurlarından birisi Türkiye-İsrail ilişkilerin iyi olması.” dedi.
İSRAİL HAPI...
Loğoğlu, Türkiye-İsrail arasındaki Mavi Marmara görüşmelerinde İsrail’in ‘mutabakat hasıl oldu’ dediğini ancak Türk tarafının bunu yalanlayarak ‘görüşmeler devam ediyor’ dediğini anımsattı. Loğoğlu, “Bizimkiler tabii İsrail’e bu kadar sayıp döktün sonra Türk kamuoyuna bir ‘İsrail hapı’ yutturmak zor olacak diye biraz zamana yayıyorlar. Aradaki farkın (açıklamalardaki) sebebi bu.” diye konuştu.TÜRKİYE SORUN YARATAN BİR ÜLKE GÖRÜNÜMÜNDE
Filistin davasına sahip çıktığını söyleyen hükümetin gerektiği zaman oraya bile bir çentik atabiliyor hem de İsrail için atabiliyor.diyen loğoğlu, Türkiye’nin dünya gündeminde olmasının negatif bir anlam içerdiğini vurguladı. Loğoğlu, Türkiye, sorun yaratan bir ülke görünümde bulunduğunu, Türkiye’nin özellikle Rusya krizinden sonra iyice savrulmaya başlayan dış politikası neticesinde birdenbire AB’yi yeniden keşfettiğini belirtti.Türkiye’nin insan haklarına ilişkin sıkıntılar gibi iç sorunların yanında dış politikada yaşanan gerginlik ve krizlerle karşı karşıya bırakıldığının altını çizen Loğoğlu, Türkiye’nin artık ne yapacağı önceden kestirilemeyen bir ülke konuma geldiğini savundu.
TÜRKİYE CUMHURİYET DÖNEMİNİN EN SIKINTILI DÖNEMİNİ YAŞIYOR
AK Parti iktidarlarının mezhep eksenli bir dış politika takip ettiğini vurgulayan loğoğlu;“Türkiye bugün özellikle dış ilişkiler bakımından Cumhuriyet döneminin en sıkıntılı dönemini yaşıyor. Bütün komşularımızla sorunluyuz. Birini halledelim derken üstüne bir hata daha yapıyorlar. İkincisi ile üçüncüsü ile kötü duruma düşüyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.Başta ABD ve AB olmak üzere Batı’nın Türkiye’deki insan hakları ya da ifade özgürlüğü gibi konularda yaşanan sıkıntılara ‘çıkarcı’ bir yaklaşımla yeteri kadar tepki vermediklerini, AB’nin çok sayıda mültecinin bir anda kapılarına dayanacağını beklemedikleri için Türkiye’ye biraz para verildiğini anlattı.
İSRAİL'İ KEŞFETMEYE ÇALIŞIYORUZ
Loğoğlu, “Türkiye’nin özellikle Rusya krizinden sonra iyice savrulmaya başlayan dış politikası neticesinde birdenbire AB’yi yeniden keşfettik, ABD’yi yeniden keşfettik. Şimdi İsrail’i keşfetmeye çalışıyoruz. Bu sağlıklı bir dönüşüm değil.” şeklinde konuştu.Loğoğlu, “Bizimkiler tabii İsrail’e bu kadar sayıp döktün sonra Türk kamuoyuna bir ‘İsrail hapı’ yutturmak zor olacak diye biraz zamana yayıyorlar. Aradaki farkın (açıklamalardaki) sebebi bu.” dedi.
Faruk Loğoğlu, “Demek ki bu hükümet, ağzından düşürmediği Filistin davasına sahip çıktığını söyleyen hükümet, gerektiği zaman oraya bile bir çentik atabiliyor hem de İsrail için atabiliyor. Bu, insanı ürperten bir davranış biçimi. Türkiye-İsrail ilişkilerin gelişmesi olumlu bir gelişme. Normalleşirse bunu olumlu görmemiz lazım. Ben buna arka çıkarım. Çünkü bölgesel planda söz sahibi olabilmesinin en temel unsurlarından birisi Türkiye-İsrail ilişkilerin iyi olması.” dedi.