Vatan; Bir milletin maddi manevi tüm değerlerine verilen bir isim, uğruna canlar- mallar feda edilen mukaddes bir toprak parçasıdır. Bu toprak parçasının vatan olabilmesi için, manevi değerlerle baştan sona örülmüş, tarihi hatıralar ve abidelerle bezenmiş,şehit kanlarıyla sulanmış olmalıdır. Böyle bir toprak parçası,üzerinde yaşayanlar için kutsaldır ve gerçek anlamda vatandır.İstiklal Şairimiz Mehmet Akif bunu, “Enbiya yurdu bu toprak şüheda burcu bu yer, Bin yıllık türbesinin üstüne Mevla titrer. Dışı baştanbaşa bir nesli kerimin yâdı-İçi boydan boya milyonla şehidin ecsadı-(cesetler)”diye dile getirir. Uğrunda nice canlar feda edilerek vatan haline getirilen bu topraklar, ayrımsız Türk milletinin her bireyi için canı, malı ve her şeyinden çok daha değerlidir. Halk aşığıZülâli bu durumu, “Aksın yolunda kanım- Sana kurban olsun hayatım, vatanım,”diye ifade etmiştir.
Sevgili kardeşlerim, Müslüman Türk milleti, vatanı sevmeyi imanın bir gereği kabul etmiş, onu ana bilmiş ve namus olarak tanımlamıştır. Bu vatan Türk dünyasının yegâne ümidi, İslam âleminin sarsılmaz karakoludur. İşte böyle bir vatan, iç ve dış düşman tehdidi söz konusu olduğunda, uğrunda kanlar dökülür, canlar feda edilir. O zaman bu toprağın taşı, toprağı, dağı, ırmağıbaşka bir anlam taşır baş tacı edilir. Akif’in,“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda- Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda,”mısralarıile bu gerçeği dosta düşmana ilan etmiştir. İşte biz Millet olarak bu gün böyle bir vatan üzerinde hür ve huzur içinde yaşıyorsak, bu topraklar altında sayısız şehit ve gazilerimiz sayesinde yaşıyoruz. Çünkü onlar sayesinde bu topraklar vatan olmuş, bizlere emanet edilmiştir. İşte bu duygu ve düşünce, bizi bu vatana bağlamakta onu canımız gibi sevmekteyiz.
Vatan sevgisi denildiğinde, kupkuru bir toprak parçası değil, onun altında kefensiz yatan sayısız şühedaya, üzerinde yaşayan topluma, onun tarih ve kültürüne beslenen sevgi anlaşılmaktadır. Onu sevmek ve korumak, bize ecdadımızdan miras kalan bir emanettir. Aynı zamanda vatanın birliği ve bütünlüğünü korumak dinimizin de emri, dolayısıyla hepimize düşen milli bir görevdir. Yine Vatan, milletimizin manevi dünyasını ortaya koyar, ecdat ile iletişimi sağlar, geçmişten alır, geleceğimizi aydınlatır. Bu yönüyle biz Türkler, toprak altında yatan sayısızşehitlerimizin ruhaniyetiyle birlikte yaşadığımızdan, vatan bu birliği ve manevi beraberliği sağlayan unsurlardan birinin de adıolmuştur.
Durum bu iken, son aylarda kendilerini Kürt vatandaşlarımızın tek temsilcisi olduğunu iddia eden bazı siyasetçiler, açıkça federasyon, özerklik, ayrı bayrak ve ayrı eğitimden söz etmektedirler. Bu düşüncede olanlara, Türkiye Cumhuriyeti’nin baş mimarı Mustafa Kemal Atatürk’ün şu uyarısınıhatırlatmakla yetinelim. “Türk Milleti, kendinin ve memleketinin yüksek menfaatlerinin aleyhine çalışmak isteyen bozguncu, milliyetsiz beyinlerin saçmalıklarındaki gizli ve kirli emelleri anlamayacak bir millet değildir… Türk vatanının bir karış toprağı için bütün millet bir vücut olarak ayağa kalkar.”(Nutuk)sözleriyle, bu milletin vatanın bölünmez bütünlüğünü koruma hususundaki hassasiyet ve kararlılığına vurgu yapmıştır.
Kısaca, ecdadımız Türkü, Kürdü ve tüm unsurlarıyla üzerinde yaşadığımız bu vatanı alkanlarıyla sulayarak bize emanet etmiştir. Bizde onlardan aldığımız bu kutsal emaneti ayrımsız birlik ve beraberliğimizi koruyarak, gelecek nesle aktarmaktır. Özerklik, Federasyon gibi söylemlerin sonu intihardır. Bizler bin yıldır Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abaza ve Gürcü gibi isimler altında din kardeşi olarak iç içe yaşamışız. Bizi bir birimize bağlayan bu güçlü bağ İslam kardeşliği, vatanımız da Türkiye’dir. Bizi bir birimizden ayırmaya çalışan iç ve dış odaklı ihanete karşı açık tavrımızı koyalım, Ay Yıldızlı Şanlı Bayrağımız altında tek vücut olalım. Sözün özü, burada söz konusu olan vatanın bütünlüğüdür. Gerisi ise teferruattır. Allah, birlik ve bütünlüğümüzü bozmaya çalışanlara fırsat vermesin. Bizi İslam’ın nurlu yolundan ayırmasın. Allah’a emanet olunuz.