İşitme kaybı bir anda ortaya çıkmaz. Sessizce ilerler, fark edilmez ve kişiyi yavaş yavaş sosyal hayattan koparır. Samsun’da görev yapan Odyometrist İbrahim Ethem Demiroğlu, bu sinsi sağlık sorununun yalnızca kulakla değil, aynı zamanda beyin sağlığı, psikoloji ve sosyal yaşamla doğrudan ilgili olduğuna dikkat çekerek önemli uyarılarda bulundu.
“İşitme Kaybı Sadece Sessizlik Değildir, Yalnızlığa Açılan Kapıdır”
Uzm. Odyometrist İbrahim Ethem Demiroğlu, işitme kaybının yalnızca yaşlılara özgü bir sorun olmadığını, genç yaşta da başlayabileceğini vurguladı. İşitmenin bir anda değil, yavaş yavaş kaybedildiğini söyleyen Demiroğlu, toplumda bu durumun genellikle fark edilmediğini ifade etti:
“İlk başta sadece televizyonun sesini biraz daha açmakla başlar. Ardından ‘ne dediniz?’, ‘bir daha söyler misiniz?’ cümleleri sıradanlaşır. İnsanlar bunu alışkanlık zanneder ama aslında sessizliğe doğru ilerleyen bir kayıptır. Kişi farkında olmadan toplumsal hayattan geri çekilir.”
“Kulak Değil, Beyin Unutur!”
İşitmenin yalnızca kulakla ilgili bir mesele olmadığını belirten Demiroğlu, beynin sesleri işlemedikçe unutmaya başladığını söyledi:
“İşitme kaybı sadece kulakla sınırlı değildir. Beyin, işitilen sesleri yorumlar. Ancak işitme kaybı yaşandığında, beyin bu sesleri işlememeye başlar. Bu da unutkanlık, zihinsel performansta düşüş ve sosyal geri çekilme gibi ciddi sorunları beraberinde getirir. Zamanla kişi hem kendine hem çevresine yabancılaşır.”
“Samsun’da Yaşayan Yüzlerce Kişi Bu Kayıpla Sessizce Yaşıyor”
Demiroğlu, Samsun ve çevresinde yaptığı gözlemlerde, işitme kaybının çoğunlukla ihmal edildiğini ve bireylerin bu konuda yardım istemekte geç kaldıklarını belirtti:
“Samsun gibi dinamik bir şehirde bile, birçok insan bu sorunla tek başına mücadele ediyor. İşitme kaybını yaşlılıkla bağdaştıran bakış açısı, bireyleri sessizliğe mahkûm ediyor. Oysa erken teşhisle bu sorun kolaylıkla kontrol altına alınabilir.”
“Bayramlarda Sessiz Kalan Büyüklerimize Kulak Verin!”
Demiroğlu, yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde önemli bir sosyal gerçeğe de parmak bastı: “Bayramlar, iletişimin ve aile bağlarının güçlendiği özel zamanlardır. Ancak işitme kaybı yaşayan bireyler, çocuklarının, torunlarının sözlerini anlayamaz hale geliyor. Sadece oturup izleyen, ama katılamayan bir büyük olmak acı vericidir. Bu kader değildir, bu bir tercihsizliktir. Müdahale edilirse, bu sessizlik sona erer.”
“İşitme Kaybı Psikolojik Çöküntüyle El Ele Gider”
İşitme kaybının sosyal izolasyon, depresyon ve özgüven kaybı gibi psikolojik sorunlara da neden olabileceğini aktaran Demiroğlu, iş ortamlarındaki performans kaybına ve aile içi iletişim sorunlarına da dikkat çekti:
“Sohbetleri kaçırmak, yanlış anlamak, sürekli sessiz kalmak… Bu durum zamanla bireyin kendine olan güvenini de sarsar. Evde, işte, toplumda birey kendini değersiz hisseder. Bu yalnızca fiziksel bir kayıp değil; ruhsal bir yaradır.”
“Cihaz Kullanmak Zayıflık Değil, Yaşama Bağlılıktır”
İşitme cihazı kullanımına dair önyargıların kırılması gerektiğini ifade eden Demiroğlu, özellikle genç bireylerin bu konuda daha bilinçli davranması gerektiğini belirtti:
“Nasıl gözlük bir ihtiyaçsa, işitme cihazı da bir ihtiyaçtır. Bu bir eksiklik değil, bir çözümdür. Cihaz takmamak, sadece zamanla daha fazla sessizliğe gömülmektir. Sessizlik seçiminiz olmasın, çözüm aramak bilinçli bir tercihtir.”
“Geç Kalmayın, Sesleri ve Hayatı Geri Kazanın”
Sözlerini toplumun tüm kesimlerine çağrıda bulunarak tamamlayan Odyometrist İbrahim Ethem Demiroğlu, şu ifadeleri kullandı:
“İşitme kaybı duymamak değildir. Hayattan kopmaktır. Eğer bir süredir televizyonun sesi artıyorsa, insanlarla daha az konuşmaya başladıysanız, sosyal ortamlardan geri çekiliyorsanız bu belirtileri ciddiye alın. Samsun’da bu konuda profesyonel destek almak isteyen herkese kapımız açık. Sessizliğe alışmak zorunda değilsiniz. Sessizlik kader değil, erken tanı ile değiştirilebilir.”
Unutmayın:
İşitme kaybı bir gecede olmaz, ama sessizliğe mahkûm eder.
Geç kalmadan işitme testinizi yaptırın.
Hayatın sesi varken, sessizliği seçmeyin!
️ Haber: Kapsamhaber
Habere gösterdiğiniz ilgi ve alakadan dolayı tüm okuyuculara teşekkür ederim. Burada yayınlanmasını sağlayan kapsam haberede teşekkürlerimi sunarım.
İbrahim bey İşitme kaybı hangi türlere ayrılır ve her birinin temel nedenleri nelerdir?
İştme kaybı 3 türe ayrılır bunlar : 1. İleti tipi işitme kaybı 2.mikst tip işitme kaybı 3.Sensörinöral işitme kaybı Her türün tedavisi,nedenine bağlı olarak değişebilir.
İbrahim Etem bey işitme kaybı tanısı nasıl konulur ve hangi testleri uygulanır
İşitme tanısı,odyolojik testlerle konur. Bu testleride odyometri, timponomatri ve BERA özellikle bebeklerde yapılır.
Kulaklıkla yüksek sesle müzik dinlemekten mi bilmiyorum son zamanlarda kulağımda uğultu oluştu bu durum işitme kaybinin belirtisi midir
Evet,sürekli uğultu ( tinutus ) yüksek sesle müzik dinlemeye bağlı iç kulak hasarının bir belirtisi olabilir ve işitme kaybıyla ilişkisi olabilir. Bir KBB uzmanına gözükmeniz iyi olur
İbrahim bey gerçekten konuya çok açıklık getirmiş. İşitme kaybının fiziksel durumunun yanında zihinsel ve psikolojik etkileri üzerine de yorumları değerliydi. Güzel bir haber olmuş. Teşekkürler KAPSAM HABER.
Güzel yorumunuz için teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim
Bu bilgilerle birlikte işitme kaybının aslında ne kadar yaygın ve sessiz ilerleyen bir sorun olduğu fark ediliyor
Teşekkür ederim.
bazen kalabalıkta konuşmaları neden anlamıyorum, sadece ses geliyor gibi oluyor bu normal mi yoksa işitme kaybı mı başlıyor ?
Çok iyi konuşma
İşitme duyumuz, yaşam kalitemiz için hayati önem taşımaktadır. Uzman Odyometrist İbrahim Bey'in işitme cihazı alacak kişilere verdiği destek, takdire şayan bir hizmettir. Duymanın önemini vurgulayan konuşması, konuya dair farkındalığı artırmada oldukça etkili olmuştur. İşitme kaybı yaşayan bireylerin, doğru cihaz seçimi ve adaptasyon sürecinde uzman desteği almaları büyük önem taşır. Bu destek, kişilerin iletişim becerilerini ve sosyal hayatlarını yeniden kazanmalarına yardımcı olur. İbrahim Bey'e, bu değerli katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Uzman odyometrist diye bir şey olmaz. Odyometri iki yıllık bir bölümdür. Mezununa odyometri teknikeri denir, odyometrist değil. Odyolog 4 yıllık lisans mezunudur ve 2 yıl yüksek lisans yaparsa uzman odyolog ünvanı alır. Üstlerinizden rol çalmayın. Odyometri teknikeri beyefendi bilgi vermiş bu yazıda. Emeğine sağlık diyelim.
Evet dedikleriniz doğru buradaki uzman odyometrist kelimesi sahada kazanılan ve uzun yıllar çalışmanın kazanımıdır.
İbrahim bey Uzman odyometrist diplomanızı hangi üniversite bünyesinde almış bulunuyorsunuz :))
Tabiki öyle bir üniversite yok buradaki uzmanlık sahada ve çalışma hayatında edilen tecrübe
Çok haklısınız
vay be! helal olsun bilinçli gençlerimize okudukça biz de birşeyler öğreniyoruz
Teşekkür ederim ilginiz için.
Çok güzel bir yazı tebrik ederim okullarda küçük yaştan itibaren anlatılmalı ki toplum olarak bilincimiz artsın
Teşekkür ederim ilginiz için.
Meslek bilincinin böyle yaygınlaşması ve işitme kaybının anlatılması çok güzel gençlerimizle gurur duyuyorum
Odyometrist, üniversitelerin önlisans odyometri bölümünden mezun olan kişilere verilen ünvandır. Uzman ünvanı ise lisans bölümünü bitirdikten sonra yüksek lisans eğitimini tamalayarak alınan bir ünvandır. Araştırmacı ruhunuzu en içten dileklerimle tebrik ederim.
Evet dediğiniz doğru ilginiz için teşekkür ederim.
Bilgilendirici bir haber olmuş
Bu tür içerikler yeni mezunlar ve öğrencilere de ilham olacaktır. Teşekkürler
Farkındalık oluşturan güzel bir yazı olmuş ellerinize sağlıkk
Cok bilgilendirici bir yazı olmuş çok teşekkürler İbrahim bey tebrik ediyorum sizleri