Gurbetçilerin bayrak savaşı
Dün akşam Fenerbahçe’nin, Fransa’nın Marsilya takımı ile deplasman da oynadığı ve Türkiye saati ile 22.05’de başlayan, Fenerbahçe için hem gruptan çıkma hem de grubu lider bitirme maçında oynanan futbolun yanında Anavatan’dan uzakta olan Türklerin Velodrome Stadı’nda ki verdikleri bayrak mücadelesi de takdire şayan başka bir konuydu. Fakat ekranları başında ki hiçbir futbolsever bu ana şahitlik edemedi. Neden mi?
Çünkü Fransız televizyonu bizim televizyonlarımız gibi o anları çarşaf çarşaf ekranlara getirmedi. Getirselerdi zaten oluşturdukları utanç tablosu gözler önüne serilmiş olacaktı.
Fenerbahçe taraftarlarına uygulanan polis şiddeti, Fenerbahçe’nin attığı golden sonra stat koltuklarının sökülüp Fenerbahçe taraftarlarının üzerine atılması ve bunlarında ötesinde Marsilya taraftarlarının olduğu yerde sözde Kürdistan bayrağının açılması, hiç şüphe yok ki Marsilya Kulübü’ne çok pahalıya patlayacaktı.
Şimdilik sadece UEFA gözlemcilerinin raporlarında bu olayların ne kadar yer bulacağını beklemekten başka yapılacak pek bir şey yok gibi görünüyor. Bunlar daha çok futbolun en üst kademesindeki yöneticilerin ilgileneceği konular.
MİLLİYETÇİ OLARAK asıl üzerinde durduğumuz konu ise gurbetçilerimizin sözde Kürdistan bayrağına karşılık açtıkları “ÜÇ HİLAL” bayrağıdır. İşte bu bayrak bizlere şer odaklarına karşı dünyanın her yerinde mücadele etme gücü veren bir bayraktır. Ne var ki, bu bayrak açıldığında tribüne çıkan Fransız polisi bayrağın kaldırılması için girişimlerde bulunmuş ve gurbetçi vatandaşımıza bayrağı tekrar çantasına koydurtmuştur. Bu kısa süreli gerçekleşen bayrak savaşımızı belgeleyen belki de tek görüntü olan bu resmi sizlerle paylaşmamızı sağlayanda Avrupa’da ki ülküdaşımıza da teşekkür ederiz.
Bize her fırsatta demokrasi dersi vermeye kalkan Avrupa’nın bizi temsil eden kutsallardan ne kadar çekindiği ve bu çekincelerinden dolayı göstermiş oldukları tahammülsüz tavırları da onların demokrasiyi ne kadar işlerine yarar bir şekilde kullandıkları da millet olarak dikkat etmemiz gereken önemli bir noktadır. Yani biz “ÜÇ HİLAL” bayrağını açmayı kendimize demokratik bir hak olarak görürsek onlar da bizim üzerimize polis göndermeyi demokratik bir hak olarak görüyorlar…
Dün akşam Fenerbahçe’nin, Fransa’nın Marsilya takımı ile deplasman da oynadığı ve Türkiye saati ile 22.05’de başlayan, Fenerbahçe için hem gruptan çıkma hem de grubu lider bitirme maçında oynanan futbolun yanında Anavatan’dan uzakta olan Türklerin Velodrome Stadı’nda ki verdikleri bayrak mücadelesi de takdire şayan başka bir konuydu. Fakat ekranları başında ki hiçbir futbolsever bu ana şahitlik edemedi. Neden mi?
Çünkü Fransız televizyonu bizim televizyonlarımız gibi o anları çarşaf çarşaf ekranlara getirmedi. Getirselerdi zaten oluşturdukları utanç tablosu gözler önüne serilmiş olacaktı.
Fenerbahçe taraftarlarına uygulanan polis şiddeti, Fenerbahçe’nin attığı golden sonra stat koltuklarının sökülüp Fenerbahçe taraftarlarının üzerine atılması ve bunlarında ötesinde Marsilya taraftarlarının olduğu yerde sözde Kürdistan bayrağının açılması, hiç şüphe yok ki Marsilya Kulübü’ne çok pahalıya patlayacaktı.
Şimdilik sadece UEFA gözlemcilerinin raporlarında bu olayların ne kadar yer bulacağını beklemekten başka yapılacak pek bir şey yok gibi görünüyor. Bunlar daha çok futbolun en üst kademesindeki yöneticilerin ilgileneceği konular.
MİLLİYETÇİ OLARAK asıl üzerinde durduğumuz konu ise gurbetçilerimizin sözde Kürdistan bayrağına karşılık açtıkları “ÜÇ HİLAL” bayrağıdır. İşte bu bayrak bizlere şer odaklarına karşı dünyanın her yerinde mücadele etme gücü veren bir bayraktır. Ne var ki, bu bayrak açıldığında tribüne çıkan Fransız polisi bayrağın kaldırılması için girişimlerde bulunmuş ve gurbetçi vatandaşımıza bayrağı tekrar çantasına koydurtmuştur. Bu kısa süreli gerçekleşen bayrak savaşımızı belgeleyen belki de tek görüntü olan bu resmi sizlerle paylaşmamızı sağlayanda Avrupa’da ki ülküdaşımıza da teşekkür ederiz.
Bize her fırsatta demokrasi dersi vermeye kalkan Avrupa’nın bizi temsil eden kutsallardan ne kadar çekindiği ve bu çekincelerinden dolayı göstermiş oldukları tahammülsüz tavırları da onların demokrasiyi ne kadar işlerine yarar bir şekilde kullandıkları da millet olarak dikkat etmemiz gereken önemli bir noktadır. Yani biz “ÜÇ HİLAL” bayrağını açmayı kendimize demokratik bir hak olarak görürsek onlar da bizim üzerimize polis göndermeyi demokratik bir hak olarak görüyorlar…