İki hafta önce, bir okul ziyaretindeydik. Şehir ve okul adı önemli değil ama şu kadar söyleyeyim, İmam Hatip Lisesiydi.
Müdür bey dersten çıkana kadar bir öğretmen arkadaşla beş-on dakika sohbet ettik. İmam Hatip Liselerinin sorunları vs.
Müdür bey, hoş sohbet ve donanımlı bir insan, “okul yöneticileri derslere giriyor mu?” diye sordum.
“Derslere girmiyorum fakat çocukları yarışmaya hazırlıyorum.” dedi.
Yarışmanın adını ve kapsamını, kıyısından kenarından basını takip eden arkadaşlarımız bilir.
“Anadolu İmam Hatip Liseleri Genç Bilal’ler Ezan Okuma Yarışması”
Yarışmanın adını duyan herkes aynı yorumu yapıyor, “ne gerek var.”
Aslında ne yalan söyleyeyim, ben de aynı kanaatteyim. Bu yarışma yıllardır yapılıyor ve adı sürekli olarak, “İmam Hatip Liseleri Ezan Okuma Yarışması” olarak veriliyordu.
Ne olduysa, bu sene adına ad ekleyerek daha bir anlamlı yaptılar.
Yarışmanın adına “Bilal” ekleyince sanki bütün evlatlarımız Hz. Bilal-i Habeşi mi olacak.
Daha dün yazdık, YGS sonuçları ortada, Türkçe konuşan evlatlarımız Türkçe sorularında çuvalladılar. Her ezan okuyan da Hz. Bilal gibi olacak değil.
Hz. Bilal-i Habeşi’yi bilen var bilmeyen var.
Yanlış örnek alarak hayırsız bir evlat olarak önümüze çıkabileceğini niye aklınıza getirmiyorsunuz?
Bu ülkede, bir tane katil Bilal veya bir tane arsız Bilal yok mu? Ya gidip onları örnek alırsa diye düşünüyordum.
Bugün gazete haberlerine düştü.
“K….’da İmam Hatip Lisesi öğrencisi 16 yaşındaki (adının ve soyadının baş harflerini bile vermiyorum), hırsızlık için girdiği okulunda, saklandığı sınıfında yakalandı.
Olay, dün saat 21.00 sıralarında A… B…. Mahallesi K…… Sokak’taki, İ…. E…. İmam Hatip Lisesi’nde meydana geldi. İddiaya göre öğrenci ve arkadaşı, okulun arka bölümündeki pencereyi tornavida ile zorla açıp girdi. Okul müdürü ve müdür yardımcısı odalarından öğrencilere ait iki kol saati, iki cep telefonu, MP3 müzik çalar, şarj aletleri, bilgisayar hoparlörü ve içinde yaklaşık 20 TL. madeni para bulunan kutuları aldı.”
Her Bilal, Hz. Bilal değildir. Hayırlı evlat olsun diye tarihe mal olmuş şahsiyetlerin ismini koyarsın ama armut dibine düşer. Sen ne isen evladın da o olur.
“20 lira yürütmüş, ne olmuş ki” diyorsanız,
“Çocuk daha 16 yaşında, okuldan gemi yürütecek hali yok ya!” derim.