Diyanet İşleri Başkanlığı’na Ramazan ayını hangi günde başlayacağımızı Hazreti Muhammed’in mübarek sünnetine uyarak ve “rüyeti hisab” yöntemiyle tartışmasız bir şekilde çözerek duyurduğu için teşekkür ediyorum.
Diyanet İşleri’nde egemen zihniyete değil kurumun kendisine teşekkür ettiğimizi de özellikle vurgulayarak belirtmek istiyorum.
İslâm ülkelerinde her yıl tekrarlanan rutin komedi günleri yaklaşıyor. Ramazan ne zaman başlayacak? meselesinden söz ediyorum.“Gözle mi ? Hesaplamayla mı?" Müslümanların Dünya durdukça çözmeye hiç niyetli olmadıkları bir sorun olarak önümüzde duran bu konuda Allah’a şükrediyorumki lâik idareegemenliğinde bir Diyanet İşleri Başkanlığı’mız var dahiç tartışmaya mahal vermden oruçlar gününde tutuluyor.
Eğer düzenimiz lâik olmasaydı en büyük İslâm ülkesi Endonezya’da olduğu gibi 4 ayrı günde veya daha fazla cemaat sayısı kadar günde oruç tutmaya başlayacak ve oruç dediğimiz o güzel ibadet ülkemizin birlik ve beraberliğine en büyük darbeyi vuran bir unsur olacaktı.
Eğer düzenimiz lâik olmasaydı onlarca Diyanet İşleri Başkanlığı işlevi gören ifritler tayfalarının teşkilatları yerini dolduracaktı. Milletin kafası karışacak, din aracılığıyla nasıl millet olamayacağımızı ibretle temaşa edecektik.
Beyler; İslâm dini bizim etimiz ise kemiğimiz de Türk’tür. Birlik ve beraberlik gerekir, Allah’ın emridir.
Veya şöyle olacaktı: Suudi Arabistan’da yaşlı bir yarı ama şeyh kadı efendi yanında bir çocukla Taif tepelerine çıkacak 'gördün mü' evladım deyip 'gördüm' cevabını alınca “fetvayı mühürleyecek” çocuğa da bir kese para hediye atacaktı.
'Göz esastır göz' diyenlere bir lafım var. Göz diyorsunuz da önünüzde baktığınız alet teleskop,bu nasıl oluyor? Ellerinizde de bilgisayarlar.
Otorite tanımayan otoriterler üreten cemaatlar, tarikatlar; ülkelerinde tam bir karga ve kaos üretiyorlar. Ramazan’ın nasıl başlayacağı konusundaki kargaşa hemen her konuda mevcuttur.
2015 yılında Endonezya gündemiydi “cengkot” keçi sakalı var mı yok mu diye Arap asıllı ulama (habib)ile yerli hocaefendileri (kiai) kapışmıştı. Aylarca ülke gündemini işgal etmişti.
Bu fırtınalar arada bir esiyor. Ama Ramazan ayı fırtınası ise her yıl rutin eser gider. Ne zaman başlayacak? “Kısaca 4 ayrı günde başlayacak diye karar verin iş çözülsün.“ Diyesim geliyor Endonez yetkililere.
Diyorum ya DİB’e teşekkür ediyorum bu arada. Bu kurumu kurup da hocaefendileri maaşa bağlayan Mustafa Kemâl Paşa’ya da minnet duyuyorum.
Hocaefendilerimizin maaşı var, sigortası var. İkramiyesi var. Endonezya’da yoktur, böyle şeyler.
Ha bunlar lâik Türkiye düzeninde vardır. Yarı şeri Endonezya düzeninde yoktur.
Hocaefendilere diyorumki arada sırada sizi maaşa bağlayan Mustafa Kemâl Paşa adlı yetime dua ediniz.Borcunuz var.
Tam tersi oluyor; derste Mustafa Kemâl Paşayı anlatan din kültrü dersi öğretmenine öğrencisi olan kızıyla haber gönderen imamlarımız var. “O adamı anlatma derste” diye.
;Yoksa din kralları başımıza bela kesilip ayrı günlerde ayrı bir İslâm’a inanıp ayrı ayrı günlerde Ramazan orucuna başlayacaktık.