Uzun bir ayrılığın ardından tekrar sizlere merhaba sevgili dostlar. İşlerimin yoğun olması nedeniyle bir süre sizlerle olamadım. Bir mahalli idareler seçimi daha yaşadık. Yaşamamızla birlikte her şey de tozu duman oldu.
Bu sabah basın haberlerine baktığımda sayın tarım bakanının " Gönüllere giremedik" beyanatı gözüme ilişti ve yazımın başlığını da o beyanatını seçtim. İktidarın 2003 seçimlerinden beridir aldığı sonuçlardan en dramatik olanı sanırım geçtiğimiz günlerde yapılan mahalli idareler seçimidir diyebiliriz.
2003 yılından bu yana uygulanan tarım politikalarının yanlışlığı, toprak sahiplerinin toprağından kopmasına tembelci bir anlayışa çanak tutuluşu, en önemli milli değer önemine haiz kuruluşların özelleştirilerek yabancılara verilişi, kaynakların ekonomiye halkın refahına dönüştürülemeyişi, köyden kente hızlı bir kaçış, üreten değil tüketen bir toplum haline dönüşmemiz bu günkü seçimin sonuçlarının en önemli nedenleridir. Açıkçası "Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur" da diyebiliriz. Bu seçimin sonuçlarını inceleyecek olursak :
a. Sayın Devlet Başkanının yerinde olsam tüm danışmanlar ile teşkilat başında ki temsilcilerin görevine son verirdim. Çünkü Devlet başkanına artık nasıl bir danışmanlık yapıp rapor, bilgi verdilerse işte örneği de buradadır. Gemi su alınca ilk kaçacaklarında onlar olacaktır diye düşünüyorum.
b. Yine medyanın çıkarcı, iki yüzlülüğü bir kez daha bu son seçimde kanıtlanmış olup; şirin gözüküp daha fazla rant sağlama iştahı ile tüm haberleri manüplasyona tabi tutmaları bu seçimin sonucunu hazırlamıştır. Tüm basının koro halinde alakasız haberlerle manşet olmaları, reklam v.s gelir seviyelerini artırmak uğruna yanlı haber yapmaları nihayet görüldüğü gibi duvara toslamıştır.
c. Toplum içerisinde kutuplaştırıcı ya da hakaretvari konuşmalar yapmak daima "Etkiye Tepki" gereği karşılığını anında bulmaktadır. Ayni hatayı yapan sayın tarım bakanının böyle bir beyanatı vermesi de manidardır.
Bu konuyu hiç açmayacağım herkes sarf ettiği sözden kendisine anlayacağını anlasın diyorum.
d. Yine bu seçimin sonuçlarına etki eden nedenlerin en önemlisi de muhtarlardır. Bu seçimlerde bile evimin zilini çalan onlarca muhtar adayı vardı ki oy istemelerinden biz de yorulduk. Yıllardır seçilebilmeleri uğruna çevre il ve ilçelerden seçmen kaydırmaları tuzu biberi olmuştur. Esasında muhtarlık kalkmalıdır. Zira tüm işlemler nüfus müdürlüklerinden zaten yapılabilmektedir.
e. Bu toplum yardımlara alıştırılmamalıdır. Alıştırılırsa ne olur ? Toprağını ekmez, nasıl olsa yardım geliyor derler. Size samimi olarak söylüyorum ki hali vakti yerinde olan kolunda bir sıra altın bileziği olanlar bile gıda, kömür v.s yardımı almaktadırlar. Bu yardımları da muhtarlar belirlemekteler. Her muhtar gelecekte alacağı oyları hesap ederek yardımları belirlemekteler. Şahsen ben kendi adıma hak etmeyene verilen yardımları helâl etmiyorum.
f. Bu seçimlerin sonuçlarına etki eden diğer en önemli neden de ekonomik kayıplardır. Önceden ekonomik krizler olurdu ama çabuk atlatılırdı. Çünkü iyi ya da kötü toprak işlenirdi. Simdiler de hayvancılık ve tarımın durumu içler acısı. Neredeyse bir çok ürünü karkas et de dahil ithal etmekteyiz.....
g. 2003 yılında seçimlerde iktidar olan hükümet eğer o günden itibaren toplumun ekonomik yapısını düzeltme ile meşgul olsaydı bu gün her yerde heykeli dikilirdi. Ama maalesef parti temsilcileri devletin yönetim şekliyle kavgalı görüntüler verdiler. 15 temmuz'un her kesiminde sorumluları bulunup ceza verilirken siyasi ayaktakilere bir ayıklama ve ceza verilmedi. Dolayısıyla toplumda iktidara inanma erozyona uğradı. İşte asıl bu seçimin sonuçlarını hazırlayan nedenlerden birisi de budur.
h. Yine her devrin adamları iş başındaydı. Ballı börek ihaleler v.s çıkar ilişki ağında olan cemaatlar, vakıflar, kuruluşlar, kişiler, iktidar akraba ilişkikeri, dost gözükenler bu seçimin sonuçları arasına LÖK diye oturdu. Ve bunlar alacaklarını aldıklarında daha da güç kaybedecek iktidarı tanımayacaklardır. İşte siyaset böyle bir şeydir. Yapılan ve yapılacak seçim itirazlarına hic girmiyorum. Zira boşuna çabalamanın hic bir anlamı yoktur. Atı alan Üsküdar'ı geçmiştir. Anlı şanlı partiler bu anlayışlar yüzünden silinip gittiler. Şimdi herkesin iyiden iyiye "nerede hata yaptık" deyip muhasebe yapma zamanıdır.
Son sözüm: Her yere koşturarak giden guruplara, yağ kokan konuşmalara aldanılmamalıdır. Unutmayın ilk planda satacağı kişi siz olursunuz!
Bu seçimin sonuçlarının ülkemize hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Saygılarımla