Gazze Şeridi’nde yaşanan dram her geçen gün daha da derinleşiyor. İsrail’in haftalardır sürdürdüğü insani yardım ambargosu, Han Yunus kentinde açlığı bir ölüm silahına dönüştürdü. Kameralara yansıyan görüntüler, bir halkın sistematik biçimde yok edilmeye çalışıldığını gözler önüne seriyor.
Kadınlar, çocuklar, yaşlılar ellerinde boş tencerelerle yardım dağıtım noktalarına akın ediyor. O bir kap yemek, bazen bir ailenin iki günlük rızkı, bazen bir bebeğin hayatta kalma umudu oluyor. Ancak yardımlar sınırlı, çünkü İsrail gıda girişini bilinçli olarak engelliyor.
İnsani Yardım Engelleniyor, Halk Açlığa Mahkûm Ediliyor
Gazze’de sadece bombalar değil, açlık da öldürüyor. İsrail’in gıda, ilaç ve temel yaşam malzemelerine uyguladığı ambargo, savaş değil açık bir yok etme planı olarak nitelendiriliyor. Fırınlar çalışmıyor, market rafları boş, su ve elektrik yok. İnsanlar, bir lokma ekmek için yaşam savaşı veriyor.
Yardım kuruluşları tüm imkânlarıyla sahada olsa da, yardımların ulaşabildiği kişi sayısı yetersiz. Deniz Feneri Derneği gibi sivil toplum kuruluşlarının bölgeye ulaştırabildiği insani yardımlar ancak küçük bir azınlığın karnını doyurabiliyor.
“Çocuklarım Aç, Tencerem Boş”
Kameralara konuşan bir Gazzeli kadın, “Evde üç çocuk bekliyor. Dünden beri tek lokma yemediler. Ekmeğimizi de, umudumuzu da aldılar” diyerek yaşanan dramı gözyaşlarıyla anlatıyor.
Bu çığlıklar yalnızca gıdaya değil, duyulmaya da aç… Çünkü Filistin halkı artık sadece ekmeğini değil, sesini de arıyor.
Dünya Sessiz, Sorumluluk Sessiz Olanlarda
Gazze’deki durum artık sadece bir çatışma değil, topyekûn bir insanlık krizidir. İsrail’in uyguladığı gıda ambargosu, sivilleri hedef alan bir yok etme planıdır. Uluslararası toplum ise bu soykırıma sessiz kalmaya devam ediyor.
Sokaktan yükselen soru ise aynı:
“Dünya nerede?”