Ekonomistler uyardı dış ticaret açığının giderek büyür, Mayıs ayından itibaren Türk ekonomisinin kötü gitmeye başladı. Prof. Dr. Osman Altuğ ve ekonomist Uğur Civelek Türkiye'nin ekonomisi hakkında bunları bu uyarıları yaptı.
Hükümetin izlediği ekonomik politika ekonomistleri kaygılandırıyor. İşsizlik, enflasyon ve büyüme hızındaki yavaşlama, dış ticaret açığının büyümesi Türkiye ekonomisiyle ilgili hem içeride hem dışarıda kaygıları giderek artırıyor.
Prof. Osman Altuğ, Türkiye’nin IMF’e olan borcunu yüksek faizli kredi alarak ödediğini vurgulayarak, “2013’ün ikinci yarısında bir devalüasyon kokusu var” dedi. Ekonomist-yazar Uğur Civelek, ekonomide kötü sinyaller geldiğini söyledi. Civelek, “Beklentim 2013’ün ikinci yarısı ilk yarısından daha iyi olmayacak. Ortalama kur seviyesi daha yüksek olacak. Türkiye’nin durumu, bol para gelirken durgunluğa girdi” diye konuştu.
Prof. Dr. Osman Altuğ, bütçe gelir ve giderleri arasında denge kurulmaya çalışılmasına rağmen, dış ticaret açığının giderek arttığına dikkat çekti. İhracatın, ithalatın yüzde 59’unu karşıladığını ifade eden Altuğ, şunları söyledi “Yüzde 41 dış ticaret bazında zarardayız. Dış ticaret açığı artınca borçlanma artıyor. Devletin borçlanma ihtiyacı artıyor. Öte yandan, karşılıksız çeklerde büyük artış var. İşsizlikte artış var”
YÜKSEK FAİZLE BORÇLANMA
Türkiye’nin IMF’e borcunu ödemesinin de ayrı bir olumsuzluk olduğunu anlatan Osman Altuğ, borcun daha yüksek faizli kredi alınarak karşılandığını söyledi. Aytuğ, “Başka yerlerden daha yüksek faizli borç alıp IMF’e olan düşük formüllü borcumuzu kapatıyoruz” dedi.
Altuğ, ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelerin toplumsal olayları da tetiklediğini vurguladı. Karşılıksız çekte patlama yaşandığını anımsatan Aytuğ, sözlerini şöyle tamamladı:
“Toplumsal olaylar neden oluşuyor; çünkü insanlar mutsuz. İşsiz, geliri yok, 325 bin kişi kredi kartlarını ödeyememiş, 8 milyara yakın çekler karşılıksız çıkmış, sağlık sorunları var, emekli geçinemiyor. Gençler, işsiz mutsuz. 2013’ün ikinci yarısında işte bir devalüasyon kokusu var. Devalüasyonu dolayı fiyatlarının Türk lirası cinsinden değerini yükselterek ya da kamu mallarına zam yaparaktan halledebilirsiniz. Kamu mal ve hizmetlerine yapılacak zam da ister istemez enflasyonu getirecektir.”
KUR YÜKSELECEK
Ekonomist-yazar Uğur Civelek de, ekonominin giderek kötüleştiğini söyledi. 2013’ün ikinci yarısında ortalama kur seviyesinin yükseleceği kanaatinde olduğunu belirten Civelek şu bilgileri verdi:
“Dünya’da şöyle likidite genişlemesi vardı, risk alma isteği sürekli pompalanıyordu. Bu eğilim sonlara doğru durakladı, şu anda terse dönmeye başladı.
Türkiye’nin durumu; bol para gelirken durgunluğa girdi. Şimdi paranın maliyeti artıyor. Biz 10 yıl önce borç alamıyorduk o yüzden İMF’ye gidiyorduk. Ama 2002’den sonra borç almayanı döver haldeydiler, dünyada IMF’ye gitmenin anlamı yoktu. Başka yerden alabildiğimiz için kapattık o borcu. Türkiye’nin kriz notunun artması, IMF’ye borcun kapanması Türkiye’yi pazarlamak için ön plana çıkartılan konular bunlar. Peki her şey iyi gidiyorsa niye Mayıs’tan sonra her şey ters gitmeye başladı.
Hükümetin izlediği ekonomik politika ekonomistleri kaygılandırıyor. İşsizlik, enflasyon ve büyüme hızındaki yavaşlama, dış ticaret açığının büyümesi Türkiye ekonomisiyle ilgili hem içeride hem dışarıda kaygıları giderek artırıyor.
Prof. Osman Altuğ, Türkiye’nin IMF’e olan borcunu yüksek faizli kredi alarak ödediğini vurgulayarak, “2013’ün ikinci yarısında bir devalüasyon kokusu var” dedi. Ekonomist-yazar Uğur Civelek, ekonomide kötü sinyaller geldiğini söyledi. Civelek, “Beklentim 2013’ün ikinci yarısı ilk yarısından daha iyi olmayacak. Ortalama kur seviyesi daha yüksek olacak. Türkiye’nin durumu, bol para gelirken durgunluğa girdi” diye konuştu.
Prof. Dr. Osman Altuğ, bütçe gelir ve giderleri arasında denge kurulmaya çalışılmasına rağmen, dış ticaret açığının giderek arttığına dikkat çekti. İhracatın, ithalatın yüzde 59’unu karşıladığını ifade eden Altuğ, şunları söyledi “Yüzde 41 dış ticaret bazında zarardayız. Dış ticaret açığı artınca borçlanma artıyor. Devletin borçlanma ihtiyacı artıyor. Öte yandan, karşılıksız çeklerde büyük artış var. İşsizlikte artış var”
YÜKSEK FAİZLE BORÇLANMA
Türkiye’nin IMF’e borcunu ödemesinin de ayrı bir olumsuzluk olduğunu anlatan Osman Altuğ, borcun daha yüksek faizli kredi alınarak karşılandığını söyledi. Aytuğ, “Başka yerlerden daha yüksek faizli borç alıp IMF’e olan düşük formüllü borcumuzu kapatıyoruz” dedi.
Altuğ, ekonomide yaşanan olumsuz gelişmelerin toplumsal olayları da tetiklediğini vurguladı. Karşılıksız çekte patlama yaşandığını anımsatan Aytuğ, sözlerini şöyle tamamladı:
“Toplumsal olaylar neden oluşuyor; çünkü insanlar mutsuz. İşsiz, geliri yok, 325 bin kişi kredi kartlarını ödeyememiş, 8 milyara yakın çekler karşılıksız çıkmış, sağlık sorunları var, emekli geçinemiyor. Gençler, işsiz mutsuz. 2013’ün ikinci yarısında işte bir devalüasyon kokusu var. Devalüasyonu dolayı fiyatlarının Türk lirası cinsinden değerini yükselterek ya da kamu mallarına zam yaparaktan halledebilirsiniz. Kamu mal ve hizmetlerine yapılacak zam da ister istemez enflasyonu getirecektir.”
KUR YÜKSELECEK
Ekonomist-yazar Uğur Civelek de, ekonominin giderek kötüleştiğini söyledi. 2013’ün ikinci yarısında ortalama kur seviyesinin yükseleceği kanaatinde olduğunu belirten Civelek şu bilgileri verdi:
“Dünya’da şöyle likidite genişlemesi vardı, risk alma isteği sürekli pompalanıyordu. Bu eğilim sonlara doğru durakladı, şu anda terse dönmeye başladı.
Türkiye’nin durumu; bol para gelirken durgunluğa girdi. Şimdi paranın maliyeti artıyor. Biz 10 yıl önce borç alamıyorduk o yüzden İMF’ye gidiyorduk. Ama 2002’den sonra borç almayanı döver haldeydiler, dünyada IMF’ye gitmenin anlamı yoktu. Başka yerden alabildiğimiz için kapattık o borcu. Türkiye’nin kriz notunun artması, IMF’ye borcun kapanması Türkiye’yi pazarlamak için ön plana çıkartılan konular bunlar. Peki her şey iyi gidiyorsa niye Mayıs’tan sonra her şey ters gitmeye başladı.