Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyarbakır'da yaptığı konuşmada "Terör örgütünün kandırarak ölüme gönderdiği gençlere biz de üzülüyoruz. O dağlara kaçırılan kızların hesabını kim verecek? O taciz edilen kızlarımızın hesabını kim verecek? O gençlerin hesabını kim verecek? Bu terör örgütü 'özgürlük', 'barış', 'insanlık mücadelesi veriyorum' diyebilir mi ya? diyemez." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, tamamlanan 116 projenin açılışını yapmak için geldiği Diyarbakır’da STK temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir otelde bir araya geldi. STK temsilcilerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeleri hizmete sokan kurumlara teşekkür etti.
Türkiye'de hizmet üretmek ve proje yapmanın hiçbir zaman kolay olmadığını dile getiren Erdoğan, bürokrasiden, yerel menfaat odaklarından, mevzuattan, kimi zaman imkansızlıktan kaynaklanan bir sürü sorunla mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde hizmet etmenin diğer bölgelere nazaran 2-3 kat daha zor olduğunu söyleyen Erdoğan, PKK terör örgütünün çıkardığı engellere vurgu yaptı. Erdoğan, "Havalimanı açmak istersiniz, terör örgütü, müteahhidi, evine helal lokma getirmeye çalışan işçiyi tehdit eder. Yeni fabrika kurmak istersiniz, bu kez yatırımcıyı tehdit eder. Hastane, okul, kütüphane yaparsınız, örgüt kamu görevlisini kaçırır, camiyi yakar, okulu yakar, hastaneyi yakar." diye konuştu.
"Temmuz ayından beri terör örgütünün kalleş saldırılarına maruz kalıyoruz. Örgüt, Suriye'den elde ettiği kazanımları ülkemize hendekle, çukurla, bombalı barikatla taşımaya çalıştı." diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim 2 buçuk yıl boyunca büyük bir sabırla devam ettirdiğimiz çözüm sürecini terör örgütü, bazı ülkelerin, kulaklarına fısıldadığı sözlere ve ihtiraslarına ne yazık ki kurban etti. Son olaylarla şu anki durumu bir kez daha açık ve net bir şekilde görüyoruz. 30 yıldır bölücü terör örgütü, şehrimize, bölgemize, ülkemize kan ve gözyaşından başka birşey vermemiştir. Açık ve net konuşuyorum; Bu terör örgütünün bizi yaradan Rabb'imizle işi var mı? Kula kulluk diye bunlarda bir şey var mı? Var. Ama Allah'a kulluk diye bunlarda bir şey bunlarda yok. Tüm yaptıklarına baktığımız zaman bunlar, 'Zerdüştlük' diye bir inancın mensubudurlar. Bütün belgeler elimizde. Bunlarda Ateizm var mı? Var. Bunu söylemekten, benim inançlı, dindar Kürt kardeşime anlatmaktan niye çekiniyoruz, niye bunları anlatmıyoruz? Anlatacağız ki, benim dindar, inançlı Kürt kardeşim bunların ne mal olduğunu bilsin, görsün, ona göre de bunların safını belirlesin, kendi safını da bunların karşısında belirleyerek bunlara haddini bildirsin."
Terörle mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini belirten Erdoğan, Dürümlü mezrasındaki patlamaya da değindi. Erdoğan, "15 ton bombayla oraya gelmek suretiyle bunu orada patlatan ve 16 kardeşimizi şehit edenlerin dinle, diyanetle, insanlıkla, vicdanla, 'Kürtlerin temsilcisiyim' demek gibi böyle bir yaklaşımla ne ilgisi, ne alakası olabilir? Hiçbir ilgisi olamaz. Bunlarda insanlıktan nasibini almak diye bir şey yok, vicdan diye bir şey yok. 16 tane kardeşimizin düştüğü durum, paramparça olan o bedenlerin hesabını hep beraber sormamız lazım. Her şey devletten beklenmez, el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz ve bunun hesabını da soracağız. Barış, hak, hukuk gibi cilalı kavramların arkasına siper alarak yaptıkları tek şey demokrasiye kurşun sıkmaktır. Niye kaçıp gidiyorlar? Hadi kaçmasınlar, kalsınlar burda. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar kovalayacağız. Eğer 'demokrasi' diyorlarsa, 'hak ve özgürlük' diyorlarsa, o zaman silahı, bombayı, her şeyi gömerler, koordinatlarını da verirler, gelsinler parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler." şeklinde konuştu.
"Terör örgütü tarafından evi yakılan yıkılan kardeşlerimizin acısı bizim de acımızdır." diyen Erdoğan, "Terör örgütünün kandırarak ölüme gönderdiği gençlere biz de üzülüyoruz. O dağlara kaçırılan kızların hesabını kim verecek? O taciz edilen kızlarımızın hesabını kim verecek? O gençlerin hesabını kim verecek? Bu terör örgütü 'özgürlük', 'barış', 'insanlık mücadelesi veriyorum' diyebilir mi ya? Diyemez. Özellikle Kürt kardeşlerime birinci derecede sesleniyorum; Gelin el ele verelim, Türk'ü Kürt'ü böyle bir ayrım yapmayalım. Bizim dinimizde böyle bir ayrıcalık yok, böyle bir ayrılık yok. Biz kardeşiz. Kardeşliğimizi kıskandılar ve bu kardeşliğimizi parçalamak istiyorlar. Biz, bizi parçalamak isteyenlere Diyarbakır'dan gür bir sada ile 'bizi parçalayamayacaksınız' dememiz lazım ve bu hükmün gereğini yerine getirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, tamamlanan 116 projenin açılışını yapmak için geldiği Diyarbakır’da STK temsilcileri ve kanaat önderleriyle bir otelde bir araya geldi. STK temsilcilerine hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, projeleri hizmete sokan kurumlara teşekkür etti.
