Yunus Güney, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından oluşan bilgi kirliliğini önlemek münasebetiyle İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) tarafından yapılan açıklamayı paylaştı.Kahramanmaraş’ta 6 Şubat’ta meydana gelen depremlerin ardından birçok hususta bilgi kirliliği yaşandığını belirten Samsun İnşaatçılar ve Müteahhitler Derneği (SİMDER) Başkanı Yunus Güney, “Kahramanmaraş merkezli 11 ilimizi etkileyen afeti bizler de derinden hissettik. Dernek olarak deprem bölgelerine elimizde gelen yardımları yaptık yapmaya devam edeceğiz. Kısa vadede söylenecek bir şey yok diyerek bekledik. Ancak çeşitli yayın kuruluşlarında ve halk arasında konuşulan bilgi kirliliğini bir nebze olsun düzeltme ihtiyacı duyuyoruz. Bu konuda İMKON’un yaptığı basın açıklamasını Samsun kamuoyuyla paylaşıyoruz. Depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz. Allah böyle bir felaketi ülkemize ve insanımıza bir daha yaşatmasın inşallah” dedi.İMKON’un açıklamasında “İşini yasaların öngördüğü ve emrettiği doğrultuda ve şartlarda yapan günümüz şartlarında yasal düzenleme ile mesleki yeterliliklerine göre sınıflandırılan ve belgelendirilen müteahhitleri her deprem felaketinde olduğu gibi; tek başlarına sorumlu olarak hedef göstermek, suçlu ilan etmek doğru ve adil değildir” sözleri dikkat çekti.Açıklama metni ise şöyle:06 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli 11 çevre ilimizi derinden etkileyen depremde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet yaralılara acil şifalar diliyoruz. Körfez depremi ile ülkemiz gündemine giren ve alınması gereken tedbirler bu güne kadar kısmen uygulanmış olsa da son yaşadığımız depremin şiddeti itibari ile yetersiz kalmış maalesef can ve mal kaybımıza engel olamamıştır.Kıymetli Basın Mensupları;Ülke olarak yaşadığımız deprem felaketinden sonra ortaya çıkan manzara, can kayıplarımız ve acılarımız henüz tazeyken, “KUSURLU KİM, İHMAL EDEN KİM, SUÇLU KİM?” tartışmalarının içerisinde olmak istemedik. Ancak, kamuoyunda farklı provokasyonlarla yaratılmak istenen ve linç kampanyasına dönüştürülen “TEK SUÇLU MÜTEAHHİT” algısının doğru olmadığını, meselenin yerinde tespit, yetki ve sorumluluk başlıklarında değerlendirilmek suretiyle yargıya taşınması gerekliliğinin önemine binaen Türkiye yapı sektörünün çatı kuruluşu olarak Türkiye kamuoyunu bilgilendirme sorumluluğu içerisinde açıklama yapma gereği duyduk.Yaşanan can kayıplarının, kaybolan hayatların ve çekilen acıların elbette bir cezası olmalıdır.Ancak, devletine ve milletine hizmet etmiş ve işini yasaların öngördüğü ve emrettiği doğrultuda ve şartlarda yapan günümüz şartlarında yasal düzenleme ile mesleki yeterliliklerine göre sınıflandırılan ve belgelendirilen Müteahhitlerin her deprem felaketinde olduğu gibi; Bir kısım medyanın provokasyonel haberleri, yaklaşımları ve kamuoyu baskısıyla ile tek başlarına sorumlu olarak hedef göstermek ,suçlu ilan etmek doğru ve adil değildir.Son yüzyılın en şiddetli depremini yaşadık. Müteahhitleri tek suçlu ilan etmek ve hedef göstermek, sağlıklı tespit ve teşhisi saptırmaktadır. Ayrıca, bu yıkımlardaki müteselsil sorumluluk alanlarının tespitini doğru analiz ederek, yeni ve kalıcı tedbirler almamız ancak bilim ve ortak akıl ile mümkün olacaktır.Yapı sistemi; Devletin denetiminde, belli bir kanun ve nizam çerçevesinde işlemektedir.
- Deprem riski yoğun olan ülkemizin fay geçiş bölgelerine geçmişte imar verilmesi ile oluşan yapı stoklarının Büyükşehir Belediyeleri ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı koordinasyonu ile şehirlerin yeni deprem mastır planlarına göre fay hattı dışı güvenli bölgelere taşınması.
- Deprem kuşağı olan ülkemizde zemin değerlerinin sağlamlık oranına göre kat verilmesi.
- Deprem risk kapsamında olan ülkemizde 2012 yılında çıkartılan 6306 sayılı kentsel dönüşüm kanunun teşvik ve yaptırım gücü ile desteklenerek; ayrıca yapı yoğunluğundan veya fay hattı aksı olduğundan yerinde dönüşümü mümkün olmayan alanlar için şehrin zemini sağlam bölgeleri tespit edilerek cazibe merkezleri ile desteklenerek kentsel dönüşüm rezerv alanı oluşturulmalıdır.
- Yapı statik uygulamalarının projeye göre yapılıp yapılmadığını denetleyen yapı denetim ve şantiye şeflerinin yapı proje uygulama denetçileri olarak üniversite mezuniyetinden sonra ihtisas branşlarına göre eğitim stajlarına ve sınavlarına tabi tutulmalıdır.
- Betonun olması gerektiği değerden slambını düşük ayarlayan ve betona su katanlara gerekli sorumluluk ve cezayı müeyyide yüklenmelidir.
- Statik yapıyı inşa edenlere (Demir ve Betonarmeden) sorumlu olanlara taşeronluk mecburiyeti getirilip, sadece statik yapıdan müteselsilen cezai sorumluluk yüklenmelidir.
- Deprem, kentsel dönüşüm ve çekirdek aileye bölünme gibi sebeplerden dolayı vatandaşımızın konut ihtiyacı ciddi manada artmıştır. Bunun da konut kiralarına yüksek oranda yansıdığını, belediyelerin küçük daire (asgari metrekare) şartını çok daha alt seviyelere çekip konut üretimini teşvik ederek, vatandaşımızın konuta erişimi kolaylaştırılmalıdır.
- Son depremde yaklaşık 10’a yakın binanın kolonlarının kesildiği veya statik yapıya farklı tahribatlar verildiğini üzülerek müşahede etmekteyiz. Tedbiren altında işyeri olan bütün yapı stoklarının gözden geçirilmesi ve apartman/site yöneticilerine de bu meyanda sorumluluk yüklenmelidir.
- Bina yapımında en büyük maliyeti oluşturan konut imarlı arsa ihtiyacı Büyükşehirler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından üretilip uygun şartlarda konut sektörüne sunularak şehrin güvenli alanlarda planlı gelişimi sağlanmalıdır.
- Müteahhitlik sektörünün yıllardır yasaya dayalı bir meslek odasının olması talebi karşılanarak, müteahhitlerin kayıt altına alınması, sicillerinin tutulması sorumlulukları ölçeğinde eğitim sertifikasyonuna tabi tutulmaları sağlanmalıdır.