Edebiyat dostlukları, inanılmaz ve akıl almaz hâtıralarla doludur. Bilhassa şiir şölenlerinde, hem hasret giderilir, hem de derinden derine şiir-edebiyat-san’at sohbetine dalıp gidilir...Tatlı - acı, söylenenler, yazılanlar, konuşulanlar...Yüzyüze...Mektupla, telefonla...hâlleşmeler, saygılar, sevgi ifadeleri, sitemler...Hepsi, hepsi, bir ölçü, bir âhenk ve nezâket içersinde yürür gider!..
Tanımadığınız çehrelerin okuduğunuz şiirleri, hikâyeleri, makaleleri, sohbet veya hâtıra yazıları, zaman zaman, onları gözünüzde devleştirdiği gibi, cüceleştirir de...Fakat, yüzyüze gelince her şey unutulur, kucaklaşılır, hattâ eller öpülür!..
Bence, böyle bir şeydir yazarlık, böyle bir şeydir ediblik, böyle bir şeydir şâirlik!..
Satırlarda, mısralarda... yaşayanlarla, hayatta olmayanlarla muhabbet..Asırlar ve asırlar öncesinden, dipdiri ve capcanlı nasihatler gelir oturur gönüllere!..
Şâir ve Yazar Abdullah Satoğlu, “Edebiyat Dünyamızdan Hoş Sedâlar-V” adlı eseriyle, bugüne kadar aynı başlıkla yayınladığı eserlerinin sonuncusuyla okurla buluşuyor. Sonuncusu diyorum, çünkü, bu kitabını tebrik için kendisini aradığımda, bana aynen böyle söyledi: ”Yüz elliyi tamamlamış oldum...Artık, bu, son!..”
Tabiî ki, bir yazar için ‘Son” demek kolay da, şartların ne getirip ne götüreceğini düşünmek zor...Bilemem, belki bir iki sene sonra altıncısı da çıkıverir...Girişte söylediklerimi düşünürseniz hakikate daha kolay yaklaşırız...Hizmet büyük; ben, sâdece bunu söylerim!..
Satoğlu; ilki 2004, ikincisi 2008, üçüncüsü 2011 ve dördüncüsü 2017 tarihlerinde yayınlanan “Edebiyat Dünyamızda Hoş Sedâlar” adlı eserlerinin beşinci cildine dâir yazdığı ön yazıda, ele aldığı dost şâir ve yazarların isimlerini tek tek sıraladıktan sonra şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Böylece, 5 ciltte kaleme aldığımız 150 edip ve şairimizden, ne yazık ki 101’i vefat etmiş bulunmaktadır. Aramızdan ayrılanlara Allah’tan rahmet, hayatta bulunanların da, sağlık ve huzur içinde daha nice güzel eserlere imza atmalarını niyaz ediyoruz.
Edebiyatımızın mümtaz siması Süleyman Nazif’in vefatından sonra, onun için bir türbe yaptırılacağı haberi üzerine, üstat Ferit Kam şu dörtlüğü terennüm etmişti:
Sağlığında nice ehl-i hünerin
Bir tutam tuz bile yoktur aşına.
Öldürürler evvel ânı açlıktan
Sonra bir türbe dikerler başına!
Gerçekten de, öteden beri irfan ehlinin, şair ve kalem erbabının kıymeti, hep öldükten sonra bilinir ve anlaşılır olmuştur.”
Demek ki, Satoğlu’nun, sözünü ettiği 150 şâir-edip-fikir adamının üçte ikisi şu anda hayatta değildir. Sâdece şâir, edip ve fikir adamları için değil, her şart ve zeminde, insanların, samimiyetle birbirlerini arayıp sorması, birbirlerine gerekli değerli vermesi gerekir. Yoksa, birbirinin peşinden ah-vah etmek, gözyaşı dökmek çok da bir mânâ taşımıyor!..
Akçağ Yayınları arasında çıkan “Edebiyat Dünyamızdan Hoş Sedâlar-V” adlı bu 174 sayfalık eserde yer alan yirmi beş şâir ve edibin de, edebiyat severler tarafından bilinmesinde fayda vardır.
Bunlar: “Ali Akbaş, Faruk Anbarcıoğlu, Âşık Ayten Gülçınar, Âşık Murat Çobanoğlu, Âşık Veysel, Sevinç Atan, İbrahim Agâh Çubukçu, Murat Duman, Nurullah Genç, Hasan Celâl Güzel, Mehmet Akif İnan, Bahaettin Karakoç, Durmuş Kaya, Muharrem Kubat, M. Halistin Kukul, Mehmet Atillâ Maraş, İbrahim Minnetoğlu, Haşim Nezihi, Okay, Ahmet Özdemir, Osman Nuri Sezer, Vedat Ali Tok, Sergül Vural, Halim Yağcıoğlu, Mehmet Nuri Yardım, İsmail Hakkı Yılanlıoğlu.
Satoğlu, eserinin sonuna, Bekir Oğuzbaşaran’ın kendisiyle yaptığı “Lâle Şâiri ve Yazar Abdullah Satoğlu İle Sohbet” ile, Nurkal Kumsuz’un “Bu Şehrin Işıkları” adlı kitabı hakkındaki bir değerlendirme yazısını da ilâve etmiştir.
Bu tarz hâtıra yazılarının edebiyat târihimize büyük faydalar sağlayacağına gönülden inanıyorum. Bilhassa, hâtıralar ve mektuplar, en az, bu kişilerle yapılmış mülâkatlar veya makaleler kadar hattâ çok saklı/sır olarak telâkki edilen hususları da dile getirmeleri bakımından ufuk açıcı, kanaat geliştirici ve böylece muhakemeye ilâve katkı sağlayıcı olurlar.
Edebiyatımıza ve fikir dünyamıza yaptığı bu güzel hizmetinden dolayı, eserin yazarı kıymetli şâir Abdullah Satoğlu’nu takdir ve tebrik ediyoruz. Kendisine, sağlıklı ve huzurlu bir ömürle böyle faydalı çalışmalar yapmasını diliyoruz!..
ÇINGI DERGİSİ, SAYI: 52, KASIM-ARALIK 2018, SF. 16-17