AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Yasin Aktay, Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada; “O ağabeylerin, ablaların kapı kapı dolaşıp CHP'ye oy topladıklarını bilmiyor muyuz” dedi.
Yasin Aktay, FETÖ konusunda kandırıldıklarını kabul etmediklerini belirterek, “Biz o günlerde bir suç işlememiş olan, doğal olarak bütün işlerini, bütün faaliyetlerini yasal zeminde yaptıklarını gösteren bir yapı için, 'kandırıldık' demeyiz” diye konuştu.
AK Parti’nin FETÖ’yle mücadelede en ufak bir zaafı olmadığını kaydeden Aktay, FETÖ’nün darbeci olduğunun 17 Aralık 2013’te ortaya çıktığını belirterek, “Yargıyı suistimal ederek darbe teşebbüsüne giren FETÖ, o gün kimden cesaret aldı dersiniz? TBMM içerisindeki ne yazık ki CHP grubundan destek aldı” dedi.
Aktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bylock’cu bakan” iddialarıyla ilgili soruya, “AK Parti içerisinde FETÖ ile mücadele noktasında, en ufak bir kompleksimiz, en ufak bir zaafımız yok. Bir defa öyle bir zaaf gösterme lüksümüz yok. Bırakınız göz yummayı FETÖ darbesine maruz kalan AK Parti’dir. Başta AK Parti, hükümet maruz kalmıştır” şeklinde cevap verdi.
FETÖ darbe girişiminin, Türkiye'de “ben Türküm, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım” diyen herkesin maruz kalmış olduğu bir saldırı olduğunu ifade eden Aktay, şunları ifade etti:
“Bu darbenin birincil hedefi, iktidarda bulunan AK Parti'nin politikalarından duyulan rahatsızlıklardı. AK Parti'nin Türkiye'yi büyütme, Türkiye'yi dünya liginde birinci lige çıkarma konusundaki performansı ve bu performanstan rahatsız olan çevrelerin rahatsızlıklarını tetikleyen bir darbeydi. Dolayısıyla birinci hedef AK Parti'ydi. Kurum olarak AK Parti, birinci hedefi de AK Parti'nin kurucusu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dı. Tabii ki bütün AK Parti milletvekilleriydi, üyeleriydi. Dolayısıyla bizim kurumsal olarak kendi içimizde hainleri, hain olarak bildiğimiz insanları barındırmak gibi zafiyet göstermemizi kim düşünebilir, kim tasavvur edebilir? Bu bir defa mantıklı değil, akıllı bir insanın söyleyeceği bir şey değil. Sayın Kılıçdaroğlu'nun her sabah kalktığında bu tür ifadelerle, bu tür suçlamalarla suyu bulandırmasına fazla gerek yok. Bu su bulanmaz, bu son derece berrak bir sudur.”
AK Parti’de FETÖ ile bağlantılı bakan ve milletvekillerinin bulunmadığını kaydeden Aktay, “Telaffuz edilen rakamlar zaten matematik bilgisinden de yoksun olduğunu gösteriyor. Sayın Kılıçdaroğlu'na biraz matematik öğrenmesini, temel matematik dersi almasını tavsiye edeceğim. 40 milletvekili sayısından bahsediyor. Eğer böyle bir milletvekili sayısı olsaydı zaten FETÖ bir darbe yapmaya teşebbüs etmezdi; bu milletvekillerini harekete geçirirdi, AK Parti Hükümetini devirirdi. Hiç öyle bir riski de almazdı, 50 yıllık birikimi de bu şekilde heba etmezdi. 40'ın üzerinde bir milletvekili sayısı AK Parti'nin Meclis’teki grubunu düşürmeye yeterdi zaten. Ben o temel matematik bilgisinden yoksun olduğunu elbette düşünmüyorum. Buna mukabil yoksun olmadığı halde böyle bir iddiayı bu kadar rahatlıkla dile getiriyor olmasını çok manidar buluyorum. Bu kendi içindeki sıkıntıyı örtbas etmeye dönük, kendi partisinin içindeki sıkıntıyı, bu konudaki FETÖ'yle bağlantıyı örtbas etmeye dönük bir propaganda hamlesi, bir suyu bulandırma hamlesi olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.