Türkiye'de hizmet üretmek ve proje yapmanın hiçbir zaman kolay olmadığını dile getiren Erdoğan, bürokrasiden, yerel menfaat odaklarından, mevzuattan, kimi zaman imkansızlıktan kaynaklanan bir sürü sorunla mücadele edilmesi gerektiğini ifade etti. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde hizmet etmenin diğer bölgelere nazaran 2-3 kat daha zor olduğunu söyleyen Erdoğan, PKK terör örgütünün çıkardığı engellere vurgu yaptı. Erdoğan, "Havalimanı açmak istersiniz, terör örgütü, müteahhidi, evine helal lokma getirmeye çalışan işçiyi tehdit eder. Yeni fabrika kurmak istersiniz, bu kez yatırımcıyı tehdit eder. Hastane, okul, kütüphane yaparsınız, örgüt kamu görevlisini kaçırır, camiyi yakar, okulu yakar, hastaneyi yakar." diye konuştu.
"Temmuz ayından beri terör örgütünün kalleş saldırılarına maruz kalıyoruz. Örgüt, Suriye'den elde ettiği kazanımları ülkemize hendekle, çukurla, bombalı barikatla taşımaya çalıştı." diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim 2 buçuk yıl boyunca büyük bir sabırla devam ettirdiğimiz çözüm sürecini terör örgütü, bazı ülkelerin, kulaklarına fısıldadığı sözlere ve ihtiraslarına ne yazık ki kurban etti. Son olaylarla şu anki durumu bir kez daha açık ve net bir şekilde görüyoruz. 30 yıldır bölücü terör örgütü, şehrimize, bölgemize, ülkemize kan ve gözyaşından başka birşey vermemiştir. Açık ve net konuşuyorum; Bu terör örgütünün bizi yaradan Rabb'imizle işi var mı? Kula kulluk diye bunlarda bir şey var mı? Var. Ama Allah'a kulluk diye bunlarda bir şey bunlarda yok. Tüm yaptıklarına baktığımız zaman bunlar, 'Zerdüştlük' diye bir inancın mensubudurlar. Bütün belgeler elimizde. Bunlarda Ateizm var mı? Var. Bunu söylemekten, benim inançlı, dindar Kürt kardeşime anlatmaktan niye çekiniyoruz, niye bunları anlatmıyoruz? Anlatacağız ki, benim dindar, inançlı Kürt kardeşim bunların ne mal olduğunu bilsin, görsün, ona göre de bunların safını belirlesin, kendi safını da bunların karşısında belirleyerek bunlara haddini bildirsin."
Terörle mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini belirten Erdoğan, Dürümlü mezrasındaki patlamaya da değindi. Erdoğan, "15 ton bombayla oraya gelmek suretiyle bunu orada patlatan ve 16 kardeşimizi şehit edenlerin dinle, diyanetle, insanlıkla, vicdanla, 'Kürtlerin temsilcisiyim' demek gibi böyle bir yaklaşımla ne ilgisi, ne alakası olabilir? Hiçbir ilgisi olamaz. Bunlarda insanlıktan nasibini almak diye bir şey yok, vicdan diye bir şey yok. 16 tane kardeşimizin düştüğü durum, paramparça olan o bedenlerin hesabını hep beraber sormamız lazım. Her şey devletten beklenmez, el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz ve bunun hesabını da soracağız. Barış, hak, hukuk gibi cilalı kavramların arkasına siper alarak yaptıkları tek şey demokrasiye kurşun sıkmaktır. Niye kaçıp gidiyorlar? Hadi kaçmasınlar, kalsınlar burda. Nereye kaçarlarsa kaçsınlar kovalayacağız. Eğer 'demokrasi' diyorlarsa, 'hak ve özgürlük' diyorlarsa, o zaman silahı, bombayı, her şeyi gömerler, koordinatlarını da verirler, gelsinler parlamentoda mücadelelerini sürdürsünler." şeklinde konuştu.
"Terör örgütü tarafından evi yakılan yıkılan kardeşlerimizin acısı bizim de acımızdır." diyen Erdoğan, "Terör örgütünün kandırarak ölüme gönderdiği gençlere biz de üzülüyoruz. O dağlara kaçırılan kızların hesabını kim verecek? O taciz edilen kızlarımızın hesabını kim verecek? O gençlerin hesabını kim verecek? Bu terör örgütü 'özgürlük', 'barış', 'insanlık mücadelesi veriyorum' diyebilir mi ya? Diyemez. Özellikle Kürt kardeşlerime birinci derecede sesleniyorum; Gelin el ele verelim, Türk'ü Kürt'ü böyle bir ayrım yapmayalım. Bizim dinimizde böyle bir ayrıcalık yok, böyle bir ayrılık yok. Biz kardeşiz. Kardeşliğimizi kıskandılar ve bu kardeşliğimizi parçalamak istiyorlar. Biz, bizi parçalamak isteyenlere Diyarbakır'dan gür bir sada ile 'bizi parçalayamayacaksınız' dememiz lazım ve bu hükmün gereğini yerine getirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.