1945 Anayasası 7. maddesi uyarınca Endonezya Devlet Başkanlığı seçimleri beş yılda bir yapılır. Bir başkan 5X2 sistemi uyarınca iki dönem başkan seçilebilir, ve 10 yıl görev yapabilir. Endonezya devlet başkanları (presiden) doğrudan halk tarafından başkan yardımcıları (wakil presiden) ile birlikte seçilirler.Seçimlerde % 50 üzerinde oy alan başkan olarak atanmış olur. Bu nedenle yüzde elinin üzerine çıkamayan “ikili” (pasangan) adaylar içinde en çok oyu alan ilk ikisi ikinci tura kalır. (putaran)
İşte bu sistemle 2014 yılı Nisan ayında Endonezya halkının kısaca Jokowi dediği Joko Widodo ikinci turda Devlet Başkanı seçilmişti.
Biz zamanlar askerlerin sözünün egemen olduğu ülkede artık seyfiye sınıfı siyasete karışmıyor. 2014 yılında seçim öncesinde Endonezya’da seçim havasını solumuştum. O zaman Genelkurmay Başkanlığı bir bildiri yayınlayarak “seçimlerde tarafsız kalacağını” duyurmuştu. Artık askerler kışlaya çekilmişti. Adres doğruydu.
1966-1998 arasında ülkede Suharto rejimi arkasında tek egemen güç olan “ordu” artık siyasete bulaşmıyordu. Endonezya millet olarak bunun bedelini çok ağır ödemişti. Suharto rejiminde yüzbinlerce insan feci bir şekilde katledilmişti. Ünlü Amerikalı insanbilim profesörü olayları C.Geertz (1926-2006) birebir şahit olarak eserlerinde yazdı. Kudurmuş vahşeti gördü. Japon hocahanım profesör Aiko Kurasawa ”Dünyanın Sarsıldığı Gün; 30 Eylül” adlı müstakil eserinde konuyu işler .
1961 doğumlu Jokowi Orta Cava’da sıradan bir mobilyacı iken 2005 yılında doğduğu yer olan Solo (Surakarta) kaymakamı (wali kota) olarak seçildi ve ardından icraatıyla kendini halka sevdirdi. Ardından 2012 yılında yardımcı olarak Çin asıllı hiristiyan Basuki bey ile birlikte Cakarta Valisi seçildi.O zaman Cakarta’daydım. Seçimi izledim.
Karşısında Fawzi Bowo adlı aslen Cakarta yerli halkından yani Betawi kavminden olan kuvvetli bir aday vardı. Ama o son derece lüks arabasından inmeden halk ile konuşuyordu. Jokowi ise bir külübeyi andıran evlerde yaşayan yoksul halk yığınlarını ve baraka semtleri
(bed town) gezip oy topladı.Daha önceden de Solo’da rumah susunan denen sosyal mesken inşaatlarından gelen iyi bir sicil ile Endonezya’da son derece güçlü olan hemşericilik ve kavimcilik (suku-suku)olgusunu yendi. 2012 yılında Cakarta Valisi (gubernur) olarak ikinci turda seçildi. Ardından 2014 yılında ikinci turda Devlet Başkanlığı seçimini kazandı.
Jokowi öncesi 2004-2014 arası Devlet Başkanı olan ve halkın kısaca “Esbeye” dediği Susilo Bmabang Yudhoyono bir generaldi. İlk kez Endonezya’da uzlaşı genel mutabakat sağlanarak seçilmiş, ülke aradığı huzuru veya en azından Suharto rejiminin kanlı ellerini hafızalardan silmek arzusunu onu seçerek göstermişti.
Bu açıdan Joko Widodo veya Endonez halkının kısaca Jokowi dediği bir halk adamı olan bir şahsiyetin vali seçilmesi önemliydi. O halkın tam içinden geliyordu. Endonez aydınlar “ini revolusi”“bu bir ihtilal” diyorlardı.
Neden böyleydi? Çünkü Endonezya siyasi tarihinde bir ilkti.Halkın iradesi ile seçilmişti.
Jokowi büyük umutlarla geldi.Ama beklendiği ölçüde başarılı olamadı. Özellikle Endonezya’nın kanayan yarası olan halkın kısaca kakaen dediği adam kayırma, lalettayin iş yapma ve yolsuzluk konularında belirgin bir ilerleme beceremedi. Yine de halkın kalbinde yer aldı. Son tercih halktan yanaydı. Satgas Saber Pungli adlı doğrudan başkanlık makamına bağlı bir yolsuzluk ihbar ve engelleme sistemi kurması da yetmedi.
11 yıllık Endonezya çalışmalarımızdan edindiğimiz fikir “idam” olmadıkça düzelmez bir sorundur, diyoruz.
Anladığımız kadarıyla Jokowi’nin Endonezya’da büyük dönüşüm yapacak kadrosu yok. Ama içinde o arzu ve heves var. 26 Şubat. 2019 tarihli MetroTv yutup kanalından izlediğimiziki başkan adayının TV de halk önünde tartışması (debate) halkın kuvvetli beklentilerinin siyasetçiler tarafından dillendirilmesi olarak görüyoruz. Sadece bu konuların tartışılması bile Endonezya’da demokrasinin ve halka öncelik (utamakan masyarakat) verme zihniyetinin nerelere geldiğini gösterir. Çünkü Endonezya tarihinde pundutan denen aşağılayıcı na mahremi dahil her şeyini amirlerine ikram ettiği bir şükran sunma geleneği vardı. Endonezya bu kötü zihniyetten kurtulacağına d ir umutlarımız artmıştır.
Peki neydi halkın beklentisi? İşte Endonezya’nın kanayan yarası “Biz halkız! Topraklarımızıbize geri kazandırmanızı bekliyoruz” Tapusuz topraklarda yaşayan halkın arazilerini 50 yıllığına egemen güçlere kiraladıktan sonra süregelen ve süregiden felaketler zinciri. Jokowi’nin karşısında egemen güçlerin temsilcisi Probowobile Jokowi beyle yaptığı karşılıklı söz düellosunda “Halkımızın yüzde birinden daha az sayıda az kişi servetimizin yarısından fazlasını kontrol ediyor.” Sen ne düşünüyorsun bu konuda, der gibi soruyor. ;Jokowi“ İyi. Pekala, ha öylemi, güzeel, Öyle mi diyorsun? Eğer bir büyük uzlaşı sağlanırsa o zaman ben yoksul halka (rakyat kecil)bölüştürmeye hazırım” cevabını verdi ve ağladı. Probowo; “Ben de hepsini vermeye hazırım. Çünkü ben milliyetçiyim ve yurtseverim” İkili adayın tartışmasından her ne kadar “yoksul halkın toprak meselesini” halletmek içinverilen vaadleri “biz toprak tapulama sorunun çözmek için söz veriyoruz ama ama nasıl çözülmeyeceğini size anlatmak istiyoruz” havasını sezinlediysek deEndonezya’da gelecekte bu işin icraata döküleceğine dair umutlarımız arttı. Sadece en üst düzeyde bu konunun tartılılması bile Endonezya adına geleceğe karşı sonderece iyimser bakmamızı sağlar.Şu satırların sahibi o toprak sorunları olan köylerde 1,5 yıl gezdi. Sorunu bilir. Sizin anlayacağınızsorun çzülme sürecine girdi şimdi lafu güzafla pişiriliyor.Endonezyaotonomi daerah yani özerk yerel idarelericraatı 1945-2014 arası süreçte önce olumsuz ardından son derece temkinli ardından da yerden biten mantar gibi özerk yerel idarelere kavulansüreci yaşası. Şimdi aynı benzetmeyi “toprak sorunu” için yapacak cesaretimiz var.
Endonezya sorunlarının “kalbidir.”
Hayat arkadaşımızın Endonez Minangkabau kabilesinden olması hasebiyle biz de süreci yaşıyoruz. Posta ile oy kullanan hanım sır gibi sakladı kime oy verdiğini. Ülkemizde 17 yaşından büyük oy kullanacak olan 906 Endonez vatandaşı var.Eve gelen bilgilendirme yazısında öyle yazıyor. Buna bakarak ülkemizdeki Endonez-Türk cemaatinin 3 bin kişi civarında olduğunu söyleyebiliriz. 17 Nisan 2019 birinci tur, 6 Ekim2019 ikinci tur tarihi olan Endonezya Devlet Başkanlığı seçimleri kampanyası kıyasıya geçiyor. Prabowo ulama sınıfını da arkasına almışa benziyor. Bazı radikal hocaefendiler fetvayı verdi: Jokoviye oy vermek haram diye. Elle yemek yedikten sonra aynı elle poposunu temizlemenin helal olduğunu bağıra bağıra anlatanlar. Jokowi beyi sanal ortamdan kefen yemini (sumpah pocong) yapmaya davet edenler bile var.
Seçim anketlerine göre Jokowi önde gidiyor. 1951 doğumlu Probowo ikinci kez seçimi kaybedeceğe benziyor. Ama eski general, parti genel başkanı, (Gerindra) işadamı Tv kanalı sahibi bir imparator o. Eski bir korgeneral olarak insan hakları ihlalleri nedeniyle Amerika’ya girişi yasaklanmış eski Cumhurbaşkanı Suharto'nun ikinci kızı Titiek Suharto'nun eski kocası. 1983'te evlendi, 1998'de Endonezya siyasi krizi sırasında boşanmış ve aynı yıl ordudan onursuzca atılmıştı.Allah yürü ya kulum demiş o da yürümüştü.Halk her ikisine de seçimde şu soruları soracak Jokowi bey; neden toprak tapulama yasasını çıkarmıyorsun? Bekliyorum, diyorsun. Probowo bey “hepsini vermeye hazırsan neden şimdiden vermiyorsun? Oy sonuçlaarını bekliyorsun?
Yeryüzünün en büyük İslâm demokrasisi değişimin ve dönüşümün kuluçkalanması sürecine girdi.Son söz olarak diyoruzki Endonezya önünde iki seçenek vardır; Endonezya ya zenginleşecek ya da zenginleşecektir. Biz Endonez halkının maşeri vicdanına her zaman güvendik. Haydi Endonezya! 11 binkilometre uzaktan yüreği Endonezya için atanbir Türk olarak haydi! Endonezya ayağa kalkacak irade sende her zaman var diyoruz.