AK Parti'li 11 bin 860 belediye meclisi üyesi, 800 üzerinde belediye başkanının tamamının tek tek değerlendirildiğini ve bir sıkıntı olmadığını söyleyen Aktay, 17-25 Aralık darbe girişimi döneminde de FETÖ'nün AK Parti içinde güçlü olmadığını, en kritik zamanda bile AK Parti’nin içinden çıkan milletvekili sayısının 10'u geçmediğini dile getirdi.
FETÖ'nün darbeci olduğunun 17 Aralık 2013'te ortaya çıkardıklarını belirten Aktay, “Yargıyı suistimal ederek darbe teşebbüsüne giren PDY/FETÖ, o gün kimden cesaret aldı dersiniz? TBMM içerisindeki ne yazık ki CHP grubundan destek aldı” diye konuştu.
“Biz hiçbir şekilde onlarla bir grup olarak, bir yapı olarak, bir terör örgütü olarak iş birliği yapmadık. Onların bir örgüt oldukları 17 Aralık'ta ortaya çıktı. Böylesine tehlikeli, böylesine saldırgan, böylesine kendi özel gündemlerine sahip ve birbirleriyle irtibatlı, tehlikeli bir yapı oldukları 2013'ün 17 Aralık'ında ortaya çıktı. Ortaya çıktığında AK Parti olarak onlara gerekli mücadeleyi verdik. Biz onlara karşı bu mücadeleyi vermeye başladığımız anda CHP'nin onları sahiplendiğini gördük. Sahiplenmekle kalmadı, onlarla bile bile bir ittifak içerisine girdi” şeklinde konuştu.
Kandırılmış olduklarını kabul etmediklerini kaydeden Aktay, “Biz o günlerde bir suç işlememiş olan, doğal olarak bütün işlerini, bütün faaliyetlerini yasal zeminde yaptıklarını gösteren bir yapı için, 'kandırıldık' demeyiz. Bugün herhangi bir insan, herhangi bir grup, herhangi bir sivil toplum kuruluşunun gelecekte bir suç işleme kapasitesi, potansiyeli elbette vardır. Ama biz suç işlememiş insanları, ‘suç işleme ihtimalleri vardır’ diye peşin peşin yargılama hakkına sahip olamayız. Eğer 15 Temmuz'da bu darbe teşebbüsünü yapmamış olsalardı bile onlara karşı öyle çok da fazla yasal bir zeminde tedbir alma imkanımız olmazdı zaten” değerlendirmelerinde bulundu.
Yasin Aktay, FETÖ konusunda kandırıldıklarını kabul etmediklerini belirterek, “Biz o günlerde bir suç işlememiş olan, doğal olarak bütün işlerini, bütün faaliyetlerini yasal zeminde yaptıklarını gösteren bir yapı için, 'kandırıldık' demeyiz” diye konuştu.
AK Parti’nin FETÖ’yle mücadelede en ufak bir zaafı olmadığını kaydeden Aktay, FETÖ’nün darbeci olduğunun 17 Aralık 2013’te ortaya çıktığını belirterek, “Yargıyı suistimal ederek darbe teşebbüsüne giren FETÖ, o gün kimden cesaret aldı dersiniz? TBMM içerisindeki ne yazık ki CHP grubundan destek aldı” dedi.
Aktay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Bylock’cu bakan” iddialarıyla ilgili soruya, “AK Parti içerisinde FETÖ ile mücadele noktasında, en ufak bir kompleksimiz, en ufak bir zaafımız yok. Bir defa öyle bir zaaf gösterme lüksümüz yok. Bırakınız göz yummayı FETÖ darbesine maruz kalan AK Parti’dir. Başta AK Parti, hükümet maruz kalmıştır” şeklinde cevap verdi.
FETÖ darbe girişiminin, Türkiye'de “ben Türküm, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyım” diyen herkesin maruz kalmış olduğu bir saldırı olduğunu ifade eden Aktay, şunları ifade etti:
“Bu darbenin birincil hedefi, iktidarda bulunan AK Parti'nin politikalarından duyulan rahatsızlıklardı. AK Parti'nin Türkiye'yi büyütme, Türkiye'yi dünya liginde birinci lige çıkarma konusundaki performansı ve bu performanstan rahatsız olan çevrelerin rahatsızlıklarını tetikleyen bir darbeydi. Dolayısıyla birinci hedef AK Parti'ydi. Kurum olarak AK Parti, birinci hedefi de AK Parti'nin kurucusu Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dı. Tabii ki bütün AK Parti milletvekilleriydi, üyeleriydi. Dolayısıyla bizim kurumsal olarak kendi içimizde hainleri, hain olarak bildiğimiz insanları barındırmak gibi zafiyet göstermemizi kim düşünebilir, kim tasavvur edebilir? Bu bir defa mantıklı değil, akıllı bir insanın söyleyeceği bir şey değil. Sayın Kılıçdaroğlu'nun her sabah kalktığında bu tür ifadelerle, bu tür suçlamalarla suyu bulandırmasına fazla gerek yok. Bu su bulanmaz, bu son derece berrak bir sudur.”
AK Parti’de FETÖ ile bağlantılı bakan ve milletvekillerinin bulunmadığını kaydeden Aktay, “Telaffuz edilen rakamlar zaten matematik bilgisinden de yoksun olduğunu gösteriyor. Sayın Kılıçdaroğlu'na biraz matematik öğrenmesini, temel matematik dersi almasını tavsiye edeceğim. 40 milletvekili sayısından bahsediyor. Eğer böyle bir milletvekili sayısı olsaydı zaten FETÖ bir darbe yapmaya teşebbüs etmezdi; bu milletvekillerini harekete geçirirdi, AK Parti Hükümetini devirirdi. Hiç öyle bir riski de almazdı, 50 yıllık birikimi de bu şekilde heba etmezdi. 40'ın üzerinde bir milletvekili sayısı AK Parti'nin Meclis’teki grubunu düşürmeye yeterdi zaten. Ben o temel matematik bilgisinden yoksun olduğunu elbette düşünmüyorum. Buna mukabil yoksun olmadığı halde böyle bir iddiayı bu kadar rahatlıkla dile getiriyor olmasını çok manidar buluyorum. Bu kendi içindeki sıkıntıyı örtbas etmeye dönük, kendi partisinin içindeki sıkıntıyı, bu konudaki FETÖ'yle bağlantıyı örtbas etmeye dönük bir propaganda hamlesi, bir suyu bulandırma hamlesi olarak görüyorum” ifadelerini kullandı.
AK Parti'li 11 bin 860 belediye meclisi üyesi, 800 üzerinde belediye başkanının tamamının tek tek değerlendirildiğini ve bir sıkıntı olmadığını söyleyen Aktay, 17-25 Aralık darbe girişimi döneminde de FETÖ'nün AK Parti içinde güçlü olmadığını, en kritik zamanda bile AK Parti’nin içinden çıkan milletvekili sayısının 10'u geçmediğini dile getirdi.
FETÖ'nün darbeci olduğunun 17 Aralık 2013'te ortaya çıkardıklarını belirten Aktay, “Yargıyı suistimal ederek darbe teşebbüsüne giren PDY/FETÖ, o gün kimden cesaret aldı dersiniz? TBMM içerisindeki ne yazık ki CHP grubundan destek aldı” diye konuştu.
“Biz hiçbir şekilde onlarla bir grup olarak, bir yapı olarak, bir terör örgütü olarak iş birliği yapmadık. Onların bir örgüt oldukları 17 Aralık'ta ortaya çıktı. Böylesine tehlikeli, böylesine saldırgan, böylesine kendi özel gündemlerine sahip ve birbirleriyle irtibatlı, tehlikeli bir yapı oldukları 2013'ün 17 Aralık'ında ortaya çıktı. Ortaya çıktığında AK Parti olarak onlara gerekli mücadeleyi verdik. Biz onlara karşı bu mücadeleyi vermeye başladığımız anda CHP'nin onları sahiplendiğini gördük. Sahiplenmekle kalmadı, onlarla bile bile bir ittifak içerisine girdi” şeklinde konuştu.
Kandırılmış olduklarını kabul etmediklerini kaydeden Aktay, “Biz o günlerde bir suç işlememiş olan, doğal olarak bütün işlerini, bütün faaliyetlerini yasal zeminde yaptıklarını gösteren bir yapı için, 'kandırıldık' demeyiz. Bugün herhangi bir insan, herhangi bir grup, herhangi bir sivil toplum kuruluşunun gelecekte bir suç işleme kapasitesi, potansiyeli elbette vardır. Ama biz suç işlememiş insanları, ‘suç işleme ihtimalleri vardır’ diye peşin peşin yargılama hakkına sahip olamayız. Eğer 15 Temmuz'da bu darbe teşebbüsünü yapmamış olsalardı bile onlara karşı öyle çok da fazla yasal bir zeminde tedbir alma imkanımız olmazdı zaten” değerlendirmelerinde bulundu.