İlkadım İlçesi Adalet Mahallesi’ne “Hz. Ömer Camii” inşa ediliyor epey zamandır.
30 Aralık 2015 tarihli haberde “Geçtiğimiz yıllarda hazırlanan rapor ve karar ile yıkılan Adalet Camii yerine yapımına başlanan Hz. Ömer Camii’nin temel atma töreni gerçekleşti.” denmiş.
Cami’ye bu adı verenler, törene katılan bürokratlar veya yardımda bulunan insanlar arasında Hz. Ömer’in bir yakınının olduğunu zannetmeyin.
Nereden bulurlar bu adı, anlamak ve anlatmak zor.
Adalet Mahallesi ve “Adalet Camii” ismi ne çok yakışırmış oysa…
İlle de dillerinde Hz. Ömer’in Adaleti olacak. Adalet Mahallesi’ndeki Adalet Camii adı yetersiz geliyor bu “Arapçı” zihniyete…
Dilimizde “Arap olayım ki” diye bir cümle başı bağlacı var… Bu “kandırıkçılar”, bu söz girişinden “Arapların aşağılandığını” zannediyorlar hâlâ…
Oysa Arap sözü ile zencileri anlatırız biz. Akhisarlı Arap Mustafa Pehlivan zenciydi söz gelimi.
“Arap olayım ki” söz başı “sözlerimde yalan varsa yüzüm kara çıksın” anlamına gelecek şekilde kullanılmaktadır.
Dokunulmaz, ölçüsü, şekli belli olmayan adaletle aldatıldık yıllar yılı. Aklına esen Hz. Ömer’in Adaletinden bahsetti ama biz rengini, şeklini, etkisini, esintisini görmedik hiç…
Şimdi işin dikkat çekici noktasına gelelim:
Haberin devamında İlkadım İlçe Müftüsü Yahya Polat’ın, “Adalet Mahallemizde yapımına başlanan Hz. Ömer Camii bizleri son derece mutlu ediyor. Camimizin inşaatına her taraftan yardım geliyor. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkür ederiz” dediği belirtiliyor...
Öyle ise üç yıldır niye camilerden para topluyorsunuz?
Üç senedir ayda iki defa camilerimizden yardım topluyorsunuz. Asr-ı Saadet’teki yiğit, cömert, feragat sahibi abideleri anlatırken kendinden geçen ezberi kuvvetli kurulmuş hocalar eliyle Cennette Cemaati Kevser Irmağının etrafında Hurilerle dolaştırıyorsunuz…
Cami İlkadım’da, Adalet Mahallesi’nde… Cemaat arasında hiç Hz. Ömer’in akrabası yok. Yardım yapanlar bu necip milletin evlâtları.
Bu necip milletin evlatlarına milli günler ve bayramlarda yiğitliği, kahramanlığı, cömertliği, fedakârlığı, gazilik ve şehitliği anlatırken yıllarca Asr-ı Saadetten çıkmadınız.
Bir ara Çanakkale’yi karıştırdınız tuz, biber yerine, İstanbul’un Fethi’nden bir nebze nane… Çerez olarak Seyit Onbaşı, Ulubatlı Hasan… Gerisi yalan…
Korkarım 15 Temmuz Asr-ı Saadet’in yerini almasın. Asr-ı Saadetten günümüze gelirken Çanakkale’ye falan uğruyordu vaazlarımız. Şimdi 15 Temmuzdan bir daha geriye de gidemez bunlar.
Ne o yüce peygamberden önce ne de daha sonra o topraklardan öyle hamiyetli, yiğit, cömert, âlim insan çıkmamıştır.
Çıksaydı Asr-ı Saadet çok kısa mı sürerdi?...
Peygamber Efendimizden çok kısa bir süre sonra birbirlerine mi düşerlerdi?
Çıksaydı o topraklardaki devletçiklerin yöneticileri zevk-ü safa içerisinde yüzer miydi?
Birbirlerine kılıç çekmeden beş sene bile barış içerisinde yaşayamayan bu İslam Ülkeleri kimlerin bakiyesidir?
Türk tarihi baştan sona yiğitliğin, fedakârlığın, millet ve din uğruna can feda etmenin destanlarıyla doludur.
Haçlı Orduları karşısında asırlardır direnen bir milletin evlatlarının yiğitliği, cömertliği, fedakârlığı, vatan sevdası camilerde anılmayacak ama camilerde onlardan topladığınız parayla hem de Adalet Mahallesine Hz. Ömer Camii adını verdiğiniz ibadethaneyi inşa edeceksiniz.
Aman kimse bu tür yardımlara karşı çıktığımı düşünmesin. İlk defa bu cami için para ver(e)medim son birkaç toplamada.
Ağırıma gidiyor milletimin cömertliğinin sömürülmesi, yok sayılması, basitleştirilmesi.
Milletimizin güzel gönüllü insanlarının alın teriyle diktikleri eserlere ad mı yok?...
Bu tür eserlere adı verilecek ilim, irfan, kahramanlık… timsali olmuş vatan evladı mı yok.
Yarınlara biraz da onların adı uzansın. Unutulmasın hatıraları...
Bu millet, atalarını unutmasın ki yeni hamlelere güvenle atılsın.