Yanlış hatırlamıyorsam 1997 senesiydi. Tunceli’nin bir karakolundan helikoptere binerken sarışın mavi gözlü erkek güzeli karakol komutanı “görüşmek üzere” diyerek yolcu etmişti, beni. Hüseyin uzman çavuş da el sallıyordu. İkisinin de iki yaşını doldurmamış kızları vardı. Ben, bir görevi daha bitirmenin verdiği mutlulukla Elazığ’a sevinç içerisinde inmiştim. Buradan memleketime geçecek aile sıcaklığına kavuşacaktım. Benden birkaç saat sonra peşimden geldiler. İkisi de şehit olmuştu. Tabutlarının başına kadar gittiğim halde yüzlerine bakacak yüzüm yoktu. Nasıl olsun ki.
Yıllar sonra Samsun Asker hastanesine tayin oldum. Şehit cenazeleri burada da peşimdeydi.
Adını unutmadım, Umut Bulut.
21 yaşında bu vatan bu toprak için şehit düşmüş, cenazesi Samsun’a gelmişti. Hastane morgunda, tabutun kapağını açtık, tertemiz bir sima. 18 yaşındaki karısı ile son kez görüşmesine yardım etmek bana nasip olmuştu. 21 yaşında şehit, 18 yaşında şehit eşi ve henüz yaşına girmemiş şehit evladı.
Ve geriye dönük niceleri, bu vatan bu toprak için şehit oldular.
Bugün 18 Mart.
Şehitlerimizi hüzünle, onur ve gururla yâd edeceğiz. Marşlar okunacak, gözyaşı dökülecek. Televizyonlarda sabah programlarında bayraklar sallanacak, hüzünlü birkaç cümle ve günün anlam ve önemine uygun konuk sanatçılar olacak. Ana haber bültenlerinde koyu renk takım elbiseli, siyah güneş gözlüklü bürokratların konuşmalarını dinleyeceğiz.
Vatandaşların tören alanına alınmadığı ilk anma töreni olarak tarihe geçecek. Yandaş olmayanın Şehitleri Anma Gününde bile ikinci sınıf sayıldığı bir tören olarak hatırlanacak. Gazetecilerin bile yandaş olması şartının arandığı bir tören olarak tarihe geçecek. Dua için kalkacağını düşündüğünüz eller adaletsizliğe, pervasızlığa, beddua ederek geri dönecek.
Sonra, 19 Mart.
Unutacağız dünü, işimize bakacağız. Magazin programları izleyecek, spor ve siyaset konuşacağız. Umurumuzda olmayacak inanın, “hayır” diyerek kendinizi kandırmayın.
Bu vatanın güneydoğusunda son 30 yılda nice şehitler verdik, sorumlusuna “lüküs hayat” yaşatıyoruz. Bülent Arınç, o kahpe terörist başı için “itibarını zedelenmeye çalışıyorlar” diye serzenişte bile bulundu. Koca koca milletvekilleri, bürokratlar, adam yerine koyup muhatap oldular. Nevruzda kutlamalara tele konferansla katılması için girişimler yapılıyor.
Sosyal paylaşım sitelerinden bol bol yazı, resim paylaşacağız, olup bitecek.
Egemen Bağış belki Bakara suresi 152. Ayeti paylaşır.
“ Ve Allah yolunda öldürülen kimseler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz farkında olamazsınız.
Umurumuzda olmayacak yarın, unutacağız, şehitlerimizi muhatap almayanları, biz göklere çıkardığımız sürece gözümüzün içine bakacak şehit çocukları.
Onlara “ölüler” demeyin, ölen bizim insanlığımız.