Ne riyâ, ne irtikap;
Ne içi boş inkılâp!
Yazılan her reçete,
Zehire bulanmış hap!
Bana fikir soran yok;
Vücûd dolu iltihap!
Dostu, düşmanı tanı;
Düşmemek için bîtâp!
AB, ABD, Rusya
Aynı tas-birleşik kap!
Suudi, Çin, Sırp, Yunan,
Mısır, Birleşik Arap...
Dikkat et, adım başı,
Yolun düz değil; çok sarp!..
Yürü, yürüyemezsin..
Her tarafın handikap!..
Türk’e kefen biçenler,
Canciğer-hâldeş- ahbap!
Âciz, nedir, anlamaz,
Helâl, haram, müstehap!
Gafil, bilmezden gelir,
Günah ne, neymiş sevap!
Dost sandığın nicesi,
Başına örer çorap!
Oyarlar gözlerini,
Ellerinde bir matkap!..
Usûlde hata yoksa,
Peki nedir bu gazap?
Adâletsiz mekânda,
Hukuk, sâdece azap!
Uyar mı bu kafayla,
Bu bedene, bu esvap?
Ara ki, bul, azaba,
Akl-ı sellîm bir cevap!
İlerlemek diyorsun,
Hani elinde kitap?
Hâlis şiir, nezâket...
Buluyor mu muhatap?
Bak, ne çirkin sözlerle,
Muamelede hitap!
Var mı zerre hoşgörü?
İnsanlık niçin harap?
Seni nere taşıyor,
Dîvân durduğun mihrap?
Açgözlüyle aş yeme;
El etiyle, şiş kebap!
Kurarlar binbir tuzak
Ve patlatırlar maytap!
Duymazlar zerre kadar
Yaptıklarından hicap!.
Git, yolun açık olsun!
Haydi, marş marş!.. Rap!..Rap!..Rap!..
Benden hatırlatması,
Artık, ne yaparsan yap