Affetmek büyüklüktür. Af insanları iyiliğe yaklaştırır. Af yeni bir şans, yeni bir hayattır.
Af ile ilgili bir sürü güzel sözler sıralayabiliriz.
Cezaevleri 200 binin üzerinde insan barındırıyor. Kapasitesinin üzerinde bir nüfusa sahip olan cezaevleri insanlar için adeta işkencehanelere dönüşmüştür. Belki kısmi bir af ile bu işkencenin biraz olsun önüne geçilmesi mümkün olacaktır.
Af, cezaevlerinde mahkumların hayal dünyasında oluşturdukları dünyaya açılan kapının biricik anahtarıdır.
Hükmü kesinleşmiş bir mahkûmun tek umudu aftır.
Sevdiklerine kavuşmanın, özgürlüğe koşmanın tek sihirli sözcüğü aftır.
Af beklentisi sadece mahkûm için mi geçerlidir?
Hayır! Mahkûmun dışarıda bekleyen ailesi, sevdikleri, arkadaş ve dostları sihirli sözcük olan o af sözcüğünü duyduğunda sevinç duyar. Sevdiğine kavuşmak için hayalleri ve umutları daha da güçlenerek beklemek daha da zorlaşır.
Hiç söz konusu olmasa da her mahkûmun ve her mahkum yakını ve ailesinin bayram öncesi veya seçim öncesi aklına gelir bu sihirli kelime.
Milliyetçi Hareket Partisi Lideri Devlet Bahçeli’nin ilk defa “Kader Mahkumlarına Af” önerisi ile gündeme gelen “kısmi af” Türkiye’nin gündemine bomba gibi düştü. Gazeteler, yazar çizerler, siyasetçiler, Ülkenin Başbakanı ve Cumhurbaşkanı tartışmaya dahil oldular.
Hükümet affın gündemlerinde olmadığına dair açıklama yaparak mahkûmun biraz olsun umudunu kırmışken. Sayın Bahçeli art ardına açıklamalar yaparak af verilmesi hususunda ısrar etti.
Mahkûmun umudu daha da güçlendi. Mahkûm aileleri sosyal platformlarda af konusunu daha güçlü bir şekilde dillendirmeye başladı.
Ok bir kez çıktı yaydan. Affın geri dönüşü olmayacağı muhakkak. Ramazan Bayramı’na yetişir yetişmez ancak bu 24 haziran seçimlerine yetiştirilerek af verilmesi ihtimali çok yüksektir.
Yüz binin üzerinde mahkûm ve bu sayının en az 4 katı mahkûm yakını olarak kabul ettiğimizde ortaya çıkabilecek rakam küçümsenecek bir rakam olmadığı görülür.
Toplumun değer yargılarını dikkate alarak KISMİ BİR AF verilmesi kaçınılmaz olmuştur.
Af, yeniden doğuşun adıdır