1941-1945 arasında Endonezya’yı işgal eden Japonlar halkın hemen yanıbaşında fosseptik çukuru bulunan kuyulardan su içip yemek yaptıklarını görünce propaganda filimleri çektiler. Çektikleri filimlerde kuyulardan içilen suyun tifo, dizanteri ve koleraya sebep olduğunu ve suyu kaynatmadan içmemeleri gerektiğini halka telkin ettiler.
(Japonca ve Endonezce izleyiniz; son 2 dakikasında kuyu suyu sorunu var:
https://www.youtube.com/watch?v=dgjt9GfqVU8&index=5&list=PL5ofKqQqUcQkhmPwP3AjRDUWeYWEmP2pi)
1952-1980 arasında Endonezya’da aralıklarla bulunan ve 80 yıllık ömrünün en azından 60 yılını Fas ve Endonezya incelemelerine harcayan Amerikalı Cliffort Geertz; eşiyle birlikte Bali, Doğu Cava Pare ve Sumatra Padang’ta doktora çalışması yaparken tifo, dizanteri ve kolera ile boğuştuğunu yazar.
2011-2014 arasında satırların sahibi ile 6 aylık-2,5 yaş dönemini alanda geçiren oğlu 2 yıl üç 4 ay Jakarta, Bogor ve Parung yerleşim birimlerinde ikamet etti. Bir ev Batı Cava, Bogor, Parung Waru Jaya köyünde inşa etti. Evin önüne 20 metre derinliğinde bir kuyu yaptırdı. Kuyu suyunu arıtma düzeneğinden geçirdikten sonra evin üzerine 500 kiloluk bir su tankı koydurttu. Kuyu suyu banyo ve temizlik dışında bir işlem için kullanılmadı.
İçme suyu ise 7 kilomete uzaktaki Parung kasabası marketlerinden getirtildi. Yaklaşık 19 kilo damacana su yaklaşık 1,25 dolar civarında idi. Bir de içmeklik su aynı damacana kullanılarak temin edildi. Tüm Endonezya’da meşhur ve yaygın olan “Aqua” adlı şirketten 250-500 gramlık pet şişeler içmeklik su için yaygın olarak kullanılmaktaydı.
Ancak sahte su olduğunu bilmiyorlardı. “Air minum palsu” Çocuk ve satırların sahibi hastalandı.
Endonezya’da 2013 yılı ortalamalarına göre Papua adasında yüzde 35 üzerine çıkan çocuk ölümleri Cakarta ve çevresinde yüzde 25 civarında idi. Hükümetn aldığı önlemlere giderek azaldığı gözlemlenmekteydi. Çocuk ölümlerinin başat iki nedeni vardı: Sinek ısırması ve kuyu suyu kullanımı.
Maalesef ulama denen din bilginleri sınıfı da “kuyu suyunun lezzetli olduğunu” televizyonlarda bol miktarda mevcut vazu nasihat programlarında iştahla anlattığına satırların sahibi şahit olmuştur.
Su kaynatılıp içilecek; kolera, tifo, dizanteriye neden oluyor, diye propaganda filmini 1945 lerde çeken Japon döneminden bugünlere kadar 90 seneye yakın zaman geçti. Ne değişti?
Fazla değişiklik yok. Sadece pet şişelerde satış yapan büyük şirketler var. Bir de “air minum ulang” denen kendi dükkanında arıttığı suyu satan sıradan esnaflar var. O da ne kadar güvenilir bilemem. Ben güvenip de satın almadım.
Endonezya köylüsü şöyle düşünüyor: “Kuyu suyu ile pet suyu farklı değil. Şirketler dağdan su getirmiyor. Suyu yeraltından çekip biraz bekletiyor, sonra dolduruyor.” Işte bu düşünce ile kuyu suyu kullanımı halen devam etmektedir. Bir de ekonomik neden vardır. 1 dolar 19 kilo suya verecek kaç köylü vardır diye düşünmek lazım. 2013 yılında tüp gaz kullaanmadan evinin arkasında odun yakarak yemek pişiren Endonez köylüsünü gören kalemin yazısıdır.
Endonezya’nin ciddi bir kanayan yarası olan olan içme suyu sorununu pratik olarak çözmek için şu kanaate vardım:
Eğer Endonezya’da yaşayacaksanız ayda 280 dolar sadece içme suyu ve yemeklik için 3 kişilik bir aile gideri olarak düşünmek zorundasınız. Sahtekârlık olasılığı olmayan sudan satın almak için de bu işi yapan bir market veya sucu ile anlaşacaksınız.
Aksi halde satırların sahibi gibi içme suyu yerine sahte suyu satın alır, 4 ay içinde midenizden 6 kez, içinde kedi gibi farelerin fink attığı hastaneye kaldırılırsınız.
Endonezya cennet gibi bir ülkedir. Bu dünyada cennet varsa o da Endonezya’da bir yerlerde olmalıdır. Ama herşeyden evvel içme suyu problemini halletmeden de gitmek çok risklidir. Hele hele kaçak içki. O durumda da İzmirli 27 yaşındaki genç mühendis gibi dağda köylüye ısmarlattığınız kaçak şarabı içer ve ölür gidersiniz. Su, su ve de su.
2011 yılında Endonezya’ya gitmeden önce Japon arkadaşlarıma sormuştum. Endonezya’da en çok neye dikkat etmeliyim? “Su, su, su ille de su” diye özenle uyarmışlardı. Bir de Endonezya’da “yol yok” diye bilgi vermişlerdi. Ne demek olduğunu Endonezya’ya gidince anladım. Endonezya’da “yol” ve içme suyu ile yemeklik su” ciddi bir problemdir. Konu ile ilgili Açe örneğini “Açe Coğrafyası” adlı e-kitabımda da işledim.
Japon şirketlerinin Endonezya’ya çalışmaya gidecek elemanlarını “su” “köpek” konusunda uyardıklarını da Endonezya’da anladım. Köpekler “kuduz” nedeniyle telef edilmişti.