Türkiye, dünyadaki en aktif deprem kuşaklarından birinde yer alıyor. 1999 Marmara Depremi’nden bu yana çıkarılan yeni yönetmeliklere rağmen, yıkıcı depremlerin ardından ortaya çıkan tablo, deprem yönetmeliğinin uygulamada yetersiz kaldığına işaret ediyor.
Kağıt Üzerinde Kalan Kurallar
Uzmanlar, Türkiye’de deprem yönetmeliğinin teknik açıdan Avrupa standartlarına yakın olduğunu ancak uygulamada ciddi sıkıntılar yaşandığını vurguluyor. Kâğıt üzerinde son derece kapsamlı olan bu kurallar, denetim eksikliği ve plansız kentleşme nedeniyle gerçek hayatta tam anlamıyla uygulanamıyor. Özellikle inşaat sürecindeki kontrol mekanizmalarının zayıflığı, yönetmeliğin etkinliğini azaltıyor.
Eski Binalar Büyük Risk
Yönetmelikler yeni binalar için güvenlik standartlarını artırsa da, 1999 öncesinde inşa edilen çok sayıda bina halen büyük risk taşıyor. Eski yapıların güçlendirilmesi, yıkılıp yeniden yapılması veya kullanılmaz hale getirilmesi konusunda yasal boşluklar ve maddi engeller, deprem güvenliğini zayıflatıyor.
Denetim ve Yaptırım Eksikliği
Bir diğer önemli sorun ise bağımsız ve etkin denetim mekanizmasının yetersizliği. Yapı denetim firmalarının bağımsız olmaması, bazı projelerde eksik veya hatalı raporların göz ardı edilmesi, depreme dayanıklı binaların hayata geçirilmesini engelliyor. Ayrıca cezai yaptırımların caydırıcı olmaması da hatalı uygulamaların önünü açıyor.
Sadece Beton Değil: Toplumsal Bilinç de Gerekli
Uzmanlara göre, deprem güvenliği sadece mühendislik ve yönetmelik meselesi değil, aynı zamanda toplumsal bir bilinç ve kültür meselesi. Riskli alanlarda yeni yapılaşmaya izin verilmemesi, bina sahiplerinin ve müteahhitlerin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi, afet öncesi ve sonrası için kamusal hazırlığın artırılması gerekiyor.
Çözüm Yolları
Eski yapıların envanterinin çıkarılıp, riskli binaların güçlendirilmesi veya yenilenmesi,
Denetim ve yaptırım sisteminin şeffaf, bağımsız ve etkin hâle getirilmesi,
Deprem yönetmeliklerinin sürekli güncellenmesi ve uygulamaya tam yansıması,
Toplumsal farkındalığın artırılması ve vatandaşların deprem konusunda bilinçlendirilmesi.
Mevcut deprem yönetmelikleri, riskleri azaltmak için önemli bir temel sağlasa da, uygulama ve denetimdeki açıklar, eski yapı stoğu ve toplumsal bilinç eksikliği nedeniyle depremler karşısında yeterli koruma sağlayamıyor. Uzmanlar, afetlere hazırlıklı bir toplum için hem yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi hem de uygulama tarafında etkin adımlar atılması gerektiğini vurguluyor.
Kaynak: Garabey