Bugün Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından Azerbaycan'ın eski ve dilber köşelerinden biri olan Şuşa şehrinin işgal günüdür.
Ermeni eşkıyalarının Azerbaycan halkına karşı yüzillərdi başladığı alçak ve çirkin niyeti bugün de devam etmektedir. Türk'ün kanına susayan menşei belli olmayan ermeni topluluğu, geçmişte olduğu kumi, yine kendine özgü cezasını alacaktır, burunları bizim tarafımızdan ovalanacaktır.
Şuşa'nın işgali ile ilgili yazılanlara ve resmi verilere göz atalım:
"Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ bölgesinde bulunan Şuşa şehrinin Ermenistan tarafından işgal edilmesinden (1992 mayıs 8'de) 27 yıl geçiyor.
Şuşa Azerbaycan'ın benzersiz kültür merkezlerinden biridir. Doğal güzellikleri ile bilinen bu şehir milli mimarimizin ve ortaçağ şehircilik sanatının değerli abidesidir.
Milli-manevi değerlerimizi ve müzik geleneklerimizi hep yaşatan Şuşa önemli ekonomik, siyasi ve kültürel öneme sahip kent olarak teşekkül edinceye kadar zengin yol geçip, Karabağ hanlığı'nın merkezi olmak üzere halkımızın yaşamında kendine özgü rol oynamıştır.
Kasım bey Zakir, Hurşit Banu Natevan, Mir Möhsün Nevvab, Necef bey Vezirov, Abdurrahim bey Hakverdiyev, Yusuf Vezir Çemenzeminli, Feridun bey Göçerli, Ahmet bey Ağaoğlu ve diğer seçkin şahsiyetleri ile tarihe geçen bu şehir dünyada Azerbaycan muğam beşiği olarak biliniyor.
1977 yılında milli lider Haydar Aliyev'in girişimiyle "Şuşa şehrinin tarihi bölümünü tarihi koruma alanı ilan edilmesi hakkında" karar kabul edildi. O zamandan Şuşa'da yapılan kuruculuk işleri daha da yaygınlaşmıştır, kültürümüzün ve sanatımızın büyük isimlerinden Üzeyir bey Hacıbeyli'nin, Hurşit Banu Natevan'ın ve Bülbül'ün ev müzeleri kuruldu, ünlü şair Molla Penah Vagif'in türbesi yükseltildi.
1991 ekim 18'de bağımsızlığının sağlanması konusunda gerekli belgeler kabul eden Azerbaycan Cumhuriyeti'nin Dağlık Karabağ anlaşmazlığı sonucunda Ermenistan'ın saldırgan etnik temizlik politikası ile karşı karşıya kaldı.
Derin siyasi, ekonomik, sosyal kriz geçiren ve Dağlık Karabağ'da oluşmuş gergin durumdan çıkış yolu arayan ülkemiz henüz kendi milli ordusu oluşmadığından yüksek askeri-stratejik önemli Şuşa kentinin savunmasında sadece gönüllü savunma ekiplerinin yardımına umut ediyordu. Fakat onların kahramanca döyüşmələrinə ve önemli direnç göstermelerine rağmen, tepeden tırnağa silahlanmış Ermenistan silahlı kuvvetleri, 1992 mayıs 8'de Şuşa şehrini işgal etti.
Şuşa'nın savunması uğruna yapılan savaşlarda 195 kişi soydaşımız şehit oldu, 165 kişi yaralandı, 58 kişi esir düştü ve rehin alındı.
Ermeni vandalları işgal sırasında binlerce eserin bulunduğu müzeleri talan ettiler, yüzlerce tarih-kültür anıtı'nı yıktılar, bu tapmak ve camileri hakaretlere maruz bıraktılar, çok sayıda nadir yazı örneklerini imha ettiler, eğitim ve sağlık ocaklarını harabeye çevirdiler.
Şuşa'da devlet tarafından korunan 248 tarihi yapı, 8 müze, bir resim galerisi, bir türbe, 8 müzik okulu, onlarca kültür nesnesi işgal altında kalmış.
Şuşa'nın işgali sırasında yüzlerce sivil öldü, 60'a yakın sivil kişi rehin alındı ve kayıp düştü, ölen, yaralanan ve rehin tutulanlar arasında kadınlar ve çocuklar da var. Onların birçoğu bugüne kadar kurtarmadı. Şuşa'nın işgali sonucunda yaklaşık 22 bine yakın insan mülteci durumuna düştü".
Ekleyelim ki, 1988-1993'li yıllarda Ermenistan silahlı kuvvetleri tarafından Azerbaycan topraklarının% 20'si - Dağlık Karabağ'ın ve ona bitişik 7 ilin arazisi, ayrıca Ermenistan ile komşu bölgelerin 27 yerleşim birimi işgal edildi. 700 bin Azerbaycanlı kendi vatanında mülteciye dönüştü, 20 bin şehit, 50 bin kişi mağdur oldu, 200 bin kişi çeşitli vücut yarıyı alıp, 4 853 kişi ise kayıp ve esir düştü.
Askeri saldırı sonucunda Azerbaycan'ın büyük bir kısmının verimli toprakları işgal edildi. Ülke ekonomisine yaklaşık 800 milyar ABD dolarından fazla zarar verildi. İşgal altındaki topraklarda yerli nüfusun bıraktığı tüm emlak ermeniler tarafından talan edildi